English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / inglés → turco / [ Y ] / You remember her

You remember her traducir turco

2,871 traducción paralela
You remember her, don't you?
Onu hatırlıyorsun, değil mi?
You remember her.
Onu hatırlarsın.
This "thing" is a luncheon to honor Delia Ann's promotion. You remember her, right?
Bu şey, Delia Ann'in terfisi şerefine verilen ikindi yemeği, onu hatırlıyorsun değil mi?
Don't you remember her?
Sen onu hatırlamıyor musun?
How could you remember her?
Nasıl hatırlayabildin?
- You remember her husband's name.
- Kocasinin adini da unutma.
Maybe you remember her- -
Belki onu hatırlarsınız..
You remember her?
Hatırlıyor musun?
Remember how you asked me to call you when Blair came in for her fitting?
Blair provasına geldiğinde seni aramamı istediğini hatırlıyor musun?
Whatever you're doing with this company and for whatever reasons, I want you to remember that your daughter loves you desperately and desperately needs you to love her back.
Bu şirketle her ne yapıyorsan ve hangi nedenden dolayı yapıyorsan, bilmelisin ki kızın seni çaresizce seviyor ve senin de onu sevmene çaresizce muhtaç.
Shut your eyes and get rid of all the a-ca-politics, then you can remember that being at Lincoln Center, in the Big Apple, and singing on this storied stage is the dream of every a cappella singer.
Gözlerini kapa ve tüm bu siyasileri görmezden gel sonra Lincoln Center'da, New York'ta olduğunu her acapella sanatçısının rüyası olan yerde olduğunu düşün.
You have to remember, she left here for her own reason.
Bunu unutmamalısın. O buradan kendi istekleri için ayrıldı.
And now, to remember her that way, I present to you the Dr. Holly Marten sodium beacon.
Şimdi ise, bize onu hatırlatması için size Dr. Holly Marten sodyum kılavuzunu sunuyorum.
You remember my mom, my sister Janet and her husband, Mike?
Annem, kardeşim Janet ve kocası Mike'ı hatırladın mı?
I will stand beside you every step of the way if you ask me to, I will make him remember and you will never, ever be alone in this again, but I'm gonna need everything... every truth, every detail.
Bu yoldaki her adımında yanında olacağım. Bana soracak olursan, ona, bunu hatırlatacağım. Ve sen asla ama asla bir daha yalnız kalmayacaksın.
Can you remember everything?
Her şeyi hatırlıyor musun?
I'll always remember you.
Seni her zaman hatırlayacağım.
Remember to label everything. 'D'you hear me Alex?
Her şeyi etiketlemeyi unutma.
Great. So you remember how you said you were gonna hook me up with some career connections or whatever?
Güzel.Bazı iş tavsiyeleri ya da her neyse..
You remember, sir, when I prevented the assassination of Her Majesty.
Hatırlarsınız ki efendim, Majestelerine suikastı önledim.
That artist... Do you remember, we met her together, the one from France?
Beraber tanımıştık, şu Fransız olan?
I remember everything about that day- - your helmet, your horse, the rake line in the dirt along the list, where the sun was in the sky when you knocked Balon Swann from his horse, and the dent in your shield when you handed it back to me.
O güne dair her şeyi hatırlıyorum. Miğferinizi, atınızı listeye göre toprağa dizilmiş mızrak sırasını güneşin gökteki yerini Balon Swann'ı atından nasıl düşürdüğünüzü ve bana verdiğiniz zırhınızdaki göçüğü.
Do you remember the time when she locked herself between the door of our flat and the front door of the building without her phone for seven hours?
Yedi saat boyunca, telefonu olmadan bizim kapıyla binanın ön kapısı arasına kendini kilitlediği zamanı hatırlıyor musun?
You know, Shell, it means a lot to me that you always remember their names.
Biliyor musun Shell, isimlerini her zaman hatırlaman benim için çok önemli.
Remember I told you my mother mailed all her money to my brothers before she died?
Annem ölmeden önce tüm parasını kardeşlerime postalamış demiştim ya hani? - Frank, rahat bırak beni.
Always remember that I love you.
Seni her zaman sevdiğimi hatırla.
You remember I used to put this thing on as a kid, run all over the house bumpin'into stuff?
Çocukken bunu takıp evin her köşesinde koşup, her tarafa zıpladığımı hatırlıyor musun?
I remember when you used to run six miles before school every morning.
Okuldan önce her sabah 10 km koştuğunu hatırlıyorum.
Okay, like, every little detail that you remember.
- Hatırladığın her ayrıntıyı.
No. But... please try to remember, Siobhan opened her heart and her home to you.
Ama lütfen Siobhan'ın sana kalbini ve evini açtığını unutma.
Remember when you'd do just about anything to protect me?
Beni korumak için her şeyi yapacağın zamanları hatırlıyor musun?
Do you remember anything that happened?
Olanlardan her hangi bir şey hatırlıyor musunuz?
If you could remember if you were still you, you would want me to do anything I could to save Chuck.
Hâlâ kendin olsaydin ve her seyi hatirlayabilseydin Chuck'i korumam için her seyi yapmami isterdin.
I thought maybe you'd remember this, our dream home. The one you always told me that you wanted.
Belki burayi hatirlarsin diye düsündüm, hayallerimizin evini her zaman bana istedigini söyledigin evi.
He thinks that, with one kiss, you'll remember everything.
Dediğine göre, bir öpücükle her şeyi hatırlayacakmışsın.
It's all based on something I may or may not have seen from memories you can't even remember.
Her şey senin daha hatırlayamadığın anılarda görmüş ya da görmemiş olabileceğim şeylere bağlı.
Think a bit if you remember anything... something he might have done different, during the week.
Düşün bakalım, aklına gelen bir şey yok mu... belki bu hafta her zamankinden farklı bir şey yapmıştır.
Maybe I don't remember everything,'cause I--I don't remember you having this scar.
Sanırım her şeyi hatırlamıyorum. Çünkü bu yara izini anımsayamadım.
Hey, remember when I told you I wasn't the kind of girl who freaks out over her fiance having a bachelor party?
Selam, sana nişanlısı bekarlığa veda partisi veriyor diye çıldıran kızlardan değilim demiştim hatırlıyor musun?
Before you judge, just remember, if things had gone differently, this could have been McGee.
Karar vermeden önce unutma ki, eğer her şey farklı gelişseydi buradaki McGee olabilirdi.
You would think that I would remember every fucking detail. But even I don't remember it that clearly.
Aslında her ayrıntısını hatırlamam lazım ama ben bile o kadar net hatırlamıyorum.
Remember son, you always dance with the girl that brought you.
Bunu sakın unutma oğlum. Her zaman seni taşıyabilen kızla dans etmelisin.
Because you guys have been a team for as long as I can remember, and I'm not gonna let you ruin that because you're going through a tough time.
Ve hatırlayabildiğim kadarıyla her yıl siz takımdınız ve sadece zor zamanlar geçirdiğin için bunu mahvetmene izin vermeyeceğim.
You wanted me to stay away from her, remember?
Ondan uzak durmamı istemiştin, unuttun mu?
Don't you remember when Ali's mom called us before her funeral and she asked all of us if we each wanted to put something....
Ali'nin annesi cenazesinden önce bizi çağırmıştı hatırlıyorsanız,... ve her birimizden eğer bir şey koymak istiyorsak...
You know how Indian boys behave stupid, when they're around me and in any case, I am not going to marry an Indian boy,'remember me telling You this?
Nasıldır bilirsin, bu aptal Hintli erkeklerin etrafımda olduklarında nasıl davrandığını, ve her durumda, Ben Hintli bir erkekle evlenmeyeceğim, Onu sana söylediğimi hatırlıyor musun?
Meera, you'll have to handle Samar very carefully, his mental state is very delicate, any kind of shock or bad news could permanently damage his system and then bringing him back may be impossible and Meera, just remember... you are the bridge that joins Samar to the outside world
Meera, Samar'ı çok dikkatli bir şekilde idare etmek zorundasın, akli durumu çok hassas olduğundan, şok veya her türlü kötü bir haber onun sistemine kalıcı olarak zarar verebilir.. ve sonra onu geri getirmek imkansız olabilir.. ve Meera, Samar'ı dış dünya ile, birleştiren tek köprü olduğunu unutma.
Retrograde amnesia and it is very common with head injuries so please don't worry, with time you will remember everything, and you will become absolutely okay
Geriye hafıza kaybı ve kafa travmalarında çok sık görülür. bu yüzden lütfen merak etmeyin, zamanla her şeyi hatırlayacaksın, ve kesinlikle iyi olacaksın.
I want to remember everything... everyday, every second I've spent with you...
Her şeyi hatırlamak istiyorum... seninle geçirdigim hergünü, her saniyeyi...
Not to actually compare it to that, but it's one of those moments you always remember, exactly where you were and when you heard it, I mean,
tam bununla karşılaştırmıyorum ama, her zaman hatırlanacak bir andı, Bunu duyduğunuzda tam olarak nerede olduğunuzu hatırlayacaktınız.
You remember different things about each of yous.
Her birinizle ilgili başka şeyler hatırlıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]