English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / 1898

1898 traducir turco

61 traducción paralela
Aquí yace Jim Sourdough, perdido en la nieve, viernes 1898.
Burada Jim Sourdough yatıyor, Bu noktada karın içinde kayboldu, Cuma 1898.
producción en tiempos de guerra. 1860 1898, 1917.
Üretim kapasitemizi savaş dönemi üretimine çevirmek zorunda kaldık. 1860 1898, 1917.
Inglaterra 1898
İngiltere 1 898
Ello se debió a un fallo mecánico que ocurrió por última vez durante una violenta tormenta en 1898.
Mekanik bir hatadan oldu, ki son olarak 1898 deki sert elektrik fırtınası sırasında meydana gelmişti.
Peter Gusenberg : nació en Chicago, Illinois, el 22 de septiembre de 1898.
22 kasım 1898'de, Peter Gusenberg Chicago, Illionis'te dünyaya geldi.
y lo es hoy, en 1898, y siempre será así.
Bugün olduğu gibi yarın da olacak.
En Cuba, en el 98.
1898'de Küba'da.
- ¿ Quinta? - Noventa y ocho.
- 1898.
" 4 de julio de 1898 :
" 4 Temmuz 1898 :
En 1898, los filipinos se rebelaron contra el gobierno colonial español.
1898'de Filipinliler acımasız kolonici İspanya hükümetine karşı ayaklandılar.
Cuba, 1898.
Küba, 1898.
En 1898, España era la dueña absoluta de Cuba.
1898'de, Küba tamamen İspanya'ya aitti.
Está tan horrorizado, que su coleta se levanta como un signo de admiración. Y debajo dice, "Campaña de Shanghai, 1898."
Çinli ise şoka girmiş, çifte örgülü saçı çığlık atıyormuş gibi kalkmış altına da yazmışlar, "Şanghay Zaferi, 1898."
Imaginaos ver eso en Pekín. Una placa con un chino... clavándole la bayoneta a un inglés en mitad de Regent Street, con un bombín saltando, y debajo, "Campaña del Oeste de Londres, 1898."
Şimdi bir de bunu Pekin'de versiyonu olsa, bir Çinlinin süngüsünü, Regent sokağının üzerinde, fötr şapkalı, şoka girmiş bir İngiliz'e defalarca sokup çıkardığını altına da, "Kuzey Londra Zaferi, 1898." yazsa.
1898.
1898.
"Juzgados y Escuelas de Valkenvania, 1898."
"VALKENVANIA MAHKEMELERİ VE OKULLARI, 1898."
"La... cali... dad... del oro encontrada en la mina... de Jack Conroy y Alexander... Larson, probada y pesada por... el tasador en Klondike City el 11 de Agosto, 1898, es de 98 % de pureza."
Jack Conroy ve Alexander Larson'un... madeninde bulunan altının kalitesi ağustosun on birinde Klondike City'deki ayarcı tarafından yüzde doksan sekiz saf olarak tartılmış ve test edilmiştir.
Ese bombardeo nos recuerda a USA estallando su propio barco, el Maine... en La Habana como excusa para comenzar la guerra de 1898.
Bu bombalama bana, Amerika'nın 1898'de savaş başlatmak için... bahane olsun diye Havana limanındaki kendi gemisi Maine'i patlatmasını hatırlattı.
Los americanos estallaron su propio barco, el Maine, en 1898... es un hecho histórico bien establecido.
Amerika'nın 1898'de Havana limanındaki kendi gemisi Maaine'i patlatması sağlam bir tarihi gerçek.
Los informes de la policía dicen que fue arrestada por el asesinato de su hijo en 1898.
Polis kayıtlarına göre... 1898'de oğlunun katili olarak tutuklanmış.
En 1898.
1 898'de.
1906, 1898...
1 906, 1 898...
Bueno, 1898.
Pekala... 1 898.
En 1898, tuvo lugar un experimento inusual en el laboratorio de Tesla.
1898 yılında, Tesla'nın laboratuvarında alışılmışın dışında bir deney gerçekleşmişti.
Tesla desarrolló su bote controlado por radio en 1898, lo patentó y pensó que era un armamento para la guerra.
Tesla, 1898 yılında radyo kontrollü botunu geliştirmiş, patentini almış ve bunun bir savaş teçhizatı olduğunu düşünmüştür.
Ahora. dispuesto a conquistar el agua. inmortaliza la tragedia del kayak de Alaska de 1898.
Şimdi de suya boyun eğmiş çoktan unutulmuş olan Alaska'nın 1898'deki kayık trajedisini ölümsüzleştirmek istiyor.
Mi primer auto era de 1898. Un "Systeme Panhard".
İlk arabam 1898 model bir "Systeme Panhard" dı.
La casa se construyó en 1898.
Ev 1898 yılında inşa edilmiştir.
Una descomunal tormenta durante el invierno de 1898 trajo a Carter... a los templos al Este de Tebas cerca de Luxor... para registrar el daño y grabar los relieves de las paredes.
1898 kışındaki vahşi bir fırtına, Carter'ı, hasarları incelemek ve rölyefleri kayıt altına almak için Luxor yakınlarındaki Batı Thebes tapınaklarına getirdi.
Es un Angelus'98.
1898 yapımı Chateau Angelus.
Se encuentran adheridas al papel partículas pequeñas pero intensamente radioactivas de una sustancia que Marie Curie descubrió 1898, una sustancia que ella llamó radio.
Kağıtta hala saplı kalan çok küçük ama aşırı radyoaktif cevherin parçacıklarıdır. Marie Curie'nin 1898'de keşfettiği radyum adını verdiği cevherin...
Estados Unidos no ha intentado una desde 1898.
Amerika 1898'den bu yana böyle bir çıkarma yapmıyordu.
Nació en 1898 en un granero.
1898'de bir ahırda doğmuştu.
- Escogiste un año distinto.
Başka bir yıl seçtin. 1898.
Inténtalo 100 años atrás en 1898.
100 yıl geriye 1898'e bakacak olursak.
Ha sido tan gentil como un debutante, teniendo en cuenta todas las armas que llevaba encima.
Sosyeteye takdim edilen kızlar kadar kibardı, üstünde bulduğumuz tüm silahlara rağmen. LONDRA METROPOLİTAN POLİS KARARGAHI DİĞER ADIYLA : SCOTLAND YARD 1898
Desde que se construyó la mansión McClaren en el 1898, los cadáveres se han ido acumulando más rápido que en una película de Tarantino.
McClaren konağı inşa edildiğinden beri yani 1898'den beri Tarantino filmlerinden bile daha çok ölüme sahne olmuş.
Y el primero de julio de 1898, El coronel Theodore Roosevelt y su banda de domadores de caballos cargaron sobre la colina de San Juan y liberaron Cuba.
Ve 1 Haziran 1898'de Albay Theodore Roosevelt ve birliği Rough Riders San Juan tepesine gidip, Küba'yı hürriyetine kavuşturdu.
A partir de 1898 los primeros inventores dejaron la maquinaria para centrarse en planos y cortes. Ahí, la cosa se puso interesante.
Böylece 1898'deki ilk sinemacılar makineden başlarını kaldırıp çekimleri ve kesimleri fark edince işler hareketlenmeye başladı.
Magnus dejó Londres en 1898 para ir, según dice, a Nepal.
Magnus 1898'de londra'dan ayrılır, iddia ettiğine göre, Nepal'e.
- 1898.
- 1898.
Fue colonizado por España y nos lo dieron como un premio glorificado en 1898.
İspanya tarafından sömürgeleştirilmiş ve 1898'de kaliteli bir ödül olarak bize verilmiş.
Sí, así es, y yo tengo ante mí a un herrero que desapareció en 1898, hace 114 años.
Evet, vardır ve benden öncesine kadar bir nalbant 1898 yılında kaybolmuş, 114 yıl önce.
Libre de humanos desde 1898.
1898'den beri insandan muafız.
Entró a este país por el puerto de Nueva Orleans en 1898, ¿ es correcto?
Bu ülkeye New Orleans Limanı'ndan 1898 yılında giriş yaptınız, doğru mu?
1898, sí.
1898, evet.
La primera cuidadora del Almacén 13 murió en el incendio de 1898.
Depo 13'ün ilk bakıcısı 1898'de bir yangında öldü.
La primera guardiana del Almacén 13 murió en un incendio en 1898.
Depo 13'ün ilk bakıcısı 1898'de bir yangında öldü.
CHILKOOT PASS, AL SUR DE ALASKA, FEBRERO DE 1898...
Chilkoot Geçidi, Güney Alaska Şubat, 1898
Y hubo un caso anterior en 1898.
Daha öncesine gidersek,
Un pequeño poblado llamado Wellsfield.
1898 de Wellsfield adlı ufak bir köy.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]