You owe me that much traducir turco
52 traducción paralela
You owe me that much.
Bu kadarını da borçluydun hani.
You owe me that much.
Bana bu kadar borçlusun.
You owe me that much.
En azından bu kadarını borçlusun.
You owe me that much.
Bana çok şey borçlusun.
The boss? Lie to him, you owe me that much.
Benim için patrona yalan söylermisin?
You owe me that much, at least.
En azından bu kadarını borçlusun.
You owe me that much.
Bana o kadarını borçlusun.
You've taken my life, you owe me that much.
Hayatımı aldın, bana bu kadarını borçlusun.
- You owe me that much, don't you think?
- Bunu bana borçlusun, değil mi?
You owe me that much.
Bana bu kadarını borçlusunuz.
You owe me that much.
Bu kadarını borçlusun.
You owe me that much.
Bana bu kadarını borçlusun.
You just have to. you owe me that much.
Sadece güvenmelisin. Bana bu kadarını borçlusun.
Please, you owe me that much.
Lütfen, hiç olmazsa bana bu kadarını borçlusun.
You owe me that much.
Bana bu kadarını borçlusun!
You owe me that much.
En azından bunu borçlusun bana.
You owe me that much. You owe Lucas that much.
Bana ve Lucas'a bu kadarını borçlusun.
You owe me that much.
Bana bu kadarını borçlusun, Jack.
Hannibal, please. You owe me that much.
Bana bu kadarını borçlusun.
You owe me that much.
- Bana bu kadarını borçlusun.
You owe me that much!
Bana bu kadarını borçlusun!
- You owe me that much.
- Bana o kadarını borçlusun.
You owe me that much.
En azından bana bu kadarını bana borçlusun
You owe me that much.
Bu kadarını bana borçlusun.
I THINK YOU OWE ME THAT MUCH AFTER I SAVED YOUR LIFE LAST YEAR.
Geçen yıl hayatınızı kurtardığıma göre bana bu kadarını borçlusunuz sanırım.
You owe me that much.
Bana bunu borçlusun.
You owe me that much.
Bana en azından bunu borçlusun.
You owe me that much. - I don't owe you shit!
Ne saçmalıyorsun sen lan.
You owe me that much.
Bana borclusun.
You owe me that much, James Fraser.
Bu kadarını bana borçlusun James Fraser.
You owe me that much... don't you think?
Bana bu kadarını borçlusun haksız mıyım?
But I owe so much to you that I should be very unhappy if you forgot me.
Ama size o kadar şey borçluyum ki beni unutursanız çok mutsuz olurum.
I don't know how much we owe you, but.... lf that isn't enough, you can let me know.
Borcumuz ne kadar bilmiyorum ama... Yetmiyorsa söyleyebilirsin.
You're gonna have to do me one more time, because I owe the Kid that much.
Kid'e borçlu olduğum için bir kere daha benimle birlikte olabilirsin.
What about, "l owe you so much, Michael"? "You're the best thing that ever happened to me, Michael."
"Sana çok fazla borcum var Michael?" e ne dersin "Başıma gelen en güzel şeysin, Michael."
You owe me $ 30, so how much minus that?
Bana 30 dolar borcun var, ne kadar vereceğim ben?
You know you owe me that much.
Biliyorsun, o kadarını bana borçlusun.
No, no you can't play anymore, see, because even though you're giving me all of that it doesn't even touch how much you owe me.
Artık oynayamayacaksın çünkü bütün elindekileri bana versen de bana olan borcunu karşılamaya yetmiyor.
You owe us that much... me, dad, and every French Canadian who watches you.
Bize hiç değilse bunu borçlusun bana, babama ve seni izleyen bütün Fransız Kanadalılara.
Ask her. You at least owe me that much.
Bana en azından bu kadarını borçlusun.
You owe me at least that much.
Sen çok az olduğunu bana borçlusun.
You owe me that much. Well, how's that?
- En azından bu kadarını borçlusun.
I look around me now, and all I see are brave faces that have come so far from your homes, families, your children, to risk so much on behalf of generations of human beings that you'll never meet but who will owe you... everything.
Şimdi çevreme bakıyorum da evlerinden, ailelerinden ve çocuklarından hiç tanıyamayacakları ama her şeylerini size borçlu olacak olan pek çok insan nesli için bu kadar risk alan ve uzaklara gelen cesur yüzler görüyorum.