You won't regret this traducir turco
122 traducción paralela
You won't regret this!
Buna pişman olmayacaksın!
You won't regret this later?
Buna sonra pişman olmayacaksın?
You won't regret this kindness.
Bu iyiliğinize pişman olmayacaksınız.
You won't regret this.
Pişman olmayacaksın.
You won't regret this.
Pişman olmayacaksınız.
You won't regret this.
Sen de bundan pişmanlık duymayacaksın.
You won't regret this.
Buna pişman olamayacaksın.
- You won't regret this, Ray.
- Bundan pişman olmayacaksın, Ray.
You won't regret this, Lord.
Buna pişman olmayacaksın Efendimiz.
You Won't Regret This.
- Pişman olmayacaksın.
You won't regret this.
Sağolun.
Oh, gee, you won't regret this.
Pişman olmayacaksınız.
You won't regret this, Roy
Pişman olmayacaksın Roy.
You won't regret this.
Pişman olmayacaksınız. Whoo!
You won't regret this, Mr. Shreck.
Pişman olmayacaksın Bay Shreck.
Trust me, you won't regret this.
Güven bana pişman olmayacaksın.
- You won't regret this, Mr. Malt.
Bundan pişman olmayacaksınız Bay Malt.
You won't regret this, Ms. Benes.
Pişman olmayacaksınız, Bayan Benes.
You won't regret this, sir.
Pişman olmayacaksınız efendim.
You won't regret this, Lieutenant.
Buna pişman olmayacaksınız, Teğmen.
You won't regret this.
Buna pişman olmayacaksın.
You won't never regret this, Mr. Editing Guy.
Bu fırsat için teşekkürler.
You won't regret this. - OK, all right.
- Buna pişman olmayacaksın.
You won't regret this, Tony, truly.
Pişman olmayacaksın, Tony.
Let me tell you, you won't regret this.
Pişman olmayacaksınız.
Don't make me regret this. You won't.
- Beni pişman ettirme.
You won't regret this, LittleJustice.
Bundan pişmanlık, küçük bir adalet.
- You won't regret this.
- Buna pişman olmayacaksın.
I promise you won't regret this.
Söz veriyorum, pişman olmayacaksınız.
Sunset tonight, you won't regret this!
Bu gece, günbatımında. Pişman olmayacaksınız.
I regret that I won't be around to torture you like this when you're old and sick,
Yaşlandığında, bana yaptığın gibi sana eziyet edemeyecek olduğum için çok pişmanım.
This time you won't regret it.
Bu sefer pişman olmayacaksın.
you won't regret this. Yeah.
- Buna pişman olmayacaksınız.
You're actually a decent person And won't make me regret this.
Sen aslında terbiyeli bir insansın ve bunu yaptığıma pişman etme beni.
You won't regret this journey.
Bu yolculukta pişman olmayacaksın.
You won't regret this, Carl.
Pişman olmayacaksın Carl.
Thank you Miss Deline, you won't regret this.
Teşekkür ederim, Bayan Deline. Pişman olmayacaksınız.
- You won't regret this.
- Pişman olmayacaksın.
You won't regret this, Harry.
Bundan pişmanlık duymayacaksın Harry.
You won't regret this, Playmate of the Year, 2007!
Pişman olmayacaksın, 2007 Playboy güzeli!
You won't regret this, sir.
Pişman olmayacaksınız, efendim.
You won't regret this, Portia.
Buna pişman olmayacaksın Portia.
You won't regret this. I promise you.
Pişman olmayacaksınız. Size söz veriyorum.
You won't regret this. - Ciao. - OK.
Pişman olmayacaksınız.
Nora, you won't regret this.
Nora, pişman olmayacaksın.
You won't regret buying this place.
Burayı almakla hiç hata yapmadınız.
I hope that you contact me and we could take this further, and I promise you won't regret it.
Sana söz veriyorum pişman olmayacaksın.
You won't regret this.
- Bundan pişman olmayacaksınız.
You won't live to regret this.
Pişman olmayacaksın.
- ( Laughing ) Oh my. - You won't regret this.
- Pişman olmayacaksınız.
Dad, you won't regret this.
Pişman olmayacaksın baba.
you won't be alone 42
you won't get away with it 31
you won't believe it 101
you won't regret it 135
you won't get it 34
you won't understand 27
you won't be disappointed 56
you won't see me again 20
you won't say anything 21
you won't die 48
you won't get away with it 31
you won't believe it 101
you won't regret it 135
you won't get it 34
you won't understand 27
you won't be disappointed 56
you won't see me again 20
you won't say anything 21
you won't die 48