English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Alíen

Alíen traducir turco

50 traducción paralela
Soy el alíen mas feliz de la tierra.
Dünyadaki en mutlu uzaylıyım.
¡ No es justo que se alíen contra mí!
- Poirot'a karşı cephe almasanıza. - Almıyorduk.
Tengo un dispositivo alíen capaz de drenar la energía vital de una persona y dárselo a alguien mas.
Bir insandan aldığı hayat enerjisini başka bir insanın bedenine nakleden bir cihaz ele geçirdim.
Lo pesqué vendiendo basura a un alíen.
Onu atölyeden eşya araklarken yakaladım.
Se están escondiendo del alíen.
Oh, uzaylıdan saklanıyorlar.
Abuela, Corre como un alíen.
Uzaylı gibi koş Büyükanne.
Un alíen, amor, no.
Oh uzaylı gibi mi?
¿ Que? espera un minuto, crees... ¿ que soy un alíen?
Ne... sence ben uzaylı mıyım?
Como un alíen.
Bir uzaylı gibi.
¿ Donde esta la alíen hembra? Voy a hablar con el hombre a cargo, y ambos sabemos que no eres tú.
Yetkili kişiyle konuşacağım ve ikimiz de sen olmadığını biliyoruz.
El alíen me dijo como reconfigurar los sensores para compensar su campo de ocultación.
Yabancı sensörlerimizi onların gizlenme alanlarını nasıl aşabileceğini bana anlattı.
Solo nuestro Merodeador, con la chica alíen que adoptó.
Sadece evlat edindiğiniz uzaylı kızı bulunduran bizim sınır Çapulcumuz.
El hombre que conociste fue un alíen quien tomo la forma de mi padre.
Tanıştığın adam onun kılığına girmiş bir uzaylıydı.
¿ Esto es una especie de... extraño... ritual alíen de despedida?
Bu, çılgın uzaylı uğurlamalarından biri mi?
Por eso quiero que nuestras dos grandes organizaciones se alíen.
Bu yüzden de ikimizin büyük örgütleri arasında bir ortaklık kurmayı teklif ediyorum.
Un alíen que come por el culo y caga por la boca...
Kıçıyla yemek yiyen ve ağzıyla osuran uzaylı.
¡ Eres un alíen!
Ne ruhsatı?
Sin ser lo mismo, prefiero que ustedes no se alíen de ninguna forma.
Eğer mevzu aynı ise, ikinizin birbirinize pek bağlanmamasnı tercih ederim.
Como si fuera un alíen de Urano.
Uranüs'ten gelen bir uzaylıymışım gibi.
Éste sería el primer alíen nacido en la Tierra.
Bu, Dünya üzerinde doğan ilk uzaylı bebek olabilir.
Según Fenway el metabolismo alíen es más rápido que el nuestro, desprende más calor.
Fenway, uzaylı metabolizmasının bizimkinden daha hızlı çalıştığını söylemişti, değil mi? Yani bizden daha fazla ısı yayıyorlar.
Manning ha creado el equivalente alíen de una célula terrorista. Y está juntando a los otros infectados.
Manning kendine bir uzaylı terörist hücre yarattı ve militan toplamaya devam ediyor.
¡ Tuve sexo con una alíen!
- Bir uzaylıyla mı seviştim yani?
Aún así, lo único entre yo y la alíen fue un milímetro de látex.
Yine de bir uzaylıyla aramda sadece ince bir tabaka lateks vardı.
¿ Tecnología alíen?
Uzaylı teknolojisi mi?
Pensé que tal vez podríamos hacer algo bueno por alguien pero no soporto que los dos se alíen en mi contra.
Düşündüm de belki, belki, bazen herhangi birisi için güzel bir şey yapabilirsin ama ikiniz bir olup üzerime geldiğiniz zaman sizinle başa çıkamıyorum.
Eres una mezcla de ADN humano y alíen.
Sen insan ve uzaylı DNA'sının bir karışımısın.
Tal vez se le parezca, pero tienen una parte alíen.
Onlar gibi görünebilirler ama onlar yarı uzaylı.
La parte alíen no sale casi nunca.
Uzaylı kısın neredeyse hiç ortaya çıkmıyor.
Primero vamos a impregnar el ADN alíen.
İIk önce, Colette'e uzaylı DNA'sı aşılayacağız.
Es un maldito facsímile alíen.
Aslında, o lanet uzaylı bir kopya.
Ninguna chica alíen le dijo al Capitán Kirk, "Oye, saca tu cosa de mi nariz."
Hiçbir uzaylı kadın Kaptan Kirk'e hiç "Şeyini burnumun önünden çek!" demedi.
- Confías en mi, y yo soy un alíen.
- Bana güveniyorsunuz ve ben de uzaylıyım. - Evet ama...
Me veo como un alíen, pero soy de este mundo.
Bir yaratık gibi görünebilirim ama ben de bu gezegendenim.
Esto podría explicar porque nuestra nación alíen favorita ha desaparecido.
Clark bu uzaylıların neden kaybolduğunu açıklıyor.
Para empezar, ¿ Cómo podemos diferenciar entre una señal natural emitida por las estrellas y una señal de inteligencia alienígena enviada por algún extraño alíen?
Yeni başlayanlar için, uzaylı varlıklardan gelen sinyallerle yıldızlardan gelen doğal sinyaller arasındaki farkı nasıl anlayabiliriz?
[Alíen vestido de negro]
Siyahlara bürünmüş bir uzaylı.
¡ No voy a hacer que R2D2 y C3PO se alíen con el Imperio!
Tüm imparatorluğu R2-D2 ve C-3PO'ya sürüklemiyorum!
Todos los que se alíen con los partisanos enfrentarán el mismo destino.
Partizanlarla bir araya gelenler aynı kaderi paylaşacak.
Un alíen que cambia de forma tomando la apariencia de cualquiera.
İstediği kişinin görünümüne girebilen bir şekil değiştiren uzaylı
¿ No dirías que es imposible que las hormigas soldado se alíen con los humanos?
Asker karıncaların insanlarla aynı tarafta olması da imkansız değil mi?
Voy a echar un vistazo a sus análisis, ver si no es un alíen o un súper soldado o algo.
Gidip tahlil sonuçlarını kontrol edeceğim. Bakalım uzaylı ya da süper asker falan mıymış.
Lloverán ranas antes de que esos dos se alíen.
Cehennem buz tutmadıkça bunlardan ekip olmaz.
Diseñó a los Extraterrestres en Alíen.
Yaratık'taki uzaylıları o tasarladı.
- ¿ Un alíen?
- Bir yaratık mı?
Discos Alíen.
O da Uzaylı Plak'tı.
Bienvenido a Discos Alíen.
Uzaylı Plak'a hoş geldin.
Y cito "Me miró como si fuera un alíen y básicamente se teletransportó del cuarto".
Aynen şöyle dedi ; "Uzaylıymışım gibi yüzüme baktı ve ışık hızıyla odadan çıktı."
La primera pregunta es de Alíen.
İlk sorumuz Allen'dan.
Quizás estén fundando un proyecto alíen.
Belki de uzaylı bir Ar-Ge projesine kaynak olarak kullanıyorlar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]