You haven't aged a day traducir turco
28 traducción paralela
You haven't aged a day.
Hiç değişmemişsin.
You haven't aged a day.
Hiç yaşlanmamışsın.
You haven't aged a day.
Bir gün bile yaşlanmamışsın
You haven't aged a day.
Hiç Yaşlanmamışsın.
- You haven't aged a day.
- Bir gün bile yaşlanmamışsın.
Bree, you look fantastic. You haven't aged a day.
Bree, muhteşem görünüyorsun.
You haven't aged a day.
Bir gün bile yaşlanmamışsın.
You haven't aged a day.
Hiç yaşlanmamışsın. Sen de öyle, dostum.
You haven't aged a day.
yaşlanmamışsın.
Am I getting old? You, on the other hand, you haven't aged a day.
Öte yandan sen bir gün bile yaşlanmadın.
My goodness, you haven't aged a day.
Tanrım, sen bir gün olsun yaşlanmaz mısın?
You haven't aged a day!
Hiç yaşlanmamışsın!
The three of you... you haven't aged a day.
Üçünüz... Bir gün bile yaşlanmamışsınız.
Look, you haven't aged a day.
- Baksana hiç yaşlanmamışsın.
It's been years and you haven't aged a day.
Yıllar oldu ama sen hiç yaşlanmamışsın.
Well, the fact that you haven't aged a day answers the big one.
Bir gün bile yaşlanmadığına göre en büyük soru cevap buluyor.
Just like me, you haven't aged a day.
Tıpkı benim gibi, tek bir gün bile yaşlanmadın.
- You haven't aged a goddamn day.
- Bir gün bile yaşlanmamışsın.
And you, you haven't aged a day.
- Sen ise hiç yaşlanmamışsın.
You haven't aged a day.
- Bir parça bile yaşlanmamışsınız.