You want something to eat traducir turco
514 traducción paralela
Don't you want something to eat?
Bir şey yemek istemiyor musun?
Rheba say you want something to eat, somebody?
Rheba yemek isteyen yok mu diye soruyor.
Eat? You want something to eat?
Bir şey mi yemek istiyorsun?
Do you want something to eat?
Yiyecek birşey istermisin?
He means, perhaps you want something to eat... some turkey, maybe.
Belki bir şey yemek istersin demek istedi... hindi falan mesela.
You want something to eat?
Yiyecek bir şey ister misin?
- You want something to eat?
- Bir şeyler yemek ister misin?
Oh, did you want something to eat?
Yiyecek bir şeyler ister miydiniz?
Senor, do you want something to eat?
Bayım, Yiyecek birşeyler ister misin?
- Do you want something to eat?
- Yiyecek bir şeyler ister misin?
Do you want something to eat?
Birşeyler yemek ister misiniz?
You want something to eat?
Karnın aç mı?
Would you want something to eat?
Birşeyler yemek ister misin?
You want something to eat.
Yemek istiyorsun.
You want something to eat?
Yemek ister misiniz?
You want something to eat?
Karnın mı acıktı?
You want something to eat? Make it.
Yiyecek birşeyler mi istiyorsun?
Byron, the woman, she asks if you want something to eat.
Byron, bir şeyler yemek ister misin diye soruyor.
Do you want something to eat?
Yiyecek bir şey ister misin?
Do you want something to eat?
Bir şey yemek ister misin?
- You want something to eat?
- Bir şeyler yemek ister misin? - Şimdi yemeyeceğim.
You want something to eat?
Yiyecek bir şeyler ister misin?
- Do you want something to eat?
- Yiyecek bir şey ister misiniz?
Do you want something to eat?
Yiyecek birşey varmı?
You want something to eat?
Yiyecek birşeyler ister misin?
- You want something to eat?
- Bir şey yemek ister misin?
- Do you want something to eat?
Yiyecek birşey istiyor musun?
You want something to eat?
Bir şeyler yemek ister misin?
Now, I want you to get yourself something to eat, and I'll go and see what I can do for you with Mr. Corvier.
Şimdi bir şeyler yemeni istiyorum. Ben de Bay Corvier'e gidip senin için ne yapabileceğine bakayım.
Not because I want something to eat but because if I don't, you won't go to sleep.
Bir şey yemek istediğimden değil, hayır çünkü gitmezsem sen uyuyamayacaksın.
- You want something to eat?
- Yiyecek bir şeyler mi istiyorsunuz?
You mean you want to give me something to eat?
Bana yiyecek vermek istediğini mi anlatmak istiyorsun?
Now, I want you to eat something.
Bir şeyler yemeni istiyorum.
Tell me if you want to eat something.
Gerard, bir şeyler atıştırmak isterseniz, çekinmeyin.
I want you to buy her something good to eat.
Ona güzel bir yemek almanı istiyorum.
D'you want to have something to eat?
Bir şey yemek ister misin?
Sure you don't want something to eat?
Yiyecek bir şey istemediğine emin misin?
Well I thought you might want to get some rest, maybe have something to eat then we'll have one of the boys show you around.
İsterseniz önce biraz dinlenin, bir şeyler yiyin. Sonra çocuklardan biri size etrafı gezdirir.
They all want to meet you, have a little something to eat.
Hepsi seninle tanışmak istiyor, yiyecek fazla birşey yok.
I'll give you something to eat again I want some more
Sana bir şey daha vereceğim hadi!
I thought you might want something to eat.
Bir şeyler yemek istersin diye düşündüm.
Well, I'm starved. You want to have something to eat?
Açlıktan ölüyorum, birşeyler yemek ister misin?
You've to eat something I don't want to
bir şeyler yemelisin!
Do you want to eat something?
Bir şeyler yemek ister misin?
I'm gonna fix him something to eat, and I want you to take it in to him.
Ona yiyecek bir şeyler hazırlayayım, sen de ona götür.
You want to get something to eat?
Bir şeyler yemek ister misin?
Are you sure you don't want something to eat?
Bir şey yemek istemediğinden emin misin?
I want you to go out and get something to eat.
Dışarı çık ve yiyecek bir şeyler al.
You want to eat something? I'm making coffee.
Bir şey yemek ister misin?
If you're selling something inedible you want people to eat, it'll sound as stupid as they'll have to be to buy it.
Yenilmeyecek gibi olan bir şeyi, yemek için satmak istiyorsan bir geri zekalı gibi konuşur ki millet de bunu satın alsın.
- You sure you don't want something to eat.
- Yemek istemediğinden emin misin?