You should have seen me traducir turco
147 traducción paralela
You should have seen me deal with him.
Beni, onunla pazarlık yaparken görmeliydin.
You should have seen me yesterday.
Beni dün görmeliydin.
You should have seen me. Trousers, battle jacket, great heavy boots. And my language.
Beni görmeliydin... pantolon, yelek, iri çizmeler ve... kullandığım dil!
You should have seen me.
Beni görmeliydin.
You should have seen me!
Beni görmeliydin!
You should have seen me in the old days.
Beni eskiden görecektin.
You should have seen me.
- Beni görmeliydin.
You should have seen me in there.
Beni orada görmen lazımdı.
You should have seen me in my first year.
Beni ilk senemde görmeliydin.
So, Marcy, you should have seen me in the hot tub today.
Marcy, beni bugün sıcak su havuzunda görmeliydin.
You should have seen me when I was an undergrad at the, uh, U.S.C.
Sen beni üniversitedeyken görmeliydin.
You should have seen me three months ago.
Beni 3 ay önce görmeliydiniz.
Yo, Einstein, you should have seen me at the hospital. lt took three nurses- -
Hey Einstein, beni hastanede görmeliydin. Üç hemşire...
You should have seen me the first time I heard Puccini's Tosca in the holodeck.
Puccini'nin Tosca'sını sanal güvertede ilk defa dinlediğimde beni görmeliydin.
You should have seen me an hour ago.
Evet. Beni bir saat önce görmeliydin.
You should have seen me!
İğne deliğinden geçiyordum.
You should have seen me behind the wheel of that Mustang. Whoo! Vroom!
Beni şu Mustang'in içinde görmelisiniz.
You should have seen me in my prime.
Sen beni asıl günümdeyken bir gör.
You should have seen me at my other temp jobs if you wanna see miracles.
Teşekkür ederim. Istersen see mucizeler Sen benim diğer geçici işlerde beni görmeliydin.
- Bruce, you should have seen me today.
Bruce, bugün beni görmeliydin.
You should have seen me in my whites.
Beni beyazlar içinde görmeliydin.
You should have seen me at Annie's party this weekend.
Annie'nin hafta sonu partisinde beni görmeliydin.
You should have seen me trying to zip it up.
Fermuarı kapatmaya çalışırken ki halimi görmeliydin.
You should have seen me do the Charleston.
Charleston'da yaparken beni görmeliydin.
You should have seen me today, Father.
Bugün beni görmeliydin Peder.
I was barely able to escape myself, but I managed to take out the guards. Oh, you should have seen me!
Kendim zar zor kaçabildim, korumaları halletmeyi başardım. beni görmeliydin!
I took a lot of the enzyme, because I had to, because I had to take out the guards, which I did, and you should have seen me, I was amazing!
çünkü korumaları halletmem gerekiyordu ve hallettim. Beni görmeliydin, inanılmazdım!
You should have seen me last night.
Beni dün akşam görmeliydin.
You should have seen me with the beer bong.
Beni bira şişesiyle görecektin.
You should have seen me at bedtime.
Beni yatmadan önce görecektin.
You should have seen me. "
Beni görmeliydin. "
You should have seen me at work today.
Bugün beni işte görmeliydin.
You should have seen me, I was magical.
Beni görmeliydin, etkileyiciydim.
You should have seen them searching for me, Frank.
Beni nasıI aradıklarını görmeliydin, Frank.
You should have seen her galloping her horses to beat me from the village just now.
Kasabadan dönerken... bize yetişmeye çalıştı.
You should have seen how he looked at me in Conliffe's shop.
Conliffe'nin dükkânında bana nasıl baktığını görmeliydiniz.
You should have seen your face when you saw me.
Beni gördüğünüz zaman yüzünüzün halini görmeliydiniz.
You boys should have seen me in my prime.
Siz çocuklar beni en parlak dönemimde görmeliydiniz.
But you should have seen the way they were looking at me.
- Hayır, hayır. - Fakat bana baktılar sürekli.
You should have seen the look on your face when you saw me standing there.
Beni burada gördüğünde yüzünün halini bir görmeliydin.
You should have seen the look on my face when she told me.
Bana söylediğinde yüzümün halini görmeliydin.
You should have seen all the gentlemen who courted me back then.
Çıktığım her erkeği görseydin.
You should have seen the look on her face, let me tell you.
Yüzündeki ifadeyi görmen lazımdı.
You should have seen the girl that sat next to me on the plane.
Uçakta yanıma oturan kızı bir görmeliydin.
You should have seen his face when he apologized to me.
Benden özür dilerken yüzünü görmeliydiniz.
Oh... Trust me, you should have seen jojo's face.
JoJo'nun yüzünü görmelisin.
You should have seen the things she did to me when we were kids.
Çocukken bana yaptıklarını görmeliydiniz.
You should have seen the guy there, how he looked at me.
Oradaki adamın, bana nasıl baktığını görmeliydin.
You should have seen his face when he was begging me not to.
Bana kovmamam için yalvarmasını görmeliydin. Sonuçta benim ikiz kardeşim.
Yeah, you should have seen the look she gave me.
Evet.
You should have seen his face when the judge award me half his company.
Hâkim malın yarısını bana verdiğinde yüzünü görecektin.