Translate.vc / español → turco / Acuna
Acuna traducir turco
40 traducción paralela
¿ Alguna vez has llegado a un lugar llamado Villa Acuña?
Villa Acuna adında bir yere gittin mi?
¿ Te acuerdas, que te pregunté una vez sobre Villa Acuña?
Hatırlıyor musun, sana Villa Acuna'yı sormuştum.
Yo nací en Villa Acuña.
Ben Villa Acuna'da doğmuşum.
¿ Y qué van a hacer en Acuna, México hoy?
Meksika'da Acuna'da ne yapacaksınız bugün?
Que lo pasen bien en México.
Meksika Acuna'da iyi günler.
Te reconforta, te acuna hasta dormirte y si eres tan afortunado para tener acostada a tu lado a la persona adecuada, no hay razón para levantarte de esa cama en la mañana.
Sizi rahatlatır, siz uyuyana kadar size beşik olur. Ve yanınızda doğru kişiyle yatacak kadar şanslıysanız, ertesi sabah yataktan çıkmanız için hiçbir neden yoktur.
Te acuna de lado a lado. De adelante a atrás.
İnsanı sağa sola, öne arkaya sallıyor.
Una madre los acuna, los acaricia... los cubre de besos.
İyi bir anne çocuğuna rahatlık sunar, sarılır, öper.
Manejó un burdel en Acuña, México durante más de 50 años.
50 yıldan uzun süredir, Meksika, Acuna'da bir genel ev işletiyordu.
Su ejército, los chicos Acuña, constituido por hijos sin padre de sus prostitutas, controlaban Acuña.
Fahişelerinin babasız döllerinden oluşan çetesi, Acuna Gençleri, Acuna'yı yönetiyordu.
Él manejaba a los chicos Acuña.
O da, Acuna Gençlerini.
Me acuna y me acaricia el pelo y ya nada, nada de lo que ocurrió volverá a interponerse entre nosotros.
Bana sarılıyor ve saçlarımı okşuyor ve ne olursa olsun, birbirimizi bırakmıyoruz.
La madre acuna al niño, su padre está en la guerra y el niño, por supuesto, llora.
Bir anne çocuğunu uyutuyor. Baba savaşta, çocuk ağlıyor.
Son pequeñas del Ártico y sus vidas se mecen al ritmo del hielo que las acuna.
Onlar Kuzey Kutbunun çocukları, Hayatları çevrelerindeki buzla kucaklanmış.
Es alguien en la amplia, amplia red mundial.
Acuna açık ağdaki birileri konuşuyor.
El único sobreviviente del grupo es José Carrillo, minero boliviano que estaba bajo las órdenes que un cubano llamado Joaquín Acuña.
Grubun tek sağ kalan üyesi Jose Carillo, Kübalı Joaquin Acuna'nın emrinde olan yerel bir madenci.
Que las estrellas llenen su alma cuando la luna a todos acuna
Bırak yıldızlar ruhunuzu beslesin ay herkesi sarıp sarmaladığında
Acuna, Méjico - 3.2 km al sur de la frontera.
Acuna, Meksika, Sınırdan 3 kilometre
Entonces he visto tu llamativa página de Facebook y debo admitir que el orangután que acuna el gatito me... me ha hecho sonreir
O yüzden facebook sayfana girdim ve şu yavru kediye annellik yapan orangutanı görünce birden yüzümde bir gülümseme belirdi işte.
Alinea el lumbar, acuna el coxis, y balancea las nalgas.
Beli düzeltiyor kuyruk sokumunu sarmalıyor ve kalçayı da dengeliyor.
Eres el abrazo donde Se acuna mi sentimiento
# Sen benim duygularımı anlayabilen tek kişisin
Está en el cruce de Acuña.
Acuna geçidinde sizi bekliyor.
Los Gecko cruzaran por Acuña.
Gecko kardeşler Acuna'dan sınırı geçiyorlar.
Llegamos al cruce de Acuña muestran sus pasaportes enseñan sus hermosas sonrisas y entonces pasamos.
Acuna'dan sınırı geçeceğiz. Pasaportlarınız var, güzel yüzünüzü ve tatlı gülümsemenizi göstereceksiniz hiç takılmadan geçeceğiz.
Haré de ti un hombre más valioso que el oro fino que se acuña en Ophir.
Saf altından daha değerli bir adam yapacağım. Ofir'in altın kamasından bile değerli bir adam.
Por la responsabilidad de autor de los delitos de homicidio simple de Rosa Elena Rivas Acuña,
Rosa Elena Rivas Acuña, Alicia Jovita Jurí... ve Rosita Sánchez Rivas'ı kasten öldürmek...
Debe referirse a los chicos de Acuña.
Siz bu adamları Acuña'da arayın.
Vaya a Acuña y pregunte por Billy Sánchez en el bar del Lobo.
Acuña'ya gidin ve Wolf Barda Billy Sánchez'i isteyin.
De momento, nos dirigimos a Acuña.
Şu anda biz Acuña'ya gidiyoruz.
Acuña está a un montón de kilómetros.
Acuña'ya daha çok yol var.
Se dirigía hacia Acuña por la carretera 90.
Acuña yolu 90. kilometresi
- ¿ En Acuña?
- Acuña'da?
Otra concha se acuña entre la tercera y la cuarta vértebra... Cortando parcialmente la médula espinal.
Omurların arasına sıkışan başka bir mermi omuriliği kısmen parçalamış.
El palacio de la moneda de Nueva Orleáns acuña medias águilas todo el día.
New 0rleans'ta bütün gün bunlardan yapıyorlar.
Encuentra un hombre, acuña una frase.
Bir adam bul, bir laf uydur.
Font color = "# ffff80" Bueno, en realidad, dejaste la puerta de la azotea acuña abierta.
Şey, aslında, çatıdaki kapıyı tam kapatamamışsın.
Estoy buscando a unos hermanos. Uno robó un banco en Acuña.
İki kardeşi arıyorum, biri Acuña'da bir banka soydu.
Bueno, lo hermoso de un hacha para mutilar... es que un extremo se acuña como un hacha. Pero el otro es contundente como para reventar una piedra.
Şey, ağaç baltasının güzelliği..... bir ucunun el baltası gibi kalmış olmasıdır ama diğer tarafı kayayı kıyacak kadar kördür.