You just let me know traducir turco
1,276 traducción paralela
Well, if you need someone to splash cold water on your face, you just let me know.
Şey, eğer birine ihtiyacın olursa, yüzüne soğuk su atmak için, bana söylemen yeter.
And, uh, if there's anything else I can do for you, ma'am, you just let me know.
Sizin için yapabileceğim ne olursa haber verin yeter hanımefendi.
- You just let me know if you need any...
Birşeye ihtiyacınız olursa sadece sö...
When you want to get that tree, you just let me know.
Ağacı ne zaman almak istersen, bana haber ver.
But listen, anytime you wanna come live with me you just let me know, okay?
Eğer benimle gelip yanımda kalmak istersen, sadece ara, tamam mı?
You know what? Just keep it going. Let me just go.
Çekmeye devam edin.
I know we're on a tight schedule but if you guys wanna see any shows, just let me know.
Yoğun bir programımız olduğunu biliyorum ama eğer bir gösteri izlemek isterseniz, sadece bana haber verin.
Well, let me just say that I don't know how you processed this... liaison, but there was a strong symbiosis between us...
- İzin ver, bu işlemi nasıl yapıyorsun - Cidden güçlü bir simbiyoz var...
Just let me know if you need anything.
Bir şeye ihtiyacın olursa sadece söyle.
Just let me know when you hear anything at all,'cause I really think I could be great in this part.
Bir şeyler öğrenirsen bana da haber ver,..... çünkü bu role çok uygun olduğumu düşünüyorum.
And if you need anything else, just let me know.
Başka bir ihtiyacınız olursa, söylemeniz yeter.
Just to let you know, nothing scares me more than heights.
Şunu bilmenizi istiyorum, beni en çok korkutan şey yüksekliktir.
You have everything you need? Just let me know.
Eksik bir şey varsa çekinmeden söyleyin.
Listen, I'm gonna get a bit of sniff, so if you want some, just let me know.
Dinle, biraz toz çekeceğim, sen de istersen söyle.
If you need any doctor referrals, anything, just let me know but you got to take some time off.
Doktor tavsiye etmemi istiyorsan, ne olursa söylemen yeterli ama biraz ara vermen gerek.
Okay, just let me know if you can get the money.
Lütfen parayı bulabilirsen haber ver.
You just need to let me know. It's not the money, all right?
Söylemen yeter.
Anyway, whenever you wanna talk just let me know.
Neyse konuşmak istersen, bana haber ver.
- Just let me know what you find.
- Bulduklarını bana da bildir tamam mı?
So you know, just let me freak out for a little while and then, you know, I'm sure
Yani, bilirsin biraz tırsmama izin ver sonra bilirsin,
But I think... let me just say you should know that they're... You know. You've got your hands full here with the... with the kids.
Ama şöyle söyleyeyim çoluk çocukla uğraşıyorsunuz.
So if you want his number or something just let me know,
Numarasını falan istersen söyle tamam mı?
- If you need anything, just let me know, okay?
- Bir şeye ihtiyacınız olursa arayın.
Anytime you want to set up a shoot, just let me know.
Çekim yapmak isterseniz haber vermeniz yeter.
You don't even know what it is. You'd just let me?
Ne olduğunu bile bilmeden bana izin mi veriyorsun?
If-if you hear something, just let me know. Will do, Mr. Julius.
E-eğer birşeyler duyarsanız bana haber verin.
We're just getting to know everybody and let me introduce you.
Birbirimizi tanıyorduk, seni biriyle tanıştırayım.
Look, teo, i know this is a lot at once, so why don't we just hang out for a couple of days, let me work with you.
Bak, Teo, Bir anda çok geldiğini biliyorum Bu yüzden neden bir kaç günlüğüne beraber takılmıyoruz? Seninle beraber çalışayım.
If you need me just... let me know.
Eğer bana ihtiyacın olursa söyle yeter.
Uh, just, let me know what you wanna do.
Aaa, sadece, ne yapmak istediğini bana bildir.
Just, you know, let me know when the next seminar is and I will give it some thought.
Sadece, gelecek seminerin bana ne zaman olduğunu bildirirsin, Ve bende fikrimi veririm.
- Just let me know if you change your mind.
- Eğer fikrini değiştirisen söyle yeter.
I know that you were about to be his wife so just - just let me help you out a little bit.
Sen onunla evlenmek üzereydin ve onun karısı sayılırsın, sadece biraz yardım etmeme izin ver.
You better let me know now, because our day off is just about over, Huggy Bear.
Şimdi öğrensem iyi olur, çünkü izin günümüz bitmek üzere, sevimli ayıcık.
Just let me know where you get the fish.
Sadece, bana balığı nerede tuttuğunu söyle.
But, uh, if you get uncomfortable, you let me know, and we just leave.
Ama, Eğer rahatsız olursan, söyle hemen çıkalım.
Anytime you want me, just let me know.
Beni istediğin an. Sadece söyle bana.
Well, if you need me for anything, just let me know.
Bana ihtiyacın olursa, haber ver, yeter.
Um... I didn't know this was going to happen, and now it has, and I have to deal with it, so it would be great, if you could just... .. let me figure it out.
Bunun olabileceğini bilmiyordum ve oldu, ama bunu çözmem gerekiyor, bu yüzden bunu çözebilmem için biraz...
It's just if you could let me know beforehand.
Ama bana önceden haber versen iyi olur.
She's upset, all right? Well, since you're just here delivering messages you can let her know that in a few minutes my dad's announcing he's adopting me. Okay.
- O, üzgün, tamam mı?
So just let me know what you're doing tomorrow,
O yüzden beni ara ve neler yapacaksın konuşalım,
Clark, you know that I don't give up on someone that easily but I'm not gonna just let him lie to me, even if it is for a good reason.
Clark, insanlardan kolay kolay vazgeçmediğimi bilirsin. Ama nedeni iyi olsa bile, bana yalan söylemesine izin vermeyeceğim.
You know, maybe they'll just let me keep him.
Bilirsin, belki beslememe izin verirler.
Look, I want to know if you can just go ahead and let him get his diploma, because it's really important to him... and me.
Bak, ona diplomasını verecek misin bilmek istiyorum, çünkü bu onun için çok önemli... ve benim için.
Anything else you need, just let me know. CAVENNAUGH :
Başka bir ihtiyacınız olursa haber verin.
Just let me know if you need something else.
Başka bir şeye ihtiyacın olursa haberim olsun.
If you need to do whatever, just let me know.
Ne yapmak istiyorsan sadece bana söylemen yeterli.
Listen, Ray, Robert told me about what happened yesterday, and I just want to let you know that you're right.
Dinle Ray, Robert bana dün olanları anlattı ve sana şunu demek istedim ki, sen haklısın.
And if you find out anything else, anything at all, just let me know.
Ve eğer başka bir şey bulursan, herhangi bir şey, bana haber ver.
Still, you know, if there's ever anything I can do for you, just let me know.
Yine de senin için yapabileceğim bir şey varsa, bana söyle yeter.