Youths traducir turco
229 traducción paralela
So, I have already been the leader of several thousand revolution youths
Pek çok Kuomintang gençliğinin lideri olmuştum.
But now, alas, all 3 blossoming youths have crossed the great river.
Fakat şimdi, ne yazık ki, bu meyve veren 3 gencin hepsi büyük nehri geçtiler.
He shall be the wisest of men, and in those future days... when he will be full of knowledge, science and dignity... he will be the shining example for the youths of Bagdad... and they may remember how the little thief became the dignifi -
Gelecekte çok bilge bir adam olacak... bilgi, bilim ve asalet ile donatılınca... Bağdat geçliğine parlak bir örnek olacak... ve herkes küçük hırsızın nasıl buralara geldiğini -
The story tells how a heavenly angel led three youths called Shadrach, Meshach and Abednego, out of the fiery furnace of Babylon,
Bu ; Anani, Azari ve Misail'in, Tanrı'nın bir meleği tarafından nasıl kurtarıldığını anlatan dinsel bir oyundur.
I want to do what has been forbidden for centuries and what the youths of my province, richer than me, have done for centuries.
asırlar boyunca bana yasaklandığı şeyler yapmak istiyorum ve benden daha zengin olan gençler eyaletimde asırlar boyunca onu yaparlardı.
What would become of these 400 youths who idolize you?
Sizi örnek olan bu 400 gencin hâli ne olur sonra?
70 groups of subversive youths gathering outside the parliament.
Parlamento binasının önünde toplanan 70 darbe yanlısı genç grup.
As for some youths who after learning kung fu... become belligerent and bellicose
İçlerinizden bazıları burada öğrendiklerini kavgada üstün olmak için kullanmak isteyecektir.
Thus it was, that when the old man decided to send one of his assassins upon a mission such as to have a prince slain he would send for one of these youths and say :
Çünkü bu sayede ihtiyar adam ne zaman bir suikastçısını göreve göndermek istese sözgelimi bir prensi öldürtmek için bu gençlerden birini çağırır ve derdi ki...
Maybe someone very old, really old, will still remember and tell the youths about movies... Pictures that moved, and talked.
Belki çok yaşlı biri, gerçekten yaşlı biri hâlâ hatırlayacak ve gençlere filmleri anlatacak konuşan, hareket eden resimler ama gençler anlayamayacak.
I said to two youths : "I love you".
İki delikanlıya söyledim : "Seni seviyorum."
If these hairy youths get their fuse wires sorted out... may I have a dance?
Şu uzun saçlı hippiler, ekipmanlarını tekrar çalıştırabilirseler benimle dans eder misin?
But the sun-spotting caused an unusually... with the early morning shooting of six youths, now known to be members of a South Los Angeles gang known as Street Thunder.
17 : 32. Güneş lekeleri alışılmadık şekilde... Altı Los Angeles çete üyesinin polis tarafından öldürülmesi büyük yankı yarattı.
The majority of Ako warriors are either old men past their primes or untested youths.
Ako savaşçılarının çoğunluğu ya olgunluk dönemleri geçmiş yaşlı adamlar ya da gençliklerinde sınanmamış kişiler.
They're Greek youths.
Yunan delikanlısı.
I think they're Greek youths.
Yunan olduklarını düşünüyorum.
Now, what are these Greek youths doing?
Bakalım genç Yunan delikanlıları ne yapıyor?
Please let me enroll promising youths And train them in the 36th chamber
Lütfen umut veren gençleri kaydedip onları 36'ıncı Aşama'da eğitmeme izin verin.
I've come from Shaolin To enroll promising youths
İstekli gençleri toplamak için Shaolin'den geliyorum.
- Youths. Disadvantaged youths.
- Gençler, tehlikeli gençler.
These youths have sacrificed their summer holidays.
Bu gençler yaz tatillerini feda ettiler.
... with Major Brian Moreland, commander of the rebellious youths.
asi gençlerin komutanı Binbaşı Brian "Kan ve Bağırsaklar" Moreland ile beraberim.
Now, I'm sure some of you gentlemen would like to volunteer... for a well-paid, well-fed adventure holiday... such as youths dream of... upon a modern, rat-free, leak-proof ship!
Eminim ki kimileriniz, parası iyi olan, yemeği kaliteli gençlerin hayallerini süsleyen o çağdaş, faresiz ve sapasağlam gemilerde geçecek maceralı bir tatili geri çevirmeyecektir!
By these horny youths, coming out from the dark, like wolves.
Şu azgın gençler, karanlıktan kurtlar gibi çıkıyorlar.
What do you think is your duty, ha? On the show, which listens so many youths, you celebrate this meaningless song, which is supporting the crime. You are the one bunch of maniacs which, will I...
birçok gencin dinlediği programda suçu destekleyen, bu anlamsız şarkıyı kutluyorsun suçu destekleyen o manyaklardan birisin.
- Well, we're not youths anymore, Peter Pan.
- Bizler artık genç değiliz, Peter Pan.
I'll help you get some of these renegade youths.
Çetelerle konuşmanı sağlayabilirim.
All of the youths
Seiya bayan Saori Kido'nun
those 3 youths just blasted their way right out of my technodrome.
O üç yeni yetme Technodrome'umu delik deşik edip kaçtı.
"Reported by city and local youths to be a mysterious, long-robed woman... " who roams the cliffs at night. "
Şehir halkı ve gençler tarafından verilen bilgilere göre uzun giysili bir kadının geceleri orada gezindiği söylenir.
The arm, in a contest with other youths.
Kol ise, diğer gençlerle girdiği bir yarışmada kırıldı.
And so continues our special half hour on the four plucky Chicago area youths who have captured the hearts of the nation.
Tüm ülkenin kalbini fetheden Chicago'lu dört talihli gençle yarım saatlik turumuz devam ediyor.
Is it possible the two youths...
İki delikanlının...
- Yeah. "Two youths."
- Evet. "İki delikanlı."
Two youths.
İki genç adam.
"from southern rope to northern dope. " Too many black youths have been victimized "by pushing dope into their veins instead of hope into their brains."
Yazar demiş ki : "Ölümün güneydeki ipten kuzeydeki uyuşturucuya dönüşmesine izin verdik bir sürü siyahi genç, beyinlerine umut aşılamak yerine damarlarına uyuşturucu aşıladı."
People are driving home, a gang of youths stepped in front of their truck,
İnsanlar eve sürüyordu genç gangster çetesi, kamyonlarının önüne atladı.
We must prepare our youths for the challenges of the future.
Gençlerimizi geleceğin rekabet ortamına hazırlamalıyız.
Police have turned the murder over to the Anti-Organized Crime unit... and the black youths arrested yesterday have been released without charges.
Polis, soruşturmayı Organize Suçlar Şubesine devretti. Dün tutuklanan siyah gençler de aklanarak serbest bırakıldı.
The suspects a paramilitary brigade of three youths appear to be on a freewheeling crime spree heading north
Şüpheliler üç gençten oluşan paramiliter bir çete. Görünün o ki, kuzeye yönelen pervasız bir cinayet serisiyle karşı karşıyayız.
More rioting in the projects outside the city. Last night a mob of youths attacked a police station in the Muguet projects.
Muguet projeleri nedeniyle bir karakola.... saldırdı.
What have those two youths got to do with all this?
Bu iki gencin bununla ne ilgisi var
Tell me about your youths, how are they?
Sizin gençler nasıllar?
Such squeamish youths are not worth your regret.
Öyle çabuk soğuyan gençler için üzülmene değmez.
You're here washing dishes for the remedial work-study program for Capeside's underprivileged youths?
Burada, Capeside " ın çaresiz gençliği için yaratılmış olan... '"hem çalış hem oku"'programı için bulaşıkları yıkıyorsun, değil mi?
Most youths are anti-cops anti-army, anti-everything!
Gençler polise karşı... askere karşı, herşeye karşı.
# Even youths #
! EVEN YOUTHS!
Shortly thereafter Takagi allegedly attacked two youths... ... on the highway approximately 500 meters from the first crime scene.
Kısa bir süre sonra katil zanlısı Takagi iddialara göre ilk cinayet mahalinden 500 metre kadar uzakta 2 gence daha saldırdı.
Appearing in court was itself a penalty for these youths who want to be free of all rules.
Mahkemeye çıkmak tüm kurallardan özgür olmak isteyen bu gençler için bile başlı başına bir cezaydı.
She was a known member of the Jarrai youths active in Pamplona at the time.
Şu sıralar Pamplona'da etkinlik gösteren "Jarrai" gençlik koluna mensup biri olarak tanınıyor.
I guess even suburban rhythm-impaired youths...
Sanırım taşralı ritim kulağı olmayan gençliğin bile...