Yourface traducir turco
56 traducción paralela
Don't come any closer or I'll break yourface.
Sakın ola yaklaşma yoksa kafanı kırarım!
If you don't leave now I'll tear yourface off.
Hemen çıkıp gitmezsen saçını başını yolarım.
Show yourface
Her kimse ortaya çıksın!
What happened to yourface? .
Yüzüne ne oldu?
I want to see yourface again!
Tekrar yüzünü görmek istiyorum!
Because, my darlin', they all think that your smile and your face are never in the same place at the same time.
Çünkü, hayatım onlar sadce gülümsemeni ve yüzünü düşünüyorlar. thatyour smile and yourface... seninle asyı zamanda aynı yerde hiç olamayan kişiler.
You should see the look on yourface.
Yüzünün ifadesini görmeliydin.
Not to see yourface.
Yüzünü görmek için değil
You mix it with about 4 or 5 milligrams of ketamine, and, uh, apply it directly to yourface and, oh, Kenny, you'd be out in no time.
4-5 miligram ketaminle karıştırıorsun, ve, uh, suratına uyguluyorsun ve, oh, Kenny, fazla zamanın yok.
Is yourface down?
- Yüzün yerde mi? | - Evet.
Then why're you hiding yourface like a thief?
o halde neden yüzünü bir hırsız gibi saklıyorsun?
"At times on the sky and at times on the earth yourface appears in front of me."
Bazen gökyüzünde bazen yer yüzünde senin yüzünü görüyorum.
That can be seen from yourface.
Yüzünden belli oluyor.
Wash yourface before you go.
Gitmeden yüzünü yıka.
It's written all over yourface. You'll never get a decent job.
Asla düzgün bir iş bulamayacaksın.
Because I don't like yourface.
Çünkü suratını beğenmedim.
But, I like yourface, you're alright.
Fakat seni sevdim, iyi birisin.
Even yourface is a lie.
Yüzün bile sahte.
The rain is singing, run... lnnocence on yourface, arms swaying...
Yağmur şarkı söylüyor, koş Yüzünde masumiyet Kolların sallanıyor
Why the strange smile on yourface, then?
Madem öyle neden garip garip gülümsüyorsun?
I'd like to spit in yourface but my mouth's too dry.
Suratına tükürmek isterdim ama ağzım çok kuru.
Now children defy you to yourface.
Şimdiki çocuklar yüzüne bakarak sana karşı geliyorlar.
Shut yourface, you fucking cunt!
Kapa çeneni, seni adi pislik!
You would be in the beam of the pulsar. So, every rotation, the beam would flash past you... and you would see this incredibly bright beacon... like a lighthouse really close to youjust flashing in yourface.
Pulsar her dönüşünde aniden parlayan bir ışık size ulaşacak ve siz onu inanılmaz parlak bir işaret olarak göreceksiniz.
I'll pulp yourface.
Beni aptal mı sandın? Kimdi? Söyle yoksa suratını dağıtırım senin.
Haha, right in yourface.
Haha, tam suratına.
- Slam the door in yourface.
- Yüzüne kapıyı çarpıyor.
What happened to yourface?
Suratına ne oldu?
Then I'll say, "Suck my dick", and I smash yourface before you can nod.
Sonra, "Sikimi em" diyeceğim ve daha kafanı sallayamadan suratına bir tane indireceğim.
Do I smash yourface now orwait till tonight's farce?
Suratına şimdi mi vurayım yoksa bugünün saçmalıklarını da bekleyeyim mi.
So look, the ah, the blinkers are here and, this is a visorfor yourface, gas.
Bak, sinyalleri buradan ayarlıyorsun. Bu yüzün için güneşlik, bu gaz.
And those crumbs on yourface when you eat like a pig, your fucking Alzheimer's, your revolting clothes that make me want to barf, your ignorant suburbanite expressions, your manipulation, you can shove it up your ass!
Akşam yemeğini yemiş domuz gibi ağzının her yanına bulaştırdığın iğrenç ekmek kırıntıları! Lanet Alzherimer'ın! Nefret ettiğim, midemi bulandıran rengarenk kıyafetlerin!
They messed up yourface bad.
Yüzün çok kötü olmuş, abi.
What happened to yourface?
Surat ne lan? Bir dön hele.
" Fowley says handling Cherie's ego is like having a dog urinate in yourface.
Fowley, "Cherie'nin egosuna katlanmak bir köpeğin yüzünüze işemesi gibidir" dedi.
But yourface... your eyes
Yüzün... gözlerin.
Dutrisac, don't you have hair on yourface?
Dutrisac, sizin yüzünüzde kıl yok mu?
Yourface is chalk white.
Yüzün bembeyaz kesilmiş.
Please, go wash yourface and speak calmly to them.
Lütfen yüzünü yıka ve onlarla sakince konuş.
Forweeks you've had a smug smile on yourface, you strut around!
Haftalardır yüzünden gülümseme eksilmiyor, etrafta fiyakalı bir biçimde yürüyorsun!
Though you're standing in front of my eyes But I am not able to see yourface I feel very sad about my blindness today
Karşımda durmana rağmen seni görmem mümkün değil! Sadece bu gün, kör olduğum için üzülüyorum!
Yourface will go all red and ugly That's what happens if you're naughty
Moraracak yüzün gözün. Hali budur yaramazın.
I've seen yourface a thousand times, but it was neveryou.
Senin yüzünü 1000 kere gördüm, ama asla sen değildin.
Then to my soul an awakening came and there again yourface appeared.
Sonra ruhum uyandı ve tekrar yüzün ortaya çıktı.
- F... ck yourface!
- Sıçtırtma yüzüne.
Look, I'll smash yourface in!
Ağzını burnunu kırarım ben senin!
Cowboy, if you want to see the sea, turn yourface to the sky. It looks just like the sea.
Kovboy, görmek istersen denizi, yukarıya çevir yüzü deniz gibidir, gökyüzü.
I'll be with Delhi for a while... and with the memory of yourface.
Bir süreliğine Delhi'de olacağım... ve yüzünü untmayacağım.
When I saw yourface at the court that day... I knew you were terrified, and you would try to make a run for it.
O gün mahkemede yüzünü gördüğümde dehşete kapıldığını ve bunun için kaçmaya çalıştığını biliyorum.
Have you seen yourface?
Kendine baktın mı hiç?
I was talking about the smile on yourface.
- Yüzündeki gülümseme.