Translate.vc / español → turco / Aires
Aires traducir turco
1,787 traducción paralela
¡ Esos aires que tienes! ¡ Te cagaría a palos!
İnanılmaz kibirinden üzerindeki pisliği bile atamıyorsun, Jack.
Estos escrúpulos parecerán provinciales para un caballero con aires tan elevados, pero yo no ideo estas reglas.
Sizin gibi havalı bir beyefendi, bazı ahlâki kuralları gericilik olarak yorumlayabilir ancak bu kuralları ben koymadım.
Con sus engreídos aires irlandeses.
Hem de Bond Caddesi'ndeki İrlandalı havası ve kibiriyle! Jane!
Nick siempre se da aires.
Nick her zaman kendini önemli biri gibi göstermeye çalışır.
Sí, a volar por los aires en nuestra linda nave espacial.
Evet, güçlü uzay gemimizle havalara uçacağız.
Que te dabas tantos aires... que la noqueaban los ventarrones.
Egon yüzünden başın öyle şişmiş ki ona uygun miğfer yapabilmelerine annem çok şaşırmış.
Servicio a Buenos Aires, saliendo por plataforma 4.
Buenos Aires'e gidecek otobüs 4. platformdan kalkıyor.
A Buenos Aires... ¡ Nos vamos!
Buenos Aires şu anda hareket ediyor.
Capital.
Buenos Aires.
- ¿ Es de Buenos Aires?
- Buenos Airesten misiniz?
- ¿ El próximo a Buenos Aires?
- Buenos Aires'e bir sonraki otobüs?
Es una señorita con aires de grandeza.
Çok çok genç bir kadın.
Se da aires, se toma tan en serio a sí mismo.
Canlı yayınlara konuk olur, kendini bir şey zanneder oturur.
Son cosas triviales, no se de aires de grandeza.
Bu önemsiz, büyütmeye gerek yok.
No se dan aires.
Büyük havalar takınmıyorlar.
¿ Sabes algo? Ten cuidado con esos aires de estirado.
Bak hele, şu burnunu biraz yere indir.
Quería darle a Sarah un cambio de aires.
Sarah'a değişik bir ortam sunmak istiyordu.
Con esta ola de calor, todos los aires acondicionados de la ciudad están funcionando.
Bugün şehirdeki tüm teknisyenler meşguldür.
¿ Por qué no puedes irte de la ciudad, por favor, antes de que vueles por los aires?
Neden havaya uçmadan önce kasabayı terk etmiyorsun?
Me estás jodiendo con esos aires de maestrita de la vida.
Bu hayat öğretmeni hallerin canıma yetti!
Aún me duele haber volado medio millón de dólares por los aires.
Ben hala yarım milyon doları neden havaya uçurduğumuzu merak ediyorum.
Recuerdo la noche que llegasteis a la calle Garibaldi.
Buenos Aires, Arjantin Garibaldi Caddesi'ne geldiğiniz geceyi hatırlıyorum.
Esa noche, en esa humilde casa en Buenos Aires, estábamos todos juntos, nuevamente a salvo.
O gece, Buenos Aires'deki o mütevazi evde hepimiz güven içinde tekrar bir aradaydık.
¿ Qué crees que lanzó por los aires al camión de reparto?
Bu nakliye kamyonunu havaya fırlatan neydi sence?
¡ Pero lo están perdiendo... tirando asesinos seriales desde los balcones... y balbuceando nombres de sospechosos... a padres vengativos... cortando en las cabezas antes de tiempo... siendo envenenados... haciéndose volar por los aires por tomar cosas que no deberían... tomando fotografías de marcos... reduciendo un auto perfectamente bueno en pedazos... sin ninguna razón!
Seri cinayet işleyen bir katili balkondan düşürmek intikamcı bir babaya... şüphelinin adını ağzından kaçırmak. Zamanından önce kurbanın kafasına kesip atıp zehirlenmek. Ellememen gereken ama üzerine atladığın şey yüzünden patlamaya neden olmak.
Quiero un cambio de aires.
- Evet, biraz soluklandım.
En serio, lo rajó por el medio y lo lanzó por los aires y, Dios, todo voló fuera de él como brillantes fuegos artificiales rojos.
Cidden, tam ortadan ikiye ayırdı ve havaya attı. Bağırsakları havada kırmızı havai fişekler gibi görünüyordu.
Cayó de la neblina púrpura cuando la escotilla voló por los aires.
Ambar havaya uçtuğunda mor gökyüzünden düştü.
¿ Buenos Aires?
Buenos Aires?
Todavía vivíamos en Buenos Aires.
Hâlâ Buenos Aires'de yaşıyorduk.
Nos fuimos de Buenos Aires para estar lejos de cierta clase de gente.
O tarz insanlardan uzak olabilmek için buraya taşındık.
Los buenos viejos tiempos, los nuevos aires,
Hepsi bitti, bayram edelim
Ahí había un tipo, de unos 30 años seguro de sí mismo, conversador, con aires de ganador.
Otuzlu yaşlarda bir adam vardı. Oyuna katıldı, biraz kaybetti.
Mañana tengo que estar en Buenos Aires.
Gitsek iyi olur. Hem, yarın randevum da var.
Pensaba quedarme más tiempo en Buenos Aires.
Buenos Aires'te kalıyorum.
- De Buenos Aires.
- Buenos Aires.
Tú y Walt lleven a los robots asesinos a la superficie y vuelen a Farnsworth por los aires.
Sen ve Walt, katilbotları yüzeye çıkarın ve Farnsworth havaya uçurun.
Ahora podemos volar este lugar por los aires.
Ve şimdi bu yeri cehenneme çevirebiliriz.
Una milonga en Buenos Aires.
Buenos Aires te bir partide..
La mejor pizza del mundo se hace en Buenos Aires.
Dünyanın en iyi pizzası Buenos Aires'te yapılıyor.
En Buenos Aires.
Buenos Aires'te.
Hablaba de Buenos Aires.
Buenos Aires'den bahsetmişti.
Malo que te das estos aires, no los necesitas.
Nasıl da havalara girmişsin, buna hiç gerek yok.
No es uno de esos refrescos "Dr." que se dan aires y que presumen su diploma de una universidad prestigiosa.
O etrafında ışık yanıp sönen Ivy League diplomasıyla hava yapan "Doktor" ların içeceklerinden biri gibi olmadı hiç.
- ¿ Por qué? Porque estamos a punto de volar por los aires.
Çünkü birazdan bu ağaçta havaya uçacağız.
Incluso los espíritus necesitan cambiar de aires de vez en cuando.
Ruhlar bile ara sıra manzara değişikliğine ihtiyaç duyar.
Va a volarnos por los aires.
- Bizi havaya uçuracak.
- Capital.
- Buenos Aires.
Ahórrese sus aires de superioridad.
Bu lafları başkasına saklayın.
Una "noche" en Buenos Aires para algunos "tangueros" de verdad.
O günlerde çok genç ve çok toydum. Tango biliyor musun Coco?
Solo seguime.
Buenos Aires'te gerçek tangoculardan öğrenmiştim.