You should be in bed traducir turco
163 traducción paralela
You should be in bed, but you're out here on the stairs.
Yatakta olman gerekir, ama sen merdivenlerdesin.
You should be in bed.
Yatakta olmalıydın.
- You should be in bed.
- Senin yatakta olman lazım.
At your age, you should be in bed, not criticizing respectable people
Senin yaşında biri, bu saatte yatağında olmalı, saygıdeğer insanlara eleştiride bulunmamalı.
And you? You should be in bed.
Yatakta olmalıydın.
You should be in bed.
Yataginda olman gerekirdi.
- You should be in bed.
- Şu an yatağında olmalıydın.
You should be in bed.
Yatakta olmalıydınız.
You should be in bed.
Yatağında olmalısın.
You should be in bed, a man of your age!
Bu yaşta çoktan yatmış olman gerekirdi!
You should be in bed with a brandy.
Bir kadeh konyak içip yatmalısın.
But you should be in bed too.
Ama sen de yatağına dönsen iyi olur.
You should be in bed.
Yatakta olmanız gerek.
You should be in bed.
Yatakta olman lazımdı.
- You should be in bed.
- Yatakta olman gerekiyordu.
You should be in bed
Sen yatakta olmalıydın.
That you should be in bed, getting some sleep.
Yatağında olmalısın, biraz uyumalısın.
And you should be in bed, resting up for tomorrow's wedding.
ve sen yatakta olmalıydın, yarın ki düğünde dinç olmalısın.
Cicely, you should be in bed.
Cicely, yatakta olmalıydın.
- You should be in bed.
- Uyuman lazım.
You should be in bed.
Yatakla olmalıydın.
- You should be in bed.
Çoktan yatmış olmalıydın.
Joshua, you should be in bed. This is no time to be going...
Joshua, yatağında olmalıydın.
you should be in bed.
Sizin yatakta olmanız gerekirdi.
You should be in bed!
Yatakta olman gerekirdi!
Jake, the only time you should be in bed is if you're sleeping, dying or making love to a beautiful woman.
Jake, yatakta olman gereken tek zaman uyuyorken, ölüyorken veya harika bir kadınla sevişiyorkendir.
You should be in bed.
Yataktan çıkmamalıydın.
- You should be in bed.
- Yatakta olmalıydın.
Wasting your life as usual. You should be in bed, sir.
Yatmış olmalıydınız bayım!
Henry, you should be in bed.
Henry, yatakta olmalıydın.
You should be in bed, son.
Yatağında olmalıydın evlat.
You look like you should be in bed to me.
Yataktan çıkmasan iyi olur. Ne?
You should be in bed, not in here thinking about your museum.
Şuanda yatağında olmalısın, burada böyle müzen hakkında düşünüyor olarak değil.
You should be in bed.
Yatakta olmalısın.
That's where you should be - in bed!
Sen de orada olmalısın - yatakta!
Uh, you know, you, uh, should be in bed.
Senin şimdi yatakta olman gerekiyor.
This is crazy. You should be in jail, and I should be in bed.
Çılgınlık bu.Sen hapishanede, ben ise yatakta olmalıydım.
You kids should all be in bed taking a siesta.
Diğer çocuklar gibi, öğle uykusunda olman gerekirdi.
You should all be in bed by then.
O zaman hepiniz yatakta olmalısınız.
Muhammad has become a nation, he has received a city, entering into pledges and treaties and you Salool who claim to be king of Medina lost the kingdom last night while you were in bed you should worry about yourself Abu Sufian
Muhammed bir ulus kurdu bir şehre sahip oldu, barış anlaşmalarına girişti Ve sen İbni Selül, Medine kralı olduğunu söyleyen sen dün gece uyurken krallığını kaybettin! Sen kendi derdine yan Ebu Süfyan.
You look poorly and should be in bed.
Berbat görünüyorsun, yatakta olman gerekirdi.
It's not the kind of thing that should we should, you know, look forward to, like it's hanging over our heads all day that we're gonna be in bed together at night. Right.
Doğru.
- At this hour, you should be home in bed.
Gecenin bu saatinde, evinde uyuyor olmalısın.
You should be in bed.
Bir şey yok anne.
- She's in bed, where you should be.
- Yatakta, senin olman gerektiğin yerde.
You should be home in bed, Abel.
Evde, yatağında olmalıydın, Abel.
The phrase should be, "You laid in your bed, now make it."
Aslında cümle şöyle olmalı, "Yatağında yattın, şimdi düzelt."
- You should be in bed.
Yatakta olmalısın.
If nothing else, you should be at home in bed.
Hiçbir şey yoksa bile, evde, yatakta olmalısın.
As far as you're concerned, if a woman's not in the kitchen. She should be in bed.
Size kalırsa, bir kadının yeri ya mutfak yada yataktır.
I'm sorry, I should have called but I figured that you'd be in bed asleep.
Biliyorum. Özür dilerim. Aramalıydım.