You have a good day traducir turco
502 traducción paralela
Did you have a good day?
Günün güzel miydi?
Did you have a good day, baby?
Günün güzel geçti mi hayatım?
Did you have a good day?
Günün güzel geçti mi?
Sir, you have a good day.
İyi günler bayım.
Okay, you have a good day.
Tamam, sana iyi günler diliyorum.
Did you have a good day?
Günün iyi geçti mi?
Did you have a good day?
Günün nasıl geçti?
Yeah, well, you have a good day, too.
Evet, peki, sana da iyi günler.
You have a good day too.
Sana da iyi günler.
Did you have a good day?
Günün nasıldı güzel mi?
Did you have a good day shooting?
Av gününüz nasıldı? - Korkulu.
- You have a good day.
- İyi günler dilerim.
You have a good day now, you hear?
İyi günler, duydunuz mu?
Now you have a good day, now, Mrs. Blair.
Size iyi günler Bayan Blair.
Did you have a good day at school?
- Bugün okul iyi geçti mi? - Evet.
So did you have a good day?
Günün iyi geçti mi?
You have a good day.
İyi günler dilerim.
Dear audience! I hope you have a good day!
Sevgili dinleyiciler, hepinize güzel bir gün dileriz!
Did you have a good day or a bad day?
" İyi bir gün mü, kötü bir gün mü geçirdin?
You have a good day, ma'am.
- İyi günler dilerim, bayan.
- You have a good day too.
- Size de iyi günler.
So uh, did you have a good day?
Günün güzel geçti mi?
I hope you have a good day, Father.
Umarım, çok güzel bir gün geçirirsin, Baba.
You have clone a good day's work - you have saved your life and your soul.
İyi bir günün sonunda : Hayatını ve ruhunu kurtarmış olacaksın.
I'm glad to have made your acquaintance, and a good day to you both.
Tanıştığımıza çok memnunum, ikinize de iyi günler.
Hey, all in all, you fellows must have had a pretty good day, huh?
Hey, genel olarak bakarsak, siz oldukça iyi bir gün geçirmiş olmalısınız, ha?
Thank you. Have a good day.
Teşekkür ederim.
You guys did have a good game that day Yes, I was at the mahjong table that day
O gün siz kankalar iyi oyun çıkarmışsınız evet, o gün ben de mahjong masasındaydım
If you were to ask me, I'd have to tell you I'm not having a very good day.
Bana soracak olursan, pek iyi bir gün geçirmiyorum.
See a penny, pick it up, all day long you'll have good luck.
Para buldum. Uğurdur.
Did you sleep well? Have a good day. San Francisco...
01 00 : 07 : 52 : 09 Size iyi günler dilerim.
You said yourself when Jacobi was here the other day : "It is good to have a friend."
Ama dün Jacobi buradayken onun gibi bir dostumuz olmasının ne kadarda iyi olduğunu söylüyordun.
Carol, baby, I just called you to say good morning and have a good day, you know.
Carol, bebeğim sadece günaydın ve iyi günler demek için aradım, biliyorsun.
Good Day Georgia : - good to see you out - have you waited already for a long time?
Tatlım!
Teach him... or he will like a time-bomb beside you and some day he will cause you deadly trouble I know, I have think of it I want to find him a job lt`s good to do it!
Onu adam et yoksa bu saatli bomba haliyle senin başına ölümcül dertler açacak bir gün. Bunu ben de biliyorum. Ona bir iş bulmak istiyorum.
You have yourself A good day now.
Size iyi günler dilerim.
Not even 9 : 30 and you have already done a good day's work.
Saat daha dokuz buçuk olmadı ve şimdiden günün en iyi işini çıkardın.
You'll have a good day and take care of your life.
Güzel bir gün geçireceksin ve yaşamınada önem ver.
You all have a good day.
İyi günler.
It's melting! One day you'll look back on this and have a good chuckle.
- İleride bunlara güleceksin.
A good day to all of you in your slanting position. Have fun, all of you!
Yan gelip yatan herkese iyi günler diliyorum.
You just have yourself a good day.
Gününüze keyifle devam edin.
- Thank you very much. Have a good day.
- Teşekkür ederim.
You have a good day.
İyi günler.
It's just when you work all day, trying to perfect yourself and create something meaningful, you expect support. Does anyone say, "Did you have a good shoot?" Or "How's the editing?" Or anything of that nature?
Tüm gün çalışmışsındır, mükemmel bir şey yaratmaya çalışmışsındır ve biraz destek beklersin, ama kimse bugün iyi bir çekim yaptın mı ya da montajın nasıl gitti gibi bir soru sorar mı?
Well... good to see you, have a nice day!
Seni gördüğüme sevindim İyi günler dilerim. Niles.
Well, then I'll see you both tomorrow night then. - Okay. - Have a good day.
Merhaba, Mitch.
You know, sometimes it's a good day to die... sometimes it's a good day to have breakfast.
bazen... ölmek için güzel bir gündür... bazense... kahvaltı etmek için güzel bir gündür.
You have given us a second chance, so let us take that second chance and use it to fuel our fires of productivity so that the spirits of the two people that we buried here tonight can forever live on in our good deeds and positive achievements that we, from this day forward, shall make our lives'work.
Bize ikinci bir şans verdin, bu şansı değerlendirip üretken olmak için kullanmamıza yardım et ki bu gece burada gömdüğümüz iki kişinin ruhu bugünden itibaren düzelteceğimiz yaşantımızda yapacağımız iyiliklerle ve başarılarımızla sonsuza kadar yaşayabilsin.
Have a good day. See you later.
İyi günler.Sonra görüşürüz
Oh, damn it, Delenn. I have been working up a good mad all day and I am not about to let you undercut it by agreeing with me.
Bütün gün bu konuşmayı kafamda tasarladım ve beni haklı görerek bunu mahvetmene izin vermeyeceğim.