Zann traducir turco
233 traducción paralela
I can only imagine that's exactly where you're going.
Zannımca, sen de tam olarak oraya gideceksin.
I take it you haven't come to a decision?
- Zannımca, henüz bir karara varmadınız?
I assume you came here to talk about your play.
Zannımca, oyununuz hakkında konuşmaya gelmiştiniz.
It's beyond imagination, I suppose, that somebody else could have used the rake and wiped off both sets of fingerprints.
Bu kuruntunun ötesinde, zannımca, başka birisi tırmığı kullandı ve bütün parmak izlerini sildi.
No, you're on the wrong track, imagine more of a harmless dandy
Hayır, yanlış yoldasın ; zannımca daha çok zararsız bir züppe diyelim.
Matilde was tired of Peppino, but he got the idea we opposed their engagement.
Matilde, Peppino'dan bıkmıştı ama Peppino nişanı bizim bozduğumuz zannına kapıldı.
My friend, all I'm supposed to do is to get information.
Arkadaşım, zannımca yapmamız gereken istihbaratı almaktır. Ben alırım, inan bana.
Well, I think they burned him and dressed him afterwards.
Zannımca, önce yakıp sonra da giydirmişler.
It seems like a fantasy, but I was a witness and I think it was something out of this world.
Sanki hayal gibi geliyordur, ancak ben de şahit oldum, zannımca bu dünyaya ait olmayan bir şeydi.
It is, I presume, the family home?
Bu kale zannımca aile yadigârınız?
I assume you have to operate on the man.
Zannımca asistanını ameliyata alman gerekecek.
I assume you want to take a closer look at Dr. Thorrsen's clinic, and he would be in the way.
Zannımca, Dr. Thorrsen'in Kliniğine yakından göz atmak istiyorsunuz, ancak engel olacaktır.
I believe that we can replace the cast with something a little lighter.
Zannımca alçıyı daha hafifiyle değiştirebiliriz.
I think the poor wretch was nervous because on Sunday she would take her vows.
Zannımca, zavallıcık gergindi, zira.. ... Pazar günü, yemin edecekti.
Suppose they find out you're visiting, like you were at 3 : 00 the other morning.
Zannımca geçen gece 3 gibi yaptığın ziyaret ettiğin kişiyi öğrenirler.
Inspector, your thinking has come round to his.
Görüyorsunuz ya Müfettiş, zannınız onun görüşlerine uyuyor.
It was probably just some stray dog.
Zannımca sadece başıboş bir köpekti.
I'd rather get to know you.
Edmund, zannımca bir kediniz var.
One of the bishop fellows, I imagine.
Piskopos dostlardan biri alır zannımca.
Edmund, I believe you have a pussy cat.
Edmund, zannımca bir kediniz var.
I have a feeling that the movie turned into a comedy rather than a straight splatter film, but it's all down to the production schedule.
Zannımca, film düpedüz kanlı bir dehşet filminden çok bir komediye benzedi, ancak bu yapım takviminden kaynaklandı.
I think every human being has some kind of double personality, but this patient's case was more complex. Doctor!
Zannımca, her bir bireyde benzer türde çift kişilikler mevcut, lakin bu hastanın durumu daha karışık.
The fingers and eyeballs are mixed and served as a salad with fresh vegetables.
Zannımca, bu yemek hayli güzel olmalı. Gördüğünüz gibi, bunlar ince bağırsaklar. Aynı sosis gibi.
I think she is a cleaning lady here.
Zannımca, temizlik için gelmiş.
Grey, I suspect, Majesty.
- Gri, zannımca Majesteleri.
Meanwhile, I shall spend the time visiting my old friend Lord Ponsonby, whom I believe I'm having killed on Friday. Come on, Nursie.
Bu arada, ben de zannımca Cuma günü öldürteceğim eski dostum Lord Ponsonby'yi ziyaret ederek vakit geçireceğim.
The cops picked me up for making a phoney call
Polisler de, onları numaradan aradım zannıyla beni yakaladılar.
I believe, sir, that the Doctor is trying to tell you that he is happy because he has finished his book.
Zannımca efendim, Doktorun size anlatmaya çalıştığı şey kitabını bitirmesi nedeniyle hayli mutlu olduğu.
I expect you were expecting to be rescued, huh? !
Zannımca, kurtarılmayı bekliyordunuz, değil mi?
Methinks it's time to hack the Prince to death. "
"Zannımca, Prensi öldürmenin tam zamanı."
Now, I'm a murder suspect.
Şimdi cinayet zannı altındayım.
It is my opinion that he is dead.
Zannımca, ölmüş.
Clever too, I expect.
Zannımca, zekiydi de.
Delicate touch needed, I fancy.
Hassasiyetle irdelenmesi gerekiyor, zannımca.
I suppose it must be.
Zannımca, bozuk olmalı.
Yes, it's better than death, I suppose.
Evet, ölümden daha iyi, zannımca.
You're still worth the presumption of dignity.
Yine de saygın bir insan zannına değersiniz.
It's an accident of History, I suppose.
Tarihi bir tesadüf, zannımca.
I've think you've seen enough.
- Yeterince baktınız zannımca.
I'm afraid I'm the limey bastard who's purchased your bar.
Zannımca barınızı satın alan Britanyalı piç benim maalesef.
I think Fe'Tor wants your females for more than just you know.
Zannımca Fe'Tor dişilerinizi bildiğinizden çok daha fazlası için istiyor.
Considering I have yet to dance on Angel's pile of dust I'm imagining that Holtz isn't working fast enough for you.
Angel'ın toz yığınının üzerinde dans etmek için benim yeterli güce sahip olduğumu düşündün ve zannımca Holtz senin için yeterince hızlı çalışmıyor.
And in the throes of a very difficult decision, I imagine.
Ve zannımca çok zor bir kararın sancılarını çekiyor.
He's been laying in the back of the bus for half an hour now.
Yarım saattir otobüsün arkasında yatıyor. Zannımca onların yol menajeri.
My guess is he was unconscious before his heart stopped.
Zannımca kalbi durmadan önce baygın durumdaydı.
I reckon they went a couple of steps further and are now saying, " Modern cities and urban habitats?
Zannımca, bir kaç adım ilerlettiler şimdi şöyle diyorlar : " Modern şehirler ve kentlerdeki yaşam yerleri mi?
I reckon it's a lot safer in the dark.
Zannımca, karanlık biraz daha emniyetli olacaktır.
They're about to defend their honey, because we always steal it, and I reckon this is the most powerful way of finding that out.
Niyetleri ballarını savunmak, zira, insanoğlu hep ballarını aşırıyor, zannımca, bunu öğrenmenin en kesin yolu da bu.
"and I'm gonna show you how you can get that design without a designer." However, even if Darwin had succeded in demonstrating how you can get the illusion of design without having to postulate the existence of a designer, is still hard to resolve the problem of the relationship between minds and brains.
Darwin bir tasarımcı varolmadan, nasıl tasarım varmış zannına kapıldığımızı açıklamada başarılı olmuş olsa bile hala da bilinç ile beyin arasındaki ilişkiyi çözmek oldukça zor.
Cancer of the jaw, I believe.
Zannımca çene kanseri.
I presume you intend to honour this.
Zannımca, bunu kabul etmeyi düşünüyorsunuz.