Youre traducir turco
589 traducción paralela
- Youre in for a good time.
- Trende kim var biliyor musun?
Youre hopeless. lt ´ ss a woman who lives by her wits along the China coast.
Sen ümitsiz bir vakasın. Hafifmeşrep, gönlünce yaşayan şuh kadın demektir.
Youre in China now, sir, where time and life have no value.
Şu an Çin'de bulunuyorsunuz, bayım, ki burada zamanın ve insan hayatının hiçbir değeri yoktur.
No, youre more beautiful than ever.
Aksine, her zamankinden daha güzelsin.
So youre Shanghai Lily.
Demek, o Şanghay Zambağı sensin.
Youre mistaken.
Yanılıyorsunuz bayım.
Youre very cruel.
Çok kabasın, Doc.
- Youre not, are you?
- Gurur duymuyorsunuz, öyle mi?
Youre born, eat some rice, and you die.
Doğarsınız, bir avuç pirinç yiyip hayatınızı yaşarsınız ve ölürsünüz.
- Of course, youre not married?
- Elbette, evli de değilsinizdir.
- Youre not going to go upstairs, are you?
- Yukarı gitmeyeceksiniz, değil mi Doktor?
lm a British officer and I demand to know by what right youre treating us in this outrageous manner.
Ben bir İngiliz subayıyım ve bize neden bu şekilde alçakça muamele ettiğinizi bilmek istiyorum?
Suppose you first tell me what youre after.
İlk önce bana neyin peşinde olduğunuzu söylemeye ne dersiniz?
I think youre right, if God is still on speaking terms with me.
Sanırım haklısınız, tabi hala tanrının sevgili bir kuluysam.
Why try to conceal that youre madly in love with him?
Onu delice sevdiğini niçin saklamaya çalışıyorsun?
Youre not going to punish him for helping me last night?
Dün gece bana yardım etmek istediği için onu cezalandırmayacaksın, değil mi?
Youre insane. He ´ ss a British officer.
Sen delisin, o bir İngiliz subayı.
Youre not referring to Shanghai Lily?
Şanghay Zambağı diye bilinen bayandan söz etmiyorsunuz değil mi?
Tell him youre going with me of your own free will so that he can peacefully take his departure before I become too annoyed with him.
Ona benimle kendi özgür iradenle geldiğini söyle ki buradan içi rahat ayrılsın ve benim de canımı sıkmaya başlamasın.
Bad enough before he held up the train but after he tortured Mr Baum... I think youre doing the woman an injustice.
Daha treni ele geçirmeden bunu yapmaya kalksa neyse. Ama zavallı Bay Baum'a yaptığı işkenceden sonra... Buraya bakın Bayan Haggerty, bana kalırsa o kadına haksızlık ediyorsunuz.
If youre thinking of reforming me, you might as well save yourself the trouble.
Beni ıslah etme niyetindeyseniz, nefesinizi boşa harcamayın.
Youre not going to do anything of the kind.
Sakın böyle bir şey yapmayın.
Youre still in love with him, aren ´ tt you?
Onu hala seviyorsunuz, değil mi?
- Youre right.
- Haklısınız.
Youre gonna hit me?
Yoksa beni dövecek misin?
Youre losing your home.
Orası sizin yuvanız değil artık.
Youre the only one we've found so far.
Şu ana kadar bir tek seni bulduk.
Youre the doctor. You know what's good for ya.
Doktor sensin sana ne iyi gelir onu bilirsin.
Youre not only doing this for money.
Bunu sırf para için yapmıyorsun.
Youre only making it tougher on everybody
Herkese daha sertini yaparsın.
Why, Zeke, youre just as scared as I am!
Zeke, benim kadar korkmuşsun!
Youre always in a fret over nothing.
Hep sebepsiz yere heyecanlanırsın.
Now youre seeing reason.
Simdi anladınız.
Youre traveling in disguise.
Kılık değiştirmiş bir gezginsin.
Youre going on a visit.
Birini ziyarete gidiyorsun.
Youre running away.
Evden kaçıyorsun.
Youre Off to See the Wizard The wonderful Wizard of Oz
Büyücüye gidiyorsun Müthiş Oz Büyücüsüne
Youre Off to See the Wizard The Wonderful Wizard of Oz
Büyücüye gidiyorsun Müthiş Oz Büyücüsüne
Yes, I guess youre right.
Evet, sanırım haklısın.
Youre going to see a wizard?
Bir büyücü mü göreceksin?
- Youre not starting out very well.
- Pek iyi bir başlangıç yapmadın.
What do you think youre doing?
Ne yaptığını sanıyorsun?
Youre perfect now.
Simdi mükemmelsin.
Youre the best friends anybody ever had.
Siz gördüğüm en iyi dostlarsınız.
My goodness, what a fuss youre making!
Ne kadar çok mızmızlanıyorsun!
Youre nothing but a big coward!
Koça bir korkaksın demek!
Youre right, I am a coward!
Haklısın, korkağın tekiyim!
Dorothy, youre waking up!
Dorothy, uyanıyorsun!
Youre out of the woods Yourre out of the dark
Çıktın ormandan Ve karanlıktan
Youre out of the night
Geceden çıktın
Youre wasting my time!
Zamanımı harcıyorsunuz!