Your desk traducir turco
2,262 traducción paralela
Now I want you to clear your desk immediately.
- Derhal masanı toplamanı istiyorum.
Yeah, I could sleep under your desk.
Evet, masanın altında uyuyabilirim.
- You punk, tidy up your desk.
- Serseri, masana çeki düzen ver.
Your desk is over here.
Masanız orada.
I put it on your desk.
Masana bıraktım.
Do you want it on your desk?
Masanda mı istersin?
S you can, all you have to do is go one step at a time Until you reach your desk, back to you, you're a natural, baby.
Evet yapabilirsin, tek yapman gereken doğru adımı atıp kendi masana dönmek, sen bu konuda yeteneklisin bebeğim.
I'm saying that every little sweat gland in your body should be on sweaty overdrive right now because of these plans right here on your desk.
Diyorum ki, vücudundaki her ter bezi şu an ter fışkırtıyor olmalı nedeni de tam şu masanın üzerindeki planlar.
- Your desk.
- Masanızda.
Back at your desk on Monday, Fred.
Pazartesi işinin başına dönüyorsun Fred.
You think? You don't want to be chained to your desk as an old editor, do you?
- İhtiyar bir editör olarak masana zincirlenmek istemezsin, değil mi?
So, I'll have my briefs on your desk bylunch.
Belgeleri yemek saatinde masana bırakırım.
You seem to spend more time on the toilet than at your desk.
Bu aralar masandan çok tuvalette zaman geçirir oldun.
Pack up your desk, mister. You're fired.
Eşyalarınızı toparlayın bayım, kovuldunuz.
"Pack up your desk".
"Eşyalarınızı toparlayın."
The Bible quotes on your desk...
Masandaki İncil alıntıları...
Is it with all the other crap on your desk?
Masandaki şeylerin arasında mı?
Let me get it to the lab and I'll make sure you have the decrypted file on your desk first thing in the morning.
Labaratuara götürüp şifreyi kırdıkdıktan sonra sabah ilk iş masanıza bırakırım.
Well, if you could conduct the entire interview from behind your desk... instead of walking about the office, I could correct that.
Odada yürümek yerine, tüm görüşmeleri masanızda oturarak yaparsanız, bunu halledebilirim.
Look, I don't know what his deal is, but Kelly keeps taking your desk.
Derdi nedir bilmiyorum ama Kelly sürekli senin masana oturuyor.
I once went into your office, uh, when you weren't there, and I noticed that your desk drawer was open.
Bir keresinde siz orada değilken, ofisinize girmiştim ve masanızın çekmecesinin açık olduğunu fark ettim.
You got all this candy in your desk.
Masanda şeker saklıyorsun.
- under your desk blotter.
- çalışma masasının altında, defterde.
- I found some articles about suicide under your desk blotter.
- Masandaki kurutma kağıdının altında intihar ile ilgili bazı makaleler buldum.
They were right on your desk.
Masanın tam üstündeydi.
What if he sees a picture of her on your desk?
Ya masasındaki fotoğrafı görürse?
Is that your desk?
Bu senin masan mı?
Why is this on your desk?
Ne arıyor bu masanda?
It'll be on your desk by end of shift.
Vardiya sonunda masanda olur.
Catch up on some administrative paperwork on open case files at your desk.
Masandaki vakalarla ilgili idari belgeleri tamamla.
Just leave them on your desk.
Masalarınızda bırakın.
Coffee's on your desk.
Kahve masanda.
Checked your desk drawer.
Sonra çekmeceni kontrol ettim.
He's just been sitting at your desk waiting for you.
Masanda oturmuş seni bekliyor.
- "McGregor... 240 to Louisville." Yeah, tell him to report to your desk immediately.
Hemen oraya gelmesini söyleyin
Secret panel in your desk. It was empty.
Masandaki gizli bölme boştu.
- Do you lock your desk?
Çekmecelerini kilitliyor musun? - Hayır.
Okay, so how do you explain the five calls from your cell phone to the front desk there yesterday?
Peki dün cep telefonundan otel resepsiyonuna yapılan beş aramayı nasıl açıklıyorsun?
You know, you sit in your office pretending to be on the telephone, shuffling papers all day, and every hour or so you get up and walk around Lucy's desk like a four-balled tomcat.
Ofisinde oturup telefona bakar gibi yapıyorsun tüm gün kağıtları karıştırıyorsun ve her saat başı yerinden kalkıp Lucy'nin masasın etrafında erkek kedi gibi dört dönüyorsun.
A health report that ended up on your ex-wife's desk?
Eski karının masasına kadar ulaşan bir sağlık raporu mu?
To your left, my desk, to your right, the bed... and straight ahead, Grand Central Station.
Sağınızda yatağım. Ve karşınızda istasyon merkezi.
You bend her over your hard oaken desk, teach her the ways of the gun.
- Sert ahşap masandan ona doğru eğiliyorsun ve ona avlamanın tekniklerini öğretiyorsun.
Well now, George, your father's clearly a sensible and educated man and I have tremendous respect for him, but that doesn't mean I believe every letter that comes to my desk...
Şimdi, George, babanız belli ki aklı başında ve eğitimli bir adam, ve ona çok saygım var, ama bu demek değil ki...
Take all your work with you and have it on my desk 6 a.m. Monday.
Çalışmalarını da yanında götür. Pazartesi sabahı 6'da masamda istiyorum.
Since the Amish don't have phones, please finish your lunch and then go back down and check again to see if anyone left a message at the front desk.
Çünkü Amish'lerin telefonları yoktur, lütfen öğlen yemeğini bitir ve tekrar kontrol etmek için aşağıya in biri resepsiyona mesaj bıramış mı diye bakmak için.
Krista, go back to your sad fucking little desk, okay?
Krista, o lanet sümsük masana geri dön, tamam mı?
I want your pom-poms on my desk by the end of the day.
- Dediğimi duydun. Ponponlarını günün sonunda masamın üstüne bırakmanı istiyorum.
Clark, meet your new desk buddy.
Clark, yeni masa arkadaşınla tanış.
That's how your fingerprints wound up - on the glass on his desk.
- Bu yüzden masasının üstündeki bardakta parmak izleriniz bulundu.
This, Mr. Director, is your new desk.
Sayın müdürüm, bu sizin yeni masanız.
You will go to the front desk, register get your keys, and settle into your rooms.
Welcome to front desk, kayıt gidecek......get senin anahtar taşı ve senin oda yerleşmek.
desk 34
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your mind 60
your brother 593
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18
your brother 593
your mother is dead 28
your face 246
your heart 112
your call 269
your father called 16
your friend 527
your voice 78
your lunch 18