Zo's traducir turco
46 traducción paralela
Too bad it's dark already.
Yazık çok karanlık. Zoır görüyorum.
It's, well... It's difficult to...
Bu, ee... söylemesi zo...
Hold on one second. George, that guy's parked, you know?
Adam park etmiş, etrafından dolaşabilirsin, beklemek zo...
He's a monk from the Zo monastary in Chin.
Bu adam Çin'deki Zo Manastırından bir keşiş.
Hold on, Zo.
Sıkı tutun, Zo.
Oh well, zo much for zat.
Tamam, buraya kadarmış.
Yo, what's the deal, Zo?
Olay nedir Zo?
You want Zo? s number?
Zoé'nun numarasını ister misin?
By the way, do you have Zo? s phone number?
Bu arada sende Zoe'nin numarası var mı? "
"Do you have Zo? s phone number?"
"Sende Zoé'nun numarası var mı?"
By the way, do you have Zo? s number?
Bu arada, sende Zoe'nin telefon numarası var mı?
Stephane Miroux, your novel I'm Just Your Neighbor and a Liar. By the Way, Do You Have Zo? s Number?
Stéphane Miroux, romanınız "Sadece komşunum ve yalancıyım Bu arada, sende Zoé'nin Numarası var mı?" en çok satan roman durumunda.
Zo? s number.
Zoé'nin numarası.
"By the way, do you have Zo? s number?" Do you remember the letter that night?
"Bu arada, sende Zoé'nin numarası var mı?" O gece yazdığın mektubu hatırlıyor musun?
Zo, pass me my bag, please.
Zoe, çantamı uzatır mısın lütfen.
There's church and zo.
Bunlar, Church ve Zoe.
we follow the leader... let's go.
Lideri takip edeceğiz. Zo.
Oh yeah, that's Zo.
Evet, o Zo.
If this turns out to be the ashes of Zo's first husband, I'm gonna freak.
Bunlar Zo'nun ilk kocasının külleri çıkarsa, çıldırırım.
That's why you won't ask Zo out?
O yüzden Zo'ya açılamıyorsun.
Oh my God... it's really Zo!
Aman Tanrım, bu gerçekten Zo.
That's a little dif...
Bu biraz zo...
Look, Zo, it's got your name on it.
Baksana Zo. Üzerinde ismin var.
Uh, what's a done-zo list?
Bitti listesi neymiş?
Hate to break it to you, Zo, but people outside of L.A. and New York don't really do Woody Allen.
Hevesini kırmak istemezdim Zo ama L.A ve New York dışındaki insanlar Woody Allen sevmez.
Zo, there's something I need to tell you.
Zo, sana söylemem gereken birşey var.
How many women has that line worked on, Zo?
Bu işte kaç kadın çalışıyordu, Ze?
Ja, but Seferin, it's zo cold in here
Ama Severin, burası çok soğuk.
Oh, they were, but it's done-zo.
Öyleydi ama artık mort.
There's got to be more to it than a process of elimination, Zo.
Burada eleme sürecinden daha fazlası olmalı Zo.
It's not a loss, Zo.
Bir şey kaybetmiş değiliz Zo.
What are we gonna do about those little snot-nosed fourth graders?
Biz yaklaşık ne yapacağızo küçük sümük burunlu dördüncü sınıf?
But there's a Zo.
Ama Zo diye biri var.
Zo's phone was gone.
Zo'nun telefonu alınmış.
So, the shooter has Zo's phone, Teo, and Donelle...
Öyleyse tetikçi Zo'nun telefonunu aldı, Teo ve Donelle'in telefonunu da...
Who the fuck calls me on Zo's cell?
Zo'nun telefonundan beni kim arıyor?
Zo, it's over. It's over. It's over.
Zo, geçti artık.
It's for you and... and Nico... and Zo and your baby.
Senin için, Nico için, Zo için, bebeğin için.
Zo, there's nothing more for you to do here. I am not running away.
- Zo, burada yapacak işin kalmadı.
Zo, what's your estimate on the draw from the top of the bell tower to the peak?
Zo, çan kulesinden tepeye tahminen ne kadar mesafe var?
Zo, he's... He's not responsible.
Zo, sorumlusu o değil.
Oh,'Zo's had plenty of fun with my friends.
Zo da benim arkadaşlarımla çokça eğlenmiştir.
Yeah,'Zo's always been the sensitive one.
Evet, Zo oldum olası hassas olandı.
- It's a new day,'Zo.
- Yeni bir gün,'Zo.
Okay, Zo-zo, here's your snack...
Tamam Zo-zo, atıştıracak bir şeyler getirdim.
Come on, Zo, let's get Bailey and your little sister settled in.
Gel bakalım Zo. Bailey'i ve küçük kız kardeşini odalarına yerleştirelim.