Youse traducir turco
701 traducción paralela
Hey, youse guys!
Hey siz ikiniz!
- See youse later. - CLAIRE :
- Sonra görüşürüz.
The paper says youse guys is gonna take Leggett down to the state pen tomorrow keep him there till his trial, right? - Yeah.
Gazete yazdığına göre Leggett'ı yarın eyalet hapishanesine gönderecekler ve duruşmaya kadar orada tutulacak, doğru mu?
You ain't doing no good. There ain't enough for youse anyway.
Sorun çıkartıyorsunuz.
It's a blooming shame, I told youse what Tarzan wouldn't tell us.
- Bu utanç verici. - Tarzan'ın bize bir şey söylemeyeceğini söylemiştim.
I helped bring you into the world and watched youse grow up... and I know what's in your heart for that boy.
Seni ben yetiştirdim, büyümeni izledim. Kalbinden geçeni biliyorum, o adamı seviyorsun.
Get out. Youse told me to hold the car. Now you just sit there.
Burada oturacağınıza dışarıya çıkın.
I took youse by the coal cart, didn't I? And that was no easy thing.
Bir at arabasından kaçtım ve virajı alırken...
It was too late. If it wasn't for youse, there wouldn't have been no need
Yavaşlamak için sebep yoktu.
Youse fellas wouldn't stir out of the car!
Arabadan çıkmaya korktular...
Do you mean to say youse came back without Johnny?
Johnny olmadan mı döndünüz?
Ah, sure, it's a fine, brave sight youse are, James.
Şu James ne cesur bir çocuk!
And by the time we get through with you you'll be riding like senators, the all of youse.
Sizinle işimiz bittiğinde senatörler gibi ata biniyor olacaksınız.
I'm ashamed of you, the whole of youse.
Hepinizden utanıyorum.
Go on, the whole of youse.
Haydi hepiniz gidin.
You'll be growing in Central Park, the two of youse if you don't watch out.
Dikkat etmezseniz ikiniz de Central Park'ta gelişeceksiniz.
- Indeed not, sir. I ought to run all youse punks in.
Sizin hepinizi içeri tıkmalıyım.
We got a 1 0-1 3. - Go on. Get a move on, all of youse.
Dağılın, hepiniz.
I brung these flowers'cause youse...
Bu çiçekleri "getürdüm" çünkü "zen"...
I would advise youse to keep dialling, Oxmyx.
Aramaya devam etmenizi öneririm.
All right, youse two, I want you at my party.
Siz ikinizi partimde istiyorum.
If he dies, Marcie, you can lay him out with the baby and the three of youse can turn the trick together.
Ölürse, bebekle beraber üçünüz iş çevirirsiniz.
Maybe he'll offer to adopt youse both.
Belki size adapte olacaktır!
I don't trust any of youse.
Ben hiçbirinize güvenmiyorum.
Maybe I'm a patsy set up for a fall, but I'm not falling for youse.
Belki ben kandïrïlacak bir enayiyim, ama size kanmayacagïm.
All right, I'm gonna knock out the front tires and youse guys grab'em.
Pekala. Ben ön lastikleri patlatacağım. Siz de onları yakalayacaksınız.
How youse been?
Nasıldı?
What are youse doing?
Ne yapıyorsunuz?
Yeah, and I love youse, too.
Evet ve ben de sizi seviyorum.
I love youse.
Sizi seviyorum.
I hear youse are doing real good.
İşleriniz de bayağı iyiymiş.
Youse both alike, that's why you hate each other.
Birbirinize çok benziyorsunuz, o yüzden de bu kadar nefret duyuyorsunuz?
I don't know what the fuck is the matter with both of youse.
Kahretsin, sizin derdiniz ne anlamıyorum!
- Buy youse a drink? With what?
- Size içki neden ısmarlayayım?
- Come on, youse.
- Hadi. - Hayır, hayır!
- Who are youse?
- Siz kimsiniz?
God bless youse, Mr. Webb and Mrs. Webb.
Tanrı sizi korusun, Bay Webb ve Bayan Webb.
I want youse to meet Lou- -
Lou'yu görmenizi istiyorum- -
The way... youse felt about me, and the way I felt... about you.
Benim için... hissettikleriniz, ve benim sizin için... hissetiklerim.
Youse both not supposed to be hard.
İkiniz birden sert olamazsınız.
aww, did i hurt youse?
Yoksa canınızı mı yaktım?
I'm sick to death of looking at the bunch of youse anyway.
Size bakmaktan iğreniyorum!
Could youse get the bags up here, pronto!
Başardık, çantaları acilen buraya gönderebilir misiniz!
I want all of youse to go home.
Hepinizin evlerine gitmesini istiyorum.
- Youse don't have to clean up.
- Temizlemek zorunda değilsiniz.
Hey! The two of youse knock it of!
Siz ikiniz kesin şunu!
Any of youse move and I'll blow his fucking head of!
Biriniz bile hareket ederse kafasını uçururum.
- Got anything to eat? Youse got any candy bars, peanuts...
- Bana yiyecek bir şey verin.
You's fancy-pants, all of youse.
Sizi rezil züppeler.
I'll take care of youse later.
Sizinle sonra ilgilenirim.
Shut up, all of youse!
Hepiniz susun!