Translate.vc / español → turco / Ackerman
Ackerman traducir turco
301 traducción paralela
Ackerman hoy no estuvo trabajando, carcelero.
Ackerman bugün hiç iş yapmadı...
Ackerman tenía problemas.
Ackerman'ın başı dertteydi.
- ¿ Ackerman es amigo suyo?
- Ackerman arkadaşın mı?
Quiero que Norman Ackerman lleve el caso Taylor.
Taylor davasını Norman Ackerman'ın üstlenmesini istiyorum.
Jerry, Ackerman está fuera.
Anladığım kadarı ile Ackerman şehir dışında.
El Sr. Ackerman la recibirá.
Bay Ackerman sizinle ilgilenecek Bayan Taylor.
¿ Te importa ir a ver a Ackerman sola?
Ackerman'ı görmeye yalnız gitsen sorun olur mu?
Hola, ¿ has visto a Ackerman?
Merhaba. Ackerman'ı gördün mü?
El Sr. Ackerman no quiere aceptar el caso.
Bay Ackerman davaya bakmak istemiyor.
Es tan bueno como Ackerman.
En az Ackerman kadar iyidir.
Ackerman no aceptó el caso por miedo a perderlo.
Ackerman davayı almak istemedi çünkü kaybetmekten korktu.
Ackerman, Ainsley.
Ackerman... Christianson.
¡ Vamos, Ackerman!
Hadi Ackerman! Gidelim!
Ackerman, lo único que quiero es que llegue uno vivo, sólo uno.
Ackerman, tüm yapmaya çalıştığım bir adamı canlı tutmak... sadece bir.
Ackerman, puede que seas tú.
Ackerman, belki de o biri sensin.
¿ Vienes o no?
Geliyor musun Ackerman?
Diles a Ackerman y Manslow que salgan de patrulla.
Ackerman ve Maslow'a söyle... çıkıp ellerinden geldiğince keşifte bulunsunlar.
Ackerman, Baldwin, Bancroft, Chase, Christiansen,
Ackerman, Baldwin, Bancroft. Casey, Christianson, Cummings.
Hable con el secretario en la entrada. Ackerman.
Dışarıdaki sekreteri görün.
Noah Ackerman. - ¿ Qué tal?
Noah Ackerman.
- El Sr. Ackerman dice que sí.
- Bay Ackerman öyle olduğunu söylüyor
Ackerman no sabe qué tipo de conejos salen de los sombreros de Washington.
Bay Ackerman Washington'da şapkadan hangi tavşanları çıkarabileceğini bilemez..
- Buenas noches.
- İyi geceler, Bay Ackerman.
Yo creo que el Sr. Ackerman y yo vamos a tener una pequeña charla. Desde luego, señor.
Şey, Görülüyor ki Bay Ackerman ile Biraz konuşmalıyım.
A eso me ha obligado usted, y no hace que le cobre cariño. Le estaba diciendo al Sr. Ackerman que tenemos pavo para cenar.
That's what you've made me do, and I'm not fond of you for it.
Coge un cubo. ¿ Sabes qué?
Ackerman, kendine bir kova bul.
- ¿ Cómo es que Ackerman habla inglés? - Es un espía.
- Şey, Ackerman'a İngilizce gel nasıl denir?
No estáis siendo justos con Ackerman.
- O bir casus. Hey, you guys ain't bein'fair to Ackerman.
¿ Qué haces en el ejército? No tenía enchufes en la caja.
Hey, Ackerman, Senin hizmet vermenin bir yolu varmı?
Seguro que no se ha enterado, pero el soldado Ackerman ha recibido palizas de los cuatro hombres más fuertes de la compañía.
- Evet, Whiteacre? - Eminim, dikkat etmedin, Kaptan, Ama er Ackerman bölüğün en büyük adamı tarafından fena halde dövüldü
Ackerman no es un productor rico de Broadway al que tenga que hacer la pelota.
Senin için ne farkeder? Ackerman zengin Broadway yapımcılarından biri değil
He estado mirando el registro de enfermería.
Üzgünüm. Ackerman, bu berbat kitaba bakıyordum da.
Ackerman.
- Burada.
Acabo de terminar una investigación sobre la razón del comportamiento de Ackerman.
Senin durumunda biz şanslıydık. Er Ackerman'ın davranışlarının sebepleriyle ilgili Araştırmayı yeni bitirdim.
"Sometió a persecución deliberada al soldado Ackerman ordenando el castigo de toda su compañía con el fin de disciplinarle".
Subaylar, Er Noah Ackerman'ın disipline edilmesi Amacıyla ağır bir şekilde cezalandırılması... Konusunda istekli olduklarını söylediler.
Creo que es Ackerman.
Ben bir şey görmedim.
Porque dejo que Noah Ackerman combata por mí. - Si quieres personalizarlo.
Çünkü Noah Ackerman'a benim için savaşmasına izin veriyorum
- Ackerman. 3974287.
- Adın nedir?
Tome asiento.
Ackerman.
No tiene usted cargas familiares ni una profesión indispensable para la defensa nacional.
Oraya oturun, Bay Ackerman. Bay Ackerman, Milli Savunmaya gerekli bir mesleğe veya... bakmakla yükümlü olduğunuz herhangi bir akrabaya sahip gözükmüyorsunuz... 1A sınıfında olmamanızla ilgili bir sebep düşünebiliyormusunuz?
Gracias.
Ben sadece söylemiştim Bay Ackerman akşam yemeği için hindi aldık.
Sra. Ackerman, Sr. Ackerman.
Bu gece size söyleyecektim. - Oh! Merhaba, Bayan Ackerman, Bay Ackerman.
Está bien.
Rahat. Pekâlâ, Ackerman.
- Quiero hablar con Ackerman.
- Evet, Teğmen?
- Desde luego, teniente.
- Ackerman'la konuşmak istiyorum.
¿ Alguien ha visto a Ackerman?
Ackerman!
¿ Durmió Ackerman en su litera anoche?
Ackerman'ı gören oldu mu? Abbott, Ackerman dün gece yatağında mı Uyudu?
Está en Nueva York, dándose la vida padre.
- Sanırım Ackerman'dı
- Es uno que se parece a Ackerman.
- Sen delirmişsin.O şimdi New York'ta gününü gün ediyordur. - Ackerman'a benzeyen biri vardı.
- Nadie se parece a Ackerman.
- Hiçkimse Ackerman'a benzemez.
Está bien, no te sulfures.
- Ackerman. İyimisin?