You know what they say traducir turco
1,763 traducción paralela
Oh, well, you know what they say.
- Ne derler bilirsin.
You know what they say?
Ne derler bilirsin.
You know what they say- - everything happens for a reason.
Ne dediklerini bilirsiniz. Her işte bir hayır vardır.
You know what they say, three time's a charm.
Ne derler bilirsiniz, 3 kez yapmak marifet ister.
You know what they say in washington.
Washington'da ne derler bilir misin?
You know what they say about pregnant women being so beautiful?
Hamile kadınların güzel olduğunu söylerler.
You know what they say about the Internet.
İnternet hakkında ne derler bilirsin.
You know what they say, Morrie?
Ne diyorlar, biliyor musun?
And You Know What They Say- -
Ve ne derler bilirsin.
Well, you know what they say, now.
Ne derler bilirsiniz.
But you know what they say people start playing where they shouldn't, look what happens.
Ne derler bilirsiniz....... insanlar oynamamaları gereken yerde oynarsa, bak neler oluyor.
You know what they say about sausage...
Sosis için ne derler bilirsiniz.
You know what they say : You only see what you wanna see.
Ne derler bilirsin : "Sadece görmek istediğini görürsün."
You know what they say about holding a grudge?
Kin tutmak konusunda ne derler bilir misin?
But you know what they say, 32 is the new 22.
Ama ne derler bilirsin, 32, 22'nin yenisidir.
Look, you know what they say, Jack, big crossbow, really little- -
Bak, ne söylerler bilirsin, Jack, büyük arbalet, gerçekten küçük bir- -
You know what they say.
Ne derler bilirsin.
- You know what they say?
- Ne derler biliyor musun?
I know it's a tragedy, obviously, but you know what they say - -
Bu kesinlikle bir trajedi, ama ne dediklerini bilirsin.
Well, you know what they say about the forbidden fruit.
Eh, yasak meyve hakkında ne derler bilirsin.
You know what they say.
Ne derler bilirsin :
You know what they say :
Ne derler bilirsiniz :
Yeah, well, you know what they say. Third time's a charm.
Ne derler bilirsin, üçüncü kerede olur.
I'll let you know what they say.
Onların ne söylediğini sizin bilmenizi sağlayacağım.
Well, you know what they say - write what's in your heart.
Evet, bilirsin ne derler - kalbinde ne varsa onu yaz.
Marge, Marge, Marge... you know what they say, those who cannot do...
Marge, Marge, Marge... Ne derler bilirsin, beceremeyenler...
Oh, I hope there's no tornados. You know what they say about tornadoes and trailer homes...
Fırtına çıkınca karavanlara ne olur bilirsin.
You know what they say!
Ne derler bilirsiniz!
You know what they say?
Ne diyorlar biliyor musun?
Well, you know what they say.
Ne derler bilirsin.
You know what they say about vegas?
Vegas hakkında ne derler, bilir misin?
Well, you know what they say about rumors, Jack.
Ee, dedikodular için ne derler bilirsin, Jack.
Well, you know what they say, money is the root of all evil.
Şey, ne dediklerini bilirsiniz. Para tüm kötülüklerin anasıdır.
. - Yeah, but, doc.... You know what they say about a fighter like that?
Ama öyle bir boksöre ne derler biliyor musunuz?
You know what they say when you plot revenge?
İntikam güdenler için ne derler bilir misin?
you know what they say about models, - but this one is a smart one.
Mankenler için ne derler bilirsiniz ama bu oldukça akıllı.
Well, thank you. you know what they say- -
Teşekkür ederim. Ne derler bilirsin.
Well, I wasn't able to get any prints off the gun, But you know what they say?
Silah üzerinde herhangi bir iz bulamadım.
You know what they say about this area.
Burayla ilgili anlatılanları biliyorsun, değil mi?
You know what they say, right? A mind is a terrible thing to waste.
Akıl, ziyan edilmeyecek kadar değerlidir, derler.
You know what they say about a watched pot, Tony.
Başında durup kaynasın diye beklediğin su için ne derler Tony?
Well, you know what they say.
Nasıl derler bilirsin.
But you know what they say. You hit a guy like this, boom, dead.
Ama ne derler bilirsin adama böyle vururum ben hop, öldün!
I don't know if you know this, But the actors, they don't make up what they say.
Haberiniz var mı bilmiyorum, ama oyuncular hiç doğaçlama yapmıyormuş.
I'm just a puppet and, um, you know, they told me what to say and I'm just, you know, regurgitating it to you.
Ben direttim ama... Ben de sadece bir kuklayım işte. Bana sadece söylemem gerekeni söylediler.
You know, just doin'what they say.
Ben sadece... Söylediklerini yapıyorum.
You know, it's true what they say.
Söylenenler doğruymuş- -
* the memory of what we... * You know what they say- -
Ne derler bilirsiniz.
Paddy... you know what they're gonna say- - your father, your chief of staff.
Paddy neler söyleyeceklerini biliyorsun. Baban, genel sekreterin.
And it's true what they say, you know.
Ve söylenenler de doğruymuş.
Baby I don't know why you can't just meet with them and see what they have to say.
Bebeğim, neden onlarla buluşup ne söyleyeceklerini bir dinlemiyorsun, anlamıyorum.