Yutan traducir turco
206 traducción paralela
Knowest thou, rash youth... devouring flames,... foul monsters, shapes of death beset the path?
Ey aceleci genç, yol boyunca yutan alevleri, iğrenç canavarları, her yanı kuşatmış ölüm çeşitlerini biliyor musun?
Mark well the towering fires they consume your new planes from America, your meager store of tanks, your puny munitions, and your food.
Amerika'dan gelen yeni uçaklarınızı teneke tanklarınızı, sinek vızıltısı mühimmatlarınızı ve yiyecek stoklarınızı yalayıp yutan alev dillerini iyi belleyin.
But she believes anything they tell her, like a frog swallowing flies.
Ama o, ona söylenen her şeye inanıyor. Sinekleri yutan bir kurbağa gibi.
A man who swallows a soul...
Ruhu yutan adam...
BATMAN : Unfortunately, it chanced to swallow a floating mine.
Yüzen bir mayını yutan şanssız bir hayvan.
You know, anybody that would pop a lot of sleeping pills, anybody that would their guts out, you know, in front of company, anybody that would let a guy slap her and not be mad at him...
Biliyorsun, bu kadar çok uyku ilacı yutan biri... Bunu kim yapsa içi dışına çıkar, arkadaşlarının önünde... Bunu kim yapsa, kadının tokat atmasına izin veren ve ona kızmayan biri ya da...
Yutan, your turn.
Yutan, sıra sende.
Yutan, two of those who killed my wife have escaped.
Yutan, karımı öldürenlerden ikisi kaçmış.
Thou detestable maw, gorg'd with the dearest morsel of the earth, thus I enforce thy rotten jaws to open, and, in despite, I'll cram thee with more food!
Sen iğrenç kursak, sen ölümün rahmi, Ey yeryüzünün en değerli lokmasını yutan sen, Senin o çürük çenelerini zorla açacağım,
Here our Indian fire-eater, our fakir a living flame, a veritable mountain of fire!
Şurada ise bizim ateş yutan, Hint fakirimiz,.. ... hakiki bir ateş dağı ve ayaklı bir alev!
Yeah, like the cat who swallowed the canary.
Evet, kanaryayı yutan kedi gibi.
- fullness, with a swift retreat of the great shadow when the sun, clearing the ridge looked down, hot and dry with a devouring glare like the eye of an enemy.
... tamamen, güneş yamaçtan görünüp aşağıya bakınca, sıcak ve kuru düşmanın gözü gibi yutan bir pırıltıyla.
There are hungry flowers that devour passersby gesticulating trees.
Geçen canlıları yutan çiçekler ve hareketli ağaçlar var.
You'll be known as the sword-swallowing sailor.
Kılıç yutan denizci olarak anılırsın.
You're immune to illness, like the sharks who can swallow a car plate or polio virus, they digest it all.
Hastalığa bağışıklığın var, aynı bir araba plakasını veya polyo virüsünü yutan köpekbalıkları gibi. Her şeyi sindirirler.
Foley's fire-eaters finally finished!
Foley'in ateş yutanı nihayet bitti!
Did you hear about this guy who swallowed a yo-yo?
Fırdöndü yutan çocuğu sen de işittin mi?
See Prince Abdul eat white-hot fire.
Karşınızda cayır cayır alevleri yutan Prens Abdül.
Step right up and see Calamity Jane... and see Esmeralda fondle her snakes... and Prince Abdul swallow white-hot fire.
İçeri gelin ve Calamity Jane'i görün. Yılanlarını okşayan Esmeralda'yı görün. Cayır cayır alevleri yutan Prens Abdül'ü görün.
The snore that ate Birmingham.
Birmingham şehrini yutan horlama.
Because if they knock up some slut, they're the ones who are fucked!
Eğer bir kaltakla yatarlarsa, hapı yutan onlar olur!
- No bites yet, Frank.
- Henüz yutan çıkmadı.
FALL THROUGH THE SAME HOLE IN THE UNIVERSE THAT SWALLOWED VALERIE...
Bu evrende Valerie'yi yutan o deliğe düşecek biri..
"And I shall rest my head between two words, in the Valley of the Vanquished."
"Ve başımı dinlendireceğim Yutan Yutulan'daki..." "... iki kelime arasında. "
Something's gobbling'up the T... cells.
Hızla T hücrelerini yutan... bir şey.
- Something's gobbling'up those T... cells.
- T hücrelerini hızla yutan bir şey...
My mom's the only other woman I've ever known who could take a sandwich like that.
Bir sandviçi böyle yutan bildiğim tek kadın annem.
- it is a swaying snake.. - which has engulfed my body.
O, tıpkı bedenimizi yutan yutan bir yılan gibi.
We monorail conductors are a crazy breed... half in love with death, gobbling up danger like ordinary men eat peanuts.
Biz kondüktörler çılgın tipleriz ölüme yarı aşık, sıradan erkeklerin fıstığı yediği gibi tehlikeyi yalayıp yutan tipleriz.
Cum Clean, Cum Gargling Naked Sluts, Cum Buns III,
Temiz Sperm, Sperm Yutan Çıplak Kaşarlar, Sıcak Sperm III,
Galactus, Devourer of Worids.
Galactus, Gezegenleri Yutan.
It is okay to drive a gas guzzler if it helps you get babes.
Eğer bebekleri tavlamanıza yarayacaksa benzin yutan araba kullanmak serbest.
I know a lot of lazy, welfare-taking coloreds sucking up tax dollars.
Ben pek çok tembel, işsizlik parası alan, vergilerimizi yutan renkli insan tanıyorum.
So the black shadow that swallowed Unit 01 is the target.
O zaman Unit 01 i yutan kara gölge hedefimiz.
Ho ho. Ross Buckingham, have you ever seen a woman swallow an entire 13-inch kielbasa?
Ross Buckingham hiç 30 santimlik bir kielbasa'yı yutan bir kadın görmüş müydün?
- I knew an old lady who swallowed a fly--Wow!
- Sinek yutan yaşlı bir bayan tanıyordum.
- I knew an old lady who swallowed a fly- - - Wow! - Move it!
- Sinek yutan yaşlı bir bayan tanıyordum.
You hear the one about the patient that swallowed a carrot?
Havuç yutan hastayla ilgili espriyi duydun mu?
Does anyone fall for that?
Bunu yutan var mı?
Hello, Brian. Hello from the sewers of NYC, which swallow up these delicacies when they are washed away by the sweeper trucks.
Newyork'un lağımlarından merhaba bu lezzetli şeyleri içine yutan süpürgeli kamyonla temizlenen.
Hello from the sewers of NYC which swallow up these delicacies I said hello, hello, hello from the gutters of the city washed away by the sweeper trucks
Newyork'un lağımlarından merhaba bu lezzetli şeyleri içine yutan merhaba diyorum, merhaba şehrin su borularından
Black holes arose, swallowing matter.
Herşeyi yutan karadelikler oluştu.
Here's the x-ray of a man in love... who swallowed three forks.
Aşkı için çatal yutan... bir adamın röntgeni.
To hide and swallow mansions whole
Konağın tamamını saklayıp yutan
- What about my toenail clippers?
Ya tırnak makası yutan hasta? Malucci'yi bul.
They're bringing the circus to town... with a fire-eater, a clown... and a snake that dances with a toad.
Kasabaya sirk getirmişler... palyaço ve ateş yutan da var... ve kurbağayla dans eden yılan.
Your hand chased away the demons.
Beni içine yutan volkandan çıkışım sadece senin elinde.
I don't care if it's music, tits, fire-eaters.
Müzik, kızlar, ateş yutan adamlar, fark etmez.
it's called the gulper eel because it can engulf a meal of almost any size.
Buna yutan yilan baligi denir cünkü her boyuttaki yiyecegi yutarak yok edebilir.
You're the clever guard.
Hapı yutan son kişi, bunu bırakmış.
Miranda couldn't wait to get back to men who swallowed.
Miranda yemeği yutan erkeklere dönmek için sabırsızlanıyordu.