Translate.vc / español → turco / Armas
Armas traducir turco
34,524 traducción paralela
Armas y hombres.
Silah ve adam.
¡ No puedo disparar armas!
Silah kullanamıyorum.
No puedo usar armas, ¿ recuerdas?
Silah kullanamıyorum, unuttun mu?
Rastreé los números de serie de las armas recuperadas en la escena.
Olay yerinde ele geçirilen silahların seri numaralarını tarattım.
¿ Cómo un cártel mexicano roba armas de la DEA de Nueva York?
Meksikalı karteller nasıl bunlardan silah çalmış?
Se devuelven estas armas a las calles a través de agentes haciéndose pasar por traficantes de armas.
Satıcı kılığındaki ajanlar vasıtasıyla silahlar sokaklara geri satılıyor.
Luego rastrean las armas hasta los peces gordos y hacer el gran arresto.
Daha sonra da büyük vurgun yapmak için silahların nereye gittiği takip ediliyor.
Esto nos dice que el equipo de la DEA liberará hoy más armas a través de su programa, incluyendo cuatro misiles Stinger.
O zaman Narkotik, dört stinger füzesi de dahil başka silahlar da satışa çıkaracak.
¿ Ese tamaño de armas no parece un poco arriesgado para utilizarlo como cebo?
O boyuttaki silahlar yem için biraz riskli durmuyor mu?
Casi todas las armas que salieron y nunca volvieron fueron firmadas por la misma persona... una agente de campo llamada Valentine Barker.
Neredeyse geri satılıp tekrar alınamayan silahların hepsi aynı kişi tarafından... Valentine Barker adındaki saha ajanı tarafından imzalanmış.
Está utilizando el programa para encubrir la venta de armas al cártel.
Programı kullanarak Cartel için gizlice satış yapıyor.
La DEA no sabe dónde están ni Valentine ni las armas.
Narkotik Valentine'in ya da silahların nerede olduklarını bilmiyor.
Ella está suministrando armas al cártel.
Cartel'e silah sağlıyor.
Sabemos que has estado utilizando el programa de venta clandestina. Armas de defensa para el cártel de Juarez,
Geri satış programını kullandığını, ve Cartel'e silah sattığını biliyoruz.
Y esas armas han sido utilizadas en los Estados Unidos.
Silahları Birleşik Devletler'de kullanıyorlar.
Hace unos seis meses, estaba haciendo números para el programa... y la incidencia de pérdidas de las armas que no estaban siendo declaradas.
Aşağı yukarı 6 ay önce, Progamın detaylarına bakıyordum... ve silah kayıplarının eksik rapor edildiğini farkettim.
Se hace pasar por un traficante de armas.
Silah tüccarı kılığına giriyor.
Con armas tan poderosas, pueden matar a miles de personas.
O güçte silahlarla binlerce insanı öldürebilirler.
Rob vendió las armas clandestinamente a través de un almacén en Brooklyn.
Rob, silahları Brooklyn'deki bir depo aracı - lığıyla kayıtsız olarak satışa çıkarıyor.
¡ Ya debe tener las armas!
Silahları doldurmuş olmalı!
Es un lugar muy expuesto para hace un trato de armas con el cártel.
Cartel'e satış yapmak için oldukça açık bir yer seçmişler.
¡ Quedaos donde estáis y bajad las armas!
Olduğunuz yerde kalın ve silahlarınızı yere atın!
¿ Disparar con armas?
Silahlarla oynayalım mı?
No vamos a disparar armas.
Silahlarla oynamayacağız.
- No, gracias a Dios... pero el campamento tiene una política de... tolerancia cero a las armas. Evidentemente.
Çok şükür, hayır ama silahlar için kampın açık şekilde sıfır tolerans kuralı var.
Habrá toneladas de armas allí.
Orada tonla silah var.
Creímos que si os rodeábamos a todos, con las armas en alto, nunca llegaríamos a atrapar al que estuviera en el centro de todo.
Eğer bütün silahlı adamları bir araya toplarsak işin başındaki adama asla ulaşamayacağımızı düşündük.
La violencia por armas es una crisis de salud pública... como conducir bebido y el tabaco.
Silahlı şiddet, alkollü araç kullanma ve sigara alışkanlığı gibi halk sağlığına yönelik bir tehdit.
Por eso propongo revisiones más estrictas para asegurar... que las armas en esta ciudad sólo estén en manos de responsables propietarios... Es una crisis que requiere una reforma generalizada...
Bu yüzden silahları bu şehirde, sadece görevli ve sağduyulu kişilerin taşıması için daha katı sabıka kontrolleri teklif ediyorum.
- Bajo mi liderazgo... la tasa de homicidios con armas de Boston es la menor... - en cinco años.
Başkanlığım süresince Boston'da silahlı cinayet oranı, son beş yıldaki en düşük oran.
Bill, las armas no te hacen estar más seguro. - Nunca. - Esa es tu opinión.
Bill, silahlar hiçbir şekilde güvenliğini sağlamaz.
Mi pregunta no es sobre el control de armas... sino sobre una noticia de última hora.
Sorum silah kontrolüyle alakalı değil, bir son dakika haberi hakkında.
Implementó un programa efectivo de recompra de armas, aumentado el fondo para arte y música, y avivado la economía local.
Etkili bir silah teslim programı gerçekleştirdiniz, sanat ve müzik için fonları arttırdınız ve yerel ekonomiyi canlandırdınız.
¡ Alto! ¡ FBI! ¡ Bajen las armas!
Kıpırdamayın!
Tenía los tatuajes y las armas correctas.
Silahları ve dövmeleri vardı.
¡ Suelten las armas!
Silahını bırak!
¡ Suelten sus armas!
Silahlarınızı bırakın.
¡ Tiren esas armas ahora mismo!
O silahları bize uzat hemen!
- ¿ Tienes esas armas?
- Silahları aldınız mı?
Porque todas las armas y la munición están en la autocaravana.
Çünkü bütün silahlar ve cephaneler karavanda.
- Abajo. ¡ Soltad las armas!
- Aşağı. silahları aşağı indirin!
- Soltad las armas.
- Silahları indirin.
- Coged las armas.
- Tabancayı al.
Coged las armas.
Tabancayı al.
Es una automática. Tiren las armas o les disparo.
Bu makineli bir tüfek ya silahlarınızı bırakın ya da sizi geberteyim.
En este estado se puede portar armas libremente, gracias a Dios.
Tanrıya şükür.
Van a tener que dejar sus armas abajo.
Ve tabi silahlarınızı alt katta bırakmanız gerekiyor.
Uso las armas que tengo a mano.
Elimdeki tüm cephaneyi kullanıyorum.
He escondido un montón de armas en tu traje.
Zırhının içine bir sürü silah sakladım.
Me apunto. ¿ Me daréis armas?
Evet. Peki silahım olacak mı?
- ¿ Tienen armas?
- Oh, evet.