Youd traducir turco
84 traducción paralela
I was afraid youd notice it.
Ben de görmenden korkuyordum.
I took the liberty of presuming that youd join me for tea.
Çay içerken bana eşlik edeceğinizi farz etme cüretinde bulundum.
Youd better get her out of here.
Onu oradan çıkarsanız iyi olur.
If you opened me up, youd find my nerves tangled up like Chinese noodles.
Bahse girerim, hemen şimdi içimi açıp bakarsanız sinirlerimin Çin makarnası gibi olduğunu görürsünüz.
- We thought youd never turn up.
- Hiç dönmeyeceğini düşünmüştük.
I've been wondering whether youd try something like this.
Ben de buna ne zaman kalkışacağınızı merak edip duruyordum.
Now, youd better close your eyes, my child, for a moment in order to be better in tune with the Infinite.
Simdi bir an için gözlerini kapa ki sonsuzlukla daha iyi iletişim kuralım.
With the thoughts youd be thinkin You could be another Lincoln
Sahip olacağın fikirlerle Yeni bir Lincoln olurdun
I knew youd see reason!
Doğruyu göreceğini biliyordum!
I knew youd come! I knew you would!
Geleceğinizi biliyordum!
Thought youd be pretty foxy, didntt you?
Kurnaz olduğunuzu sandınız, ha?
If you were really great and powerful, youd keep your promises.
Gerçekten büyük ve güçlü olsaydın, sözlerini tutardın.
- I was hoping youd say that.
- Böyle demeni umuyordum.
Yes, I thought youd be more of...
Evet, senin biraz daha...
I tried to call you at the house, but your sister said youd already left.
Evini aradım ama ablan çoktan çıktığını söyledi.
- I wish youd left me a note or something.
- Keşke not falan bıraksaydın.
Maybe youd care to join us?
Bize katılmak ister misiniz?
With all the models in New York... youd think they could find one to do a simple bathing suit layout.
New York'taki bütün modeller arasında sıradan bir mayo pozu verecek birini bulabilir misin ki?
Youd be surprised what a breeze that little thing gives off.
Bu küçük şeyin ne denli serinlettiğine şaşacaksın.
And I think youd better leave.
Gitsen çok iyi olacak.
I was wondering if youd do me one little favour.
Bana küçük bir iyilik yapar mısın?
- Maybe youd better give me a hand.
- Belki de yardım etmelisin. - Tamam.
Youd think the fish smell would keep them away.
İnsan balık kokusunun onları uzak tutacağını sanıyor.
- I got a feeling youd cheat.
- Hile yapacağını hissediyorum.
Youd have liked him.
Onu severdin.
Youd better go in.
Girseniz iyi olur.
Youd better run!
Kaçsanız iyi edersiniz!
Youd better stow this gear if you dont want to get it wet.
lslanmasını istemiyorsan bu malzemeleri bir yerlere koy.
M ayoe youd at e avve t s oe
Belki bunu alsan daha iyi olur.
Now, youd st ck t t e sae But why would you take so much trouble to get it back?
Şimdi sen onları kasaya tıktığına göre geri almak için neden onca zahmete katlanasın ki?
That way youd fight your fear more effectively.
Bu şekilde korkunla daha etkili bir şekilde savaşırdın.
Youd like some?
Biraz ister misin?
Gee, I bet youd be good playin hide-and-seek.
Tanrım, iddiaya girerim seninle saklambaç oynamak çok güzel olur.
Youd better get outta here before old Chief wakes up.
Chief uyanmadan önce buradan gitsen iyi olur.
I thought youd be good for Ted.
Senin, Ted için iyi olacağını düşünmüştüm.
I knew youd show up, Spike.
Gülümsediğinde, anlamıştım.
I was hoping youd catch that.
Onu kaçırmayacağını umuyordum.
You have some silverware youd like to keep.
Saklamak istediğin bazı gümüşlerin vardır.
Mama, I wish youd get off Daddys back.
Anne, babamı rahat bırak.
I cant even begin to think how youd make grey icing.
Gri renk krema yapma fikrini bile anlayamıyorum.
I wish youd have said something.
Keşke birşey söyleseydin.
I didnt know if youd hire someone who may or may not be married to someone who might be a dangerous criminal.
Tehlikeli bir suçlu olması muhtemel biri ile evli olup, olmadığını bilmeyen birini işe alıp almayacağınızı bilemedim.
lm going to have a baby, and I wish youd be happy too.
Bir bebeğim olacak, ve senin de mutlu olmanı isterdim.
Youd give your dog a kidney if he needed one.
Gerekseydi köpeğine bile böbreğini verirdin.
If Dallas had chosen you instead of Takane youd go without me.
Dallas Takane yerine seni seçmiş olsaydı bensiz gitmek zorunda kalırdı.
I dont suppose youd mind if I borrowed your rope.
Seni desteklemiyorum ipini ödünç verirsem.
I called you, but youd already left the office.
Seni aradım ama işyerinden ayrılmıştın.
I left them on the counter so youd finally remember to bring them to him.
Onları tezgahın üstüne koydum ki belki sonunda götürmeyi hatırlarsın diye.
Now, Mrs. Armstrong, if youd like to just take a seat there.
Evet, Bayan Armstrong, eğer isterseniz oturabilirsiniz.
I told Wendy youd have to be pretty special to take John away from her.
Wendy'e John'u onun elinden almak istiyorsan çok özel olman gerek demiştim.
Youd better not.
Etmesen daha iyi.