Translate.vc / español → turco / Actor
Actor traducir turco
5,411 traducción paralela
Mañana, cuando ella se entere de que te estás preparando para ser actor y no oficial de policía ¿ crees que la harás feliz?
Yarın, senin polis değil de bunun yerine aktör olduğunu öğrendiğinde sence çok mu mutlu olacak?
Es un actor.
- O, bir aktör.
- ¿ Actor?
- Aktör mü?
Serás un buen actor.
Sen çok iyi bir aktör olacaksın.
No quiero ser actor.
Ben aktör olmak istemiyorum, anne.
No quiero ser actor.
Ben aktör olmak istemiyorum.
Él es actor de televisión.
O, bir televizyon oyuncusu.
No hay televisión en las habitaciones. Por eso hemos traído aquí a este actor.
Senin odanda televizyon yok ya bu yüzden sana aktör getirdik.
Señor, eres un actor fantástico.
Efendim, sen inanılmaz bir oyuncusun.
Puede que seas mi padre pero yo soy mucho mejor actor que tu.
Sen benim babam olabilirsin ama ben senden daha iyi bir aktörüm.
Yo siempre quise ser actor.
Ben, ben her zaman bir aktör olmak istedim.
¿ Usted trabaja de actor?
Sen oyuncu musun?
Usted debería hacer una película ( ser actor ).
Sen aktör olmalıymışsın.
Es el actor favorito americano.
O, Amerika'nın en sevilen aktörü.
Quiero decir, soy un actor bastante bueno.
İyi oyuncuyumdur sonuçta.
Tú eres ese actor.
Sana diyor.
Fin a tu teoría de que el actor porno y el asesino son el mismo.
İşte "porno filmi yapanı bulursan katili bulursun" teorisi.
- Eso es correcto. Soy un actor terrible, así que sólo yo puedo interpretarme.
Ben berbat bir oyuncuyum böylece sadece kendimi oynayabilirim
Sí, Jonathan, me dijo que era parte del trato, pero no hay actor ni nada.
Jonathan, anlaşmamızın bir parçası olarak bunu söylemişti ama ben aktör değilim.
Soy un actor.
Ben bir aktörüm.
Soy un actor, Melanie, no un "interactor".
Melanie, ben aktörüm, "interaktör" değil.
Todo lo que hice fue entrar en tu apartamento, leer tus diarios volar a Vancouver para interrogar a tus ex novios y luchar con el querido actor canadiense Alan Thicke y terminar en un empate.
Sadece gizlice dairene girip ergenken yazdığın günlükleri okudum ve Vancouver'a uçup eski sevgililerini sorguya çektim ve çok sevilen Kanadalı aktör Alan Thicke'le kavga ettim. Eşit bir çekişmeydi!
Solo tienes que cambiar un director de orquesta de fama mundial por... un actor de fama mundial.
Dünyaca ünlü kondüktörü dünyaca ünlü bir aktörle değiştir işte.
Tu reputación como actor te precede...
Oyuncu olarak ününüz önce geliyor.
¡ Soy un actor de carácter legítimo de escenarios y películas!
Ciddiyim ben! Ciddi bir sahne ve film karakteri oyuncusuyum!
Un actor adorable.
Çok iyi bir aktördür.
Siempre he sido un fanático. Es un maravilloso actor de cine.
İnanılmaz bir ekran yüzü.
Es una técnica diferente que se presta solo para lo que yo llamo un actor de variedades, el actor que está acostumbrado a actuar por sí solo en la cortina delantera, el cual es un actor de variedades.
Varyete tarzı bir aktörde olan farklı bir teknik kendi başına sahnede oynamaya alışkın bir aktör, varyete aktörü.
Soy un actor de carácter legítimo.
Ciddi bir karakter aktörüyüm.
La dificultad está en pedirle al actor que actúe excéntrico porque entonces es cuando comienzan a actuar.
Bir aktörden eksantrik bir karakteri oynamasını istemek zordur çünkü o zaman rol yapmaya başlarlar.
Un mago... es un actor haciendo el papel de mago.
Bir sihirbaz sihirbaz rolünü oynayan bir aktördür.
¿ Actor?
Oyunculuk mu?
El actor está llorando.
Aktör ağlıyor.
Si yo hubiera sabido que usted eran tan buen actor, Te habría que ser buen policía.
O kadar iyi oyunculuk yaptığını bilsem iyi polis olmana izin verirdim.
¿ pero es usted Nigel Cuthbertson, el actor que hacía de Thoraxis?
Thoraxis'i oynayan aktör?
Y te vestiste como el tercer inspector, que fue famoso por intentar estrangular al actor que hacía del agente Dudley porque estaban detrás de Linda McCartney.
Ve sen üçüncü Dedektif'in kılığına girmişsin. Kendisi Yardımcı Dudley'i oynayan aktörü boğmaya kalkışmıştı, çünkü ikisi de Linda McCartney'e aşıktı.
Es un actor.
Aktör yani.
Quien más tarde renunció a la fotografía y se convirtió en actor, lo cual es interesante para mí.
Adam fotoğrafçılığı bırakıp aktörlüğe geçmiş. İlgimi çekmedi değil bu durum.
Creo que quizás era un actor.
Aktör olabilir.
Pero no es el actor. Ese no es su nombre.
Tamam da oyuncu o değil ki, adamın adı o değil.
Mi hermano y yo nos fuimos a L.A. para hacernos cómicos, pero yo soy el actor más serio.
Daha sonra abimle birlikte komedyen olmak için Los Angeles'a kaçtık, fakat ben daha çok ciddi bir aktördüm.
Actor profesional en ferias renacentistas.
Profesyonel Rönesans Fuarı oyuncusu.
¡ Deberías convertirte en actor!
Bence sen aktör olmalısın!
No estoy aquí porque sea actor.
Burada, bir aktör olduğum için bulunmuyorum.
Lo invitamos porque es actor.
Onu aktör olduğu için davet ettik.
Eso no es un actor, es una peca.
O bir aktör değil, siyah bir nokta.
También soy un actor.
Aktörüm de ayrıca.
Bueno, Arsenal fue siempre más un actor solitario.
Eh, biliyorsun Arsenal'in olayı her zaman biraz yalnız takılmaktı.
¿ Me parezco a un actor ahora?
Aktör gibi görünüyorum şu an.
EDDIE IZZARD ACTOR COMEDIANTE
İlk olarak, Tanrı, eğer oradaysan biz burada Washington'dayız.
¿ Me parezco a un actor?
Hayır.