Zeek traducir turco
186 traducción paralela
What up, Zeek?
Nasılsın, Zeke?
For the moment, it is best if Zeek and I assess the threat alone.
Şimdilik en iyisi ben ve Zeek yanlız olarak tehlikeyi değerlendirelim.
I'm Zeek, what are you?
Ben Zeek, sen nesin?
- Zeek, I command you!
- Zeek, sana emrediyorum!
Why are you calling me? ZEEK : Stay alive there, Max.
Ne diye arıyorsun?
All right, come on, come on, let's go. Let's go! ZEEK :
Hadi bakalım, toparlanın!
Say cheese! Cheese! ZEEK :
Peynir.
Shove it down their throats, Max, and I... Zeek!
Göster onlara gününü!
Zeek!
- Zeek.
You just swing at anything close. ZEEK : Get hot, Maxie!
Kale işaretinin orada dur ve gelen her topa vur.
ZEEK : He went to the hospital with chest pains.
Adamın kalbi sıkışınca hastaneye kaldırdılar.
SARAH : No! ZEEK :
- Olamaz.
I'm Switzerland. Don't look at me. Zeek.
Taraf tutmam, hiç bana bakmayın.
Can we have a little toast?
Zeek, bir konuşma yapar mısın lütfen?
ZEEK : Hey, get back in.
- Gayret et, Max.
Come on, Max. So, when is she ovulating? ZEEK :
- Yumurtlama dönemi ne zamanmış?
ZEEK : Excuse me.
Pardon.
Come on, Zeek, leave her alone.
- Gel, Zeek. Kızı rahat bırak.
Zeek, come on, leave her alone.
Zeek, sus artık. Rahat bırak kızı.
What the hell kind of name is zeek?
Zeek ne biçim isim?
Is grandpa zeek. Jabbar, how are you?
- Nasılsın, Jabbar?
You know how Grandpa Zeek taught me to swim?
Zeke Deden'in bana yüzmeyi nasıl öğrettiğini biliyor musun?
Um, Zeek, I... I... I think I understand what you're trying to say.
Zeek, ne demek istediğini ben anladım sanırım.
Maybe Grandpa Zeek can help us cut the cake.
Zeek deden pastayı kesmeye yardım eder belki.
That item was pawned by Zeek Braverman.
O düğmeler Zeek Braverman tarafından rehin bırakılmış.
This isn't just about money, is it, Zeek?
Mevzu sadece para değil, değil mi Zeek?
Zeek? They've both gone insane.
İkisi de kafayı yemiş bunların.
Um, look, Zeek, I'm a straight shooter and I sense you are too.
Bak Zeek, ben dobra adamım. Anladığım kadarıyla sen de öylesin.
Zeek. That's not- -
Çok fırsatçısın be.
I'm not a CEO of a Hedge Fund, right?
- Zeek- - - Ben yatırım havuzu CEO'su olmayabilirim.
Oh, for God's sake, Zeek.
Of, Zeek...
Zeek, why don't you wait till Adam gets here?
Zeek, neden Adam'ın gelmesini beklemiyorsun?
Wouldn't have it any other way, Zeek.
Başka türlüsü olamazdı, Zeek.
Right, Zeek just threw you to the wolves.
Evet, Zeek seni kurtlarının önüne atmış.
Zeek, come on.
Zeek, yapma.
I thought you were Zeek.
Seni Zeek sandım.
So where is that outspoken husband of yours? Who? Zeek?
Açık sözlü eşin nerede?
Yeah. Uh, Seth, Zeek Braverman here. Listen, uh...
Seth, ben Zeek Braverman.
This is Zeek Braverman, over and out.
Ben Zeek Braverman. Tamam, teşekkürler, amin.
Now, the kids like to run around and have fun.
Çocuklar etrafta gezip eğleniyorlar. Zeek tamamen kontrolden çıkıyor.
Zeek is completely off-limits.
Ona dokunamazsın.
Good to know... Zeek.
Öğrendiğim iyi oldu...
ZEEK :
- Yola çıkarım şimdi.
What?
Zeek.
( GLASS CLINKING ) ZEEK :
- Affedersiniz.
- And that tall sucker.
- Bu uzun herif de Zeek Deden.
What's wrong with you? Mm. I was drinking last night with Zeek.
Dün gece Zeek'le içtik de.
Zeek, that is the last thing- - you're a businessman, right?
- Yapacağım son şey- -
Zeek, I- - and the rest is window dressing. I mean, hell, man, you're going for the jugular.
Geri kalanı paketten ibaret.
He's out in the barn.
Zeek mi?
And, Tony.
Zeek.