Your friendship traducir turco
771 traducción paralela
Knowing your friendship for Helen... and Geoffrey, it's safe to assume that you wouldn't be working here as calmly as you are... unless you knew where they were.
Helen ve Geoffrey ile olan arkadaşIığınızı biliyorum, onların güvende olmadığını düşünürsek, senin burada oturup çalışmaman gerekir onların nerede olduğunu bildiğin sürece.
All I want is your friendship and companionship, and if you'll give them to me we will share the glory of the new day together.
Tek istediğim senin arkadaşlığın ve dostluğun, eğer bunları bana bağışlarsan, yeni günün zaferini beraber paylaşırız.
Dick and I will treasure your friendship.
Dick ve ben, her zaman arkadaşlığına değer vereceğiz.
Uh, before we say good-bye... - I'd like to tell you that your friendship has meant a great deal to me... and our evenings together, they've been wonderful.
Vedalaşmadan önce arkadaşlığının benim için çok şey ifade ettiğini ve birlikte geçirdiğimiz akşamların harika olduğunu söylemek istiyorum.
Your friendship with Margo, your deep, close friendship.
Margo'yla olan dostluğun.. .. derin, yakın arkadaşlığınız.
Have you tried me to prove your friendship?
Dostluğunu kanıtlamak için mi yargılattın beni?
I'm not trying to buy your friendship.
Dostluğunu satın almaya çalışmıyorum.
Your friendship will talk.
Arkadaşlığın konuşacak.
You've given me your friendship.
Bana dostluğunuzu verdiniz.
He has always spoken with one heart and one tongue... and he has been faithful to your friendship.
Her zaman içi dışı bir olarak konuştu... ve her zaman dostluğunuza sadıktı.
Great king, I will ask but one favor of your friendship.
Yüce kral, dostluğunuza sığınarak bir ricam olacak.
Your friendship with Oliver is your affair, and his.
Oliver ile arkadaşlığın senin sorunun, ve onun.
I cannot ask anything from you but your friendship.
Senden dostluğundan başka bir şey isteyemem.
Would I retain your friendship if I became an informer?
Muhbir olursam dostun kalır mıyım?
He was very proud of your friendship.
Dostluğunuzla çok gurur duyardı.
And your friendship means a great deal to me.
Senin dostluğun benim için çok önemlidir.
Thank you so much for your friendship and hospitality.
Dostluğunuz ve misafirperverliğiniz için çok teşekkür ederim.
Tell me, did your friendship with Mary Di Pace...
Söyler misiniz, Mary Di Pace'yle dostluğunuz...
As always, I can count on your friendship.
Her zamanki gibi, sizin dostluğunuza güvenebilirim.
I have been a stranger to prayer, undeserving of your friendship and your love.
Dua etmeye yabancıyım, dostluğunu haketmiyorum, sevgini haketmiyorum.
Your friendship is precious to me, too.
Siz de benim için önemlisiniz.
It's common knowledge that something happened to your friendship.
Ama dostluğunuza bir şeyler olduğunu çevreniz biliyor.
You can keep your friendship!
Arkadaşlığını koruyabilirsin!
I want to thank you for your help and your friendship.
Yardımların ve arkadaşlığın için sana teşekkür etmek isterim.
I don't want your friendship.
Sizi buraya bir dost olarak davet ettim. Dostunuz olmak istemiyorum!
I'm sorry... Marcello, will you give me a proof of your friendship?
Marcello, dostluğuna güvenebilir miyim?
Whatever happened between you and Micol... your friendship is worth saving.
Micol'le aranızda ne geçmiş olursa olsun arkadaşlığınız hâlâ çok değerli.
Your friendship and your compassion do you both honor but the ancient ways carry purpose and may not be forborne.
Dostluğunuz ve sevginiz sizlere onur kazandırıyor eski kuralların bir nedeni vardır ve uygulanmaları gerekir.
When I hear the sound of it I will remember the gift of your friendship.
Bunun sesini her duyduğumda dostluğunu hatırlayacağım.
Your late husband and I shared a very deep friendship.
Merhum babanız ve eşiniz çok yakın bir tanıdığımdı.
For your own sake, and for the sake of my friendship with your father. - Please... don't say a word.
Kendi iyiliği için, babanla olan dostluğum adına lütfen hiçbir şey söyleme.
Certainly nothing has happened to spoil my friendship with your brother.
Tabii kardeşinle dostluğumuzu bozacak hiçbir şey yaşanmadı.
"If you got friendship in your heart, sure you don't..."
"Eğer kalpten dost olursan, emin ol..."
I am jealous of you and of every moment you give him, of your impossible friendship.
Seni ve ona verdiğin her dakikanı, o imkânsız dostluğunu kıskanıyorum.
My family's always been on good terms with your predecessors, terms of mutual respect and friendship.
Ailemin, seleflerinizle her zaman iyi zamanları olmuştur. Karşılıklı saygı ve dostluk dolu dönemler.
And what, in the opinion of Your Highness, is the outlook for friendship among nations?
Size göre Majesteleri, uluslarası dostluğun genel görünümü nedir?
You, with your fake friendship!
Sen, o sahte arkadaşlığınla!
I am deeply moved by your warm friendship and hospitality.
Misafirperverliğiniz beni mütehassıs etti.
To your parents... and our friendship.
Ailene ve arkadaşlığımıza.
May this night be an example of the friendship... that exists between your generation... and ours.
Bu gecenin, sizin kuşakla, bizim kuşak arasındaki dostluğun, güzel bir örneği olması dileğiyle.
In view of our long-standing friendship, I ask your indulgence in the following :
Uzun süreli arkadaşlığımıza dayanarak, şu konularda müsamaha göstermeni bekliyorum :
Is the King's friendship for Thomas Becket dead, Your Highness?
Kralın... Thomas Becket ile olan dostluğu öldü mü ekselansları?
Although unable to understand the meaning of your speech, we had no need of any translation, so clearly did your voice express the friendship of the Shah, your King.
konuşmanızı anlamamış olmama rağmen, herhangi bir tercümeye ihtiyaç duymuyoruz sesinizin tonu Şah'ın dostluğunu açıkça ifade ediyor Kral'ınız.
I'm sure that, from this day forward, your planet and our Federation will attain the deepest friendship.
Gezegeniniz ve Federasyonumuz derin bir dostluk ilişkisi kuracaktır.
Those two you sort of hinted you wanted taken care of, they must have given you a rough time if, after you get a rope around my neck without dirtying your hands, you suddenly change your filthy mind, all in the name of old friendship, you say.
Dikkatli olmalarını istediğin şu iki adam var ya, eğer sen eski dostlarının hatırına,... aniden fikrini değiştirseydin, ellerini kirletmeden benim boynuma idam halatını geçirdikten sonra, sana olduça zor zamanlar yaşatacaklardı.
For the sake of my friendship with your father move out of the way and I'll spare your life
Babanla olan dostluğumun hatırına... yolumdan çekil de seni öldürmeyim!
My friendship with your brother?
Kardeşinle olan arkadaşlığımdan?
Your people gave me a flag and a medal of friendship I do not trust them they will kill our people we will fight I say peace you do not wear your necklace...
Senin insanların, bana bu bayrağı ve Dostluk madalyası verdi. Ben onlara güvenmiyorum... ... halkımızı öldürecekler.
[Mulcahy] Because the best of marriages are always founded on true friendship... and the fact that this is only the first of two ceremonies... is a symbol, I think, of the respect... that you have for your families and for each other.
Bak. Sakatlandı. Oyundan çıkıyor.
If you'd come in friendship, the scum that ruined your daughter would be suffering this very day.
Eğer bana dostça gelseydin, kızını mahveden o pislik daha bugünden acı çekiyor olacaktı.
When someone puts an arm on your shoulder, it's a sign of friendship
Birisi elini omzuna atarsa, bu samimiyet işaretidir.
friendship 155
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your phone 169
your honor 7894
your own 34
your hat 64
your full name 16
your teacher 17
your best friend 68
your ex 322
your name 485
your tea 43
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your sister 409
your mum 57
your majesty 3240
your mother 885
your old man 28
your mom 327
your dad 423
your highness 1544
your point being 45
your brother 593
your mind 60
your mother is dead 28
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your voice 78
your friend 527
your lunch 18
your mind 60
your mother is dead 28
your heart 112
your face 246
your call 269
your father called 16
your voice 78
your friend 527
your lunch 18