Translate.vc / español → turco / 18
18 traducir turco
15,703 traducción paralela
Pasó casi 18 años en prisión por violación ALGUACIL DEL CONDADO DE MANITOWOC Nadie quiso perjudicar a nadie.
Hiçbirimiz kasten kimseye zarar vermeye çalışmadık.
Si bien no hay garantía de que Steven Avery vaya a ganar, dice que vale la pena ir a juicio para que alguien se haga responsable de haberse llevado 18 años de su vida.
Steven Avery'nin bu davayı kazanacağı kesin olmasa da kendisi, ömrünün 18 yılını çalmaktan birilerinin sorumlu tutulması için denemeye değer olduğunu söylüyor.
En los 18 años transcurridos desde el juicio de Steven, el alguacil Tom Kocourek y el fiscal Denis Vogel habían dejado su cargo.
Steven'ın mahkemesinden sonraki geçen 18 yıl içinde, hem Şerif Tom Kocourek hem de Bölge Savcısı Denis Vogel görevlerinden ayrıldılar.
Turno notificado. Verificado a las 17.00, 18.10, 19.30 20.34 y 21.18 hs.
Çünkü adı çok sayıda cinsel suça karışmıştı.
Si no hubieran hecho nada mal, no habría pasado 18 años en prisión.
Onların bir kabahati olmasa 18 yıl içeride yatmazdım.
Durante 18 años, todos los actos de Steven Avery se vieron limitados, pues estaba preso por un crimen que no había cometido.
Steven Avery işlemediği bir suçtan hüküm giydi ve 18 yılını demir parmaklıkların ardında geçirdi.
Steven Avery ya volvió a su hogar, pero durante 18 años estuvo en prisión por una agresión sexual que nunca cometió.
Steven Avery artık evinde. Ancak 18 yılını işlemediği bir cinsel saldırı yüzünden hapiste geçirdi.
Fueron 18 años muy duros.
İçeride geçirdiğim 18 yıl çok zordu.
¿ Si no hubiera podido ver a mis hijos ni jugar a la pelota con ellos ni leerles cuentos de noche durante 18 años? "
"Ya 18 yıl boyunca göremediğim, oynayamadığım ya da yatmadan önce kitap okuyamadığım benim çocuklarım olsaydı?"
Steven Avery pasó 18 años en prisión por un crimen que no cometió.
Steven Avery işlemediği bir suç yüzünden 18 yıl hapis yattı.
Hombre demandará por condena injusta Pasó casi 18 en la cárcel por violación
'Haksız mahkûmiyeti için dava açmaya hazırlanıyor.'
Reclamamos 36 millones de dólares por daños. Un millón por año por los años en prisión, y los otros 18 millones, por daños punitivos. imposición de daños punitivos
Hapiste geçirdiği her bir yıl için 1 milyon ceza, ya da diğer bir deyişle caydırı olarak 18 milyon olmak üzere toplam 36 milyon dolar tazminat talebinde bulunduk.
Pasé 18 años preso.
18 yıl yattım zaten.
La otra vez, me llevó 18 años y seis semanas demostrar mi inocencia.
Geçen sefer masumiyetimi kanıtlamam 18 yıl, altı hafta sürmüştü.
Oye, encuéntrame en la entrada a las 18 : 30.
6 : 30'da lobide buluşalım.
Quizás en los 18 años que pasó en prisión, se contagió... de las cosas que hacían otros presos y...
Belki de içeride 18 yıl geçirince o da diğer mahkûmlara benzedi.
Fui a la escuela ese día y volví a las 3.45, fui a casa de mi mamá y jugué con la PlayStation hasta las 5.00 que regresó mi mamá, luego llamé a mi amigo a las 5.30, vi televisión hasta las 6.00 y recibí una llamada del jefe de Blaine. Le dije que Blaine había ido a pedir dulces con su amigo.
... saat 15 : 45'te okuldan döndüm annemin evine gidip annem saat 17 : 00'de gelene kadar PlayStation oynadım 17 : 30'da arkadaşımı aradım 18 : 00'e kadar televizyon seyrettim o saatte Blaine'in patronu aradı saat 19 : 00'da Steven beni arayıp ateş yakmaya çağırdı.
Un hombre considerado inocente después de 18 años en prisión.
Adam 18 yıl hapis yattıktan sonra suçsuz olduğu ortaya çıkmış.
No entras a un lugar, registras 18 veces y sigues buscando algo, al menos que...
Allah aşkına, bir şey bulmak için aynı yeri gidip 18 defa aramazsınız, ancak...
Luego dice que recibió una llamada a las 6.00 del jefe de Blaine.
Sonra saat 18 : 00'de Blaine'in patronundan telefon geldiğini iddia ediyor.
Y olvidemos los 18 años de cárcel la primera vez.
Geçen sefer kaybettiği 18 yılı telafi etmeyi bir kenara bırakalım.
Tengo que son las 18.26.
Saat 18 : 26.
Veamos, tuvimos 18 días de testimonio.
Şimdi, 18 gündür tanıkları dinliyoruz.
No cometió la violación por la que pasó 18 años preso.
18 yıl hapis yatmasına sebep olan o tecavüz suçunu işlememişti.
ABOGADO DEFENSOR DE STEVEN Sabemos que no cometió la violación por la que pasó 18 años preso.
Biliyoruz ki, 18 yıl hapis yatmasına sebep olan o tecavüz suçunu işlememişti.
Pienso que lo que le hizo a Teresa Halbach deja bien claro qué clase de persona es, y me alegra mucho... 18 MARZO 2007 DÍA DE VEREDICTOS DE STEVEN... que los habitantes del condado de Manitowoc no tengan que preocuparse
Bana göre Bay Avery'nin Teresa Halbach'e yaptığı kendisinin nasıl bir insan olduğunu açıkça ortaya koyuyor. O nedenle ben de Manitowoc İlçesi sakinlerinin artık Bay Avery'nin sokaklarda yürümesinden endişe etmelerine gerek kalmayacağı için son derece mutluyum.
Igual que la primera vez, cuando lo encerraron durante 18 años.
Onu 18 yıl hapiste tuttukları zaman da itiraf etmemişti.
Brendan cumple su condena en el correccional de Green Bay, donde Steven cumplió 8 de los 18 años de la condena injusta de 1985.
Brendan, Steven'ın 1985'teki haksız mahkûmiyeti sonrası 18 yıllık hapis hayatının 8 yılını geçirdiği Green Bay Hapishanesinde yatıyor.
Le llevó 18 años la última vez.
Geçen sefer 18 yıl sürmüştü.
Espero que no le lleve otros 18 años.
Umarım bir 18 yıl daha sürmez.
Solo aceptan burros de 18 años.
Sadece 18-yaşındaki piyonları alırlar.
[18 llamadas perdidas de Oh My Venus] - Young Ho.
- 18 cevapsız çağrı / Oh My Venus
Euler fue el matemático más productivo del siglo XVIII.
Euler 18. yüzyılın en üretken matematikçisiydi.
Tenemos 18 horas para el desayuno.
Palmerlarla şu yemeğe hazırlanmamız için 18 saatimiz var.
Necesitamos una presentación acelerada.
Yani ani bir tanışma için 18 saatimiz var.
Todos aquellos con hijos menores de edad, den un paso al frente.
18 yaşından küçük çocuğu olan herkes bir adım öne çıksın.
La de Chelsea fue en la Avenida 10 y la 18.
Chelsea, 10. Cadde ve 18. Cadde.
La 10 y la 18.
18., 10. ve 18. Cadde.
Dieciocho meses después de conocer al hombre ideal.
Doğru kişi ile tanıştıktan 18 ay sonra.
Pero al cumplir 18, pudo salir.
Ama 18'ine girdiğinde klinikten çıkmış ve ortadan kaybolmuş.
Y el ganador, por nocaut, en 2 minutos y 18 segundos del 11 ° round y el campeón peso pesado de Norteamérica y de Nueva Jersey ¡ Chuck Wepner!
Ve nakavt ile kazanan 11'inci rauntta 2 dakika 18 saniye ile New Jersey ağır sıklet şampiyonu unvanını koruyan Chuck Wepner!
Almacén 18, señor.
Depo 18 efendim.
Vivo en este apartamento hace 18 años.
18 yıldır bu dairede yaşıyorum.
"A este Lado del Paraíso" acaba de ser sacado de circulación, por primera vez en 18 años.
Cennetin Bu Yanı artık basılmıyor. 18 yıldır ilk defa.
Ray Arcel... 18 campeonatos mundiales.
Adam Ray Arcel. Ray Arcel'in 18 tane dünya şampiyonluğu var.
Tiene tres meses para perder casi 18 kilos.
Neredeyse 20 kilo vermek için üç ay.
Y la mejor parte es que todas están solamente de doce a dieciocho meses para caja positiva.
İşin güzel yanı ise 12 ile 18 ay içinde para basmaya başlar
De 12 a 18 meses para obtener beneficios.
12-18 Ay Para basacak...
Me dijeron que empiece a cargar el lodo de perforación a las 18 : 00.
Bana sondaj çamuru için saat 18 : 00 söylendi.
Vidrine y Kaluza, de BP, esperan que hayamos domado a esta bestia... y se preparan para desplazar el lodo a las 18 : 00. ¿ Correcto, Capitán?
Yani BP adamları Vidrine veya Kaluza, saat 18 : 00'a kadar bu sürtüğü ehlileştirip çamuru çıkarmamızı istiyor, doğru mudur Kaptan?
UNA SEMANA TRAS LA LIBERACIÓN DE STEVE
Thracian82 İyi Seyirler 18 Eylül 2003 Tahliyeden 1 Hafta Sonra