Zippers traducir turco
98 traducción paralela
We have all types of traveling bags for men with zippers.
Erkekler için, fermuarlı her türden valiz mevcuttur.
Do you know anything about zippers?
Fermuarlardan anlar mısınız?
Uh – They don't make these zippers as well as they used to.
Bu fermuarları da eskisi gibi yapmıyorlar.
- I told you, zippers throw me.
- Söylemiştim, fermuarları sevmem.
I'm not very good at zippers.
Fermuar açmayı beceremem.
If we keep on having these ups and downs, get zippers.
Bu takıp çıkarmalar devam edecekse, fermuarla tak.
Well, Tex, I... Every time I see you, you're up to your neck in zippers.
Şey, Tex, Seni her gördüğümde burnunu fermuarlara sokuyorsun.
They should put zippers on pajamas.
Pijamalara fermuar koymaları lazım.
Goddamn zippers.
Lanet fermuar.
Watch it, here comes Ann Margaret. Keep an eye on your zippers. ( LAUGHING )
Ben Ann-Margaret, gözünüzü fermuarınızda olsun!
Get me one of those zippers, will you?
Bana şu fermuarlardan bul, tamam mı?
Got anything against zippers?
Fermuarlarla bir sorunun mu var?
My jacket would grow little zippers all over it... and my toes would have jingle bells on them like those there.
Ceketimin her tarafından fermuarlar çıkar ve... ayaklarımda böylesine çıngıraklar oluşur.
It's the usual, but no zippers at the breasts.
Normal bir şeydi ama göğsünde fermuarı yoktu.
There are even zippers here. Wow.
Şurasında bile fermuar vardı.
I've seen you do better with zippers.
Senin fermuarlar konusunda iyi olduğunu biliyorum.
He repairs zippers on Amsterdam Avenue.
Amsterdam Caddesindeki fermuar tamircisi.
It's the michael Jackson look, with the zippers.
Fermuarlarla falan Michael Jackson gibi, olmuşsun.
Or yellow or green or stripes or plaids or zippers or epaulets.
Ya da sarı, yeşil ya da cart renkli her hangi bir şey de olur.
- No guns, no jewelry, no zippers.
- Silahlar, takılar ve çakmaklar da yok.
With the aquablast, little zippers, whales and speedboats we ask the display be at eye level.
Fıskiye, küçük fermuarlar, balinalar ve sürat tekneleriyle göz hizasında teşhir istiyoruz.
So if any of you have zippers, you have Opal to thank for that.
Aslında kullandığınız her fermuar için Opal'a bir teşekkür borçlusunuz.
Hey, guys Hamilton men - - try as they might cannot hide their zippers
Hey, arkadaşlar... ister inanın ister inanmayın Hamilton erkekleri... fermuarlarını saklayamıyor.
Zippers from a guy's medium-sized warm-up jacket manufactured by Fubu
Fubu tarafından üretilmiş orta boy eşofman cekete ait fermuar. Fubu tarafından üretilmiş orta boy eşofman cekete ait fermuar. Fubu tarafından üretilmiş orta boy eşofman cekete ait fermuar.
Apparently the Amish aren't allowed zippers or buttons.
Hepsine girebilir. Tam zamanlı korunmasını istiyorum. Tamam.
how I hate zippers and mittens.
Fermuarlardan nefret ediyorum. Fermuarlardan ve eldivenlerden nasıl da nefret ediyorum.
All the new uniforms have zippers.
Bütün yeni üniformalarda fermuar var.
Whatever happened to zippers?
- Bunların niye fermuarı yok?
So you have buttons or zippers?
Düğme mi kullandınız fermuar mı?
Buttons or zippers for the drapes on the sleeping berths?
Yataklı bölüm perdeleri için, düğme mi fermuar mı?
Zippers.
Fermuar.
I mean, we practically need olive oil to grease the zippers on these costumes.
Yani yoksa bu kostümlerin içine sığamaz olacağız.
That means doors, windows, drains, and zippers, and we gotta do it fast.
Kapıları, pencereleri, kanalları ve aralıkları ve elimizi çabuk tutmalıyız.
Let's try dusting the buttons and zippers.
Düğme ve fermuarlardaki parmak izleriyle başlayalım.
Apparently the Amish aren't allowed zippers or buttons.
Belli ki, Amishler fermuar veya düğme kullanmıyor.
I shorten pants and put in zippers and things like that.
Pantolonları kısaltıyorum ve fermuar dikiyorum ve bunun gibi.
Zippers?
Fermuar?
No zippers, no laces, consistent with prisoners
Fermuar yok, bağcık yok. Mahkumlar ve gözetim altındaki intihara meyilli kişilerdeki gibi.
See all the zippers?
Şu fermuarları görüyor musunuz?
Maybe I'll see what's in the other zippers.
Acaba diğer fermuarının altında ne var?
Even with all the zippers and...
Hatta fermuarların bile...
You started a trend, and you know how kids are, always swept up in the latest craze, like zippers or those wooden figures on a stick that dance on your knee.
Bir akım yarattın ve çocukların nasıl olduklarını bilirsin. En yeni çılgınlığa kendilerini kaptırırlar. Fermuarlar ya da sopa ucunda kucağınızda dans eden ahşap şekiller gibi.
Besides, I want to stay out here, in the land of zippers and mirrors and tampons that are not made out of hay.
Ayrıca, dışarıda, fermuarların, aynaların ve samandan yapılmamış tamponların dünyasında kalmak istiyorum.
Doesn't he just supply the zippers?
- Fermuarları getirmiyor mu sadece?
Our biggest competition is B.F. Goodrich and his infernal zippers.
En büyük rakibimiz B.F. Goodrich ve berbat fermuarları.
The Pre cold, with gray hats and boots with zippers.
Onlar, gri şapkaları ve fermuarlı çizmeleri ile üşürler.
I remember when zippers on kicks were cutting edge.
Spor ayakkabılarda son teknolojinin fermuar olduğu günleri hatırlıyorum.
Can you make me a pair with zippers on the side?
Bana yandan fermuarlı yapar mısın?
I've replaced the heels, the zippers.
Topuklarını, fermuarlarını değiştirttim.
Our anniversary takes precedence. Ooh! should I get squirrel nut zippers
Sincapçıklardan alalım mı?
- The zippers screw up the x-ray.
Fermuarlar röntgeni bozuyor.