Translate.vc / español → turco / Adams
Adams traducir turco
11,138 traducción paralela
- Un grupo tributo a Bryan Adams.
- Bryan Adams övgü grubu.
Su Bryan Adams les dejó... porque será el nuevo Sting de "Picor".
Bryan Adams'ları, Stung'a Sting olmaya gitti.
No si te pareces al abuelo de Bryan Adams.
Bryan Adams'ın dedesi gibi gözükürken olmaz.
Muy bien. Bryan Adams.
Bryan Adams ve Non Bon Jovi.
Un grupo tributo a Bryan Adams.
- Bryan Adams övgü grubu.
Los del tributo a Bryan Adams... pagan unos ocho mil a la semana, y lo de Bombón Jovi podría ser el doble de eso.
Bryan Adams övgü zımbırtısı haftada sekiz bin kazandırıyor. - Non-Jovi şeyi de onun iki katı olabilir.
Eres el tercer tío que han enviado.
Gönderdikleri üçüncü adamsın.
Solo eres un chófer.
Sadece arabası olan bir adamsın.
Tío, sois como un grupo de estrellas de rock.
Siz var ya adamsınız adam!
Eres la hostia.
Sen de zor adamsın be!
Eres un buen hombre.
İyi bir adamsın.
Eres un santo.
- Ne aziz bir adamsın.
Estás lleno de sorpresas.
Sürprizler dolu bir adamsın, hakkını yiyemem.
¿ Qué, estás loco? Estás soltero.
Delirdin mi sen, bekâr adamsın.
Es un buen hombre.
Çok iyi adamsın.
Eres un hombre triste y amargado, Jimmy Lisbon.
Sen mutsuz kötü bir adamsın Jimmy Lisbon.
Lo hiciste porque eres un buen hombre.
Sen yaptın, çünkü sen iyi bir adamsın.
Eres un buen chico, pero no eres en absoluto mi tipo.
Sen iyi bir adamsım. Ama tipim değilsin.
Eres hombre muerto, por supuesto, pero tú sabes eso.
Elbette ölü bir adamsın ama bunu biliyorsun.
- ¡ El hombre, Ricky!
- Sen adamsın, Ricky J!
Eres divertido, Joey.
Eğlenceli adamsın Joey.
Divertido y mucho más.
Eğlenceli adamsın ve daha bir çok özelliğin var.
Eres un buen hombre.
Sen iyi bir adamsın.
Eres el muchacho que no quiere que su madre se mude con él.
Annesinin yanına taşınmasını istemeyen adamsın zaten.
¿ Eres un hombre de verdad?
- Sen nasıl bir adamsın!
¿ Qué clase de hombre eres?
Nasıl bir adamsın sen?
Eres un hombre gracioso, Donnie Hendrix.
- Komik adamsın, Donnie Hendrik.
Un hombre misericordioso.
Tutkulu bir adamsın.
Buen chico, Harry.
İyi adamsın, Harry.
Bueno, eres un hombre casado.
- Sen evli bir adamsın.
- Sí, al fin. Eres candidato a padre del año.
Yılın babası olacak adamsın.
Así que eres un tío duro de verdad, ¿ cierto?
Demek sen çok özel, çok sert bir adamsın, öyle mi?
Dejaste a Regina porque eres un hombre con un código, un hombre de honor.
Regina'yı terk ettin çünkü sen ilkeli bir adamsın. Gururlu bir adam.
Eres un hombre honorable, Robin de Locksley.
Sen onurlu bir adamsın, Locksley'li Robin.
Eres un hombre lleno de frustraciones internas, nacido de sangre vulgar, que ha gobernado el reino... obligado a permanecer en las sombras mientras los hijos nacen.
Sen, çocuklar doğarken krallığı gölgelerde kalmaya zorlayan, içten ezik olan, ortak kandan doğan bir adamsın.
Tú eres el hombre que lo mató.
Sen de onu öldüren adamsın.
Estás con dos hombres.
İki adamsın.
Eres dos hombres.
Sen iki adamsın.
Es oficialmente un hombre invisible.
Artık resmi olarak görünmez bir adamsın.
Eres un hombre inteligente. ¿ Por qué no lo averiguas tú?
Zeki adamsın sen, sen bul.
El rey Luis ha comenzado negociaciones con los señores Franklin y Adams de la delegación americana.
Kral Louis, Amerikan delegasyonundan Mösyö Franklin ve Adams ile müzakerelere başladı.
Encontré dos botellas de Du Bellay en aquella pequeña tienda de vinos en Adams Morgan.
Adams Morgan'ın küçük şarap dükkanında İki şişe Du Bellay buldum. İki.
Eres uno de los malos, vienes a la ciudad, Ames puede conseguirte lo que necesites...
Kötü adamsın, buraya geldin, Ames ne istersen halleder.
Eres un buen hombre, Toby.
Sen iyi bir adamsın, Toby.
Eres un buen hombre.
Sen iyi adamsın.
Eres un hombre buscado.
Aranan bir adamsın.
Eres un hombre inusual, Juan.
- Sıradışı bir adamsın, John.
Eres creyente.
Sen inançlı br adamsın.
- Eres divertido, Joe-Joe.
- Eğlenceli adamsın Joey-Joey.
- Eres divertido, Joey.
- Eğlenceli adamsın Joey.
Eres un buen hombre, Cal.
- Sen iyi bir adamsın Cal.