You know what that means traducir turco
2,000 traducción paralela
Do you know what that means?
Sen biliyor musun?
If there's an attack in America and Russian elements are behind it, you know what that means.
Amerika'da bir saldırı yapılacaksa ve arkasında Rus unsuru olacaksa, bunun ne anlama geldiğini sen de biliyorsun.
- You know what that means.
Ne demek olduğunu biliyorsun.
Do you know what that means?
Bunun ne anlama geldiğinin farkında mısın?
Do you know what that means?
Bu ne demektir biliyor musun?
Do you know what that means?
Ne demek istediğimi anlıyor musun?
Do you know what that means?
Bunun anlamı ne biliyor musun?
You know what that means?
Bu ne demek oluyor biliyor musun?
- Do you know what that means?
- Anlamını biliyor musunuz?
So, Ruby, you're finally legal now and you know what that means.
Ruby, artık bir yetişkinsin ve bu ne demek oluyor biliyorsun.
You know what that means?
Ne anlama geldiğini biliyor musun?
Stop it, just a week c'Atait Atais and you on a yacht. You know what that means these dreams?
Tanığa ne kazandığını gösterelim lütfen.
- Do you know what that means?
- Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?
You know what that means?
Bu ne anlama geliyor biliyorsun değil mi JP?
And i'll go in as a captain. Do you know what that means?
Üstelik yüzbaşı olarak başlayacağım.
Peggy, we are being bought my McCann. Do you know what that means?
Peggy, McCann bizi alıyor, bu ne demek, biliyor musun?
You know what that means?
Anlamını biliyor musun?
You know what that means? That you won the bet.
- Bu ne demek biliyor musun?
You know what that means?
Bunun ne demek olduğunu biliyor musun?
You know what that means.
Bunun ne anlama geldiğini biliyorsun.
You know what that means?
'Hello'ne demek biliyor musun?
You know what that means...
Bu ne demek biliyor musun...
- Yes, and you know what that means.
- Evet, ve bunun anlamını biliyorsun.
And you know what that means?
Ve bunun ne anlama geldiğini biliyor musunuz?
You know what that means?
Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun?
Do you know what that means?
Size bir şey çağrıştırıyor mu?
Maybe you know what that means, but I just need to know that you know not to expect my normal miracles.
Belki biliyorsundur, ama benden, normal mucizelerimden birini beklememelisin. - Evet.
Do you know what that means? No.
- Bunun anlamını biliyor musun?
- Yeah. - You know what that means.
- Bunun anlamını biliyorsun.
You know what that means, don't you?
Bu ne anlama geliyor, biliyorsun değil mi?
You know what that means?
Bu ne demektir biliyor musun?
I Don't Know What That Means. Hi. You're Late.
Bu ne demek bilmiyorum.
YOU KNOW AS WELL AS I DO WHAT THAT MEANS.
Bunun ne anlama geldiğini sende benim kadar iyi biliyorsun.
I know what that means when you do that!
Bunu yaptığında ne anlama geldiğini biliyorum!
Do you know what that means?
Bu ne demek biliyor musun?
You don't know what that means, do you?
"Akşam rakamları" ne demek bilmiyorsunuz.
I know you spent the last 12 hours trying to figure out what that kiss means.
O öpücüğün anlamını çözmek için 12 saatini harcadığını biliyorum.
I don't know what that means exactly, but you gotta stop those government people out there.
Kanun yaptirimi falan bilmem ben. Ama su devlet adamlarina engel olman lazim.
Do you even know what that means, Vince?
Bunun ne anlama geldiğini biliyor musun, Vince?
- You know what that means?
- Evet.
Do you know what that word means?
O kelimenin anlamını biliyor musun?
You know what that means.
Bunun anlamını biliyorsun.
You know, that's exciting. We've all been choosen, what the hell that means.
iyi o halde, biliyor musun, o zaman biri aksini söylesin, yapacak işlerim var.
You have to help me out here,'cause I don't know what that means.
Bu dediğini açıklaman gerekiyor, çünkü pek anlayamadım.
You know what that means.
Bunun anlamı...
I'm not sure what that means. But the point is, now all we have to do is add in the fun stuff- - You know, barhopping, road trips...
Bunun ne anlama geldiğinden emin değilim ama mesele şu şimdi tek yapmamız gereken bunun üzerine eğlenceli bir şeyler eklemek bardan bara dolaşmak, arabayla seyahat gibi hatta sabahın 3'ünde kek yemek.
You can tell him i was at the warehouse. He'll know what that means.
Ona depoda olduğumu söylerseniz ne demek istediğimi o anlayacaktır.
- You don't know what that means.
- Bunun anlamını bilmiyorsun.
You don't know what that means.
- Bu ne demek bilmiyorsun.
You know what that tune means.
Bu müziğin ne için olduğunu biliyor musunuz? Öpücük kamerası zamanı!
But I don't know what that means, But you guys should go, cause I'm very busy.
Bunun ne anlama geldiğini bilmiyorum. Siz de gitmelisiniz çünkü çok meşgulüm.