English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Audi

Audi traducir turco

192 traducción paralela
Audi vocem meam
Audi vocem meam
Hay un Audi marrón estacionado en mi lugar.
Park yerimde kahverengi bir Audi duruyor.
¿ Le importa si pruebo su coche?
Audi'ni deneyebilir miyim?
Ravi Shastri fue premiado con un Audi por ser'El hombre de las series'.
Ravi Shastri'Yılın Adamı'için Audi hediye etti.
Pero yo no te estoy dando un Audi sino que alguien más preciado que mi vida.
Sana bir Audi veremiyorum ama sen benim canımdan bile değerlisin.
- Robaron un Audi en el mismo lugar.
- Aynı yerden bir Audi çalındığı bildirilmiş.
En ese Audi iban mi ex mujer y su marido.
- O Audi'dekiler eski karımla kocasıydı.
- Es un buen coche.
- Audi iyi bir araba.
Sobre gustos no hay nada escrito, pero puede ganarle a un Audi en la autopista.
Biraz eski ama otoban için Audi'den daha iyi araba bulamazsın.
El Audi andaba bien esta mañana.
- Audi'nin bu sabah birşeyi yoktu.
Un Audi S8.
Audi S8.
Allí dice "Audi-toría".
"Audit" denetim demek.
- Deberían darte un audífono.
Audi verecekler! - Bende de var dobi.
Nuevo apartamento en Central Park West, nuevo Audi A8.
Central Park'ın batısında bir şirketi, garajında yeni bir arabası var.
Soy vendedor en una concesionaria de autos.
Şu aralar Chick Brauer Porsche Audi'nin pazarlama ekibindeyim.
Sí, pero no alcanza para un Audi.
- Ama Audi'ye yetmez. - Jack!
El Audi TT es una máquina de follar.
Audi TT bir seks makinası.
¿ Por qué no te pillas el Jeep para el lunes, el Audi para el martes y el Boxter para el miércoles? ¡ Eh!
Niye pazartesi için Jip, Salı için Audi, ve Çarşamba için Boxter almıyorsun?
Probablemente iré en un Audi naranja.
Büyük ihtimal turuncu bir Audi kullanacağım.
Entonces, por Ford, Ferrari y Audi.
Ford'a, Ferrari'ye ve Audi'ye.
... al final en Audi en Wolfsburg, y antes en la BMW, en Forchheim.
... Wolfsburg'da Audi'de ve daha öncede Forchheim'da BMW'de.
Y después dirán de los BMW, ¿ verdad? ¿ Qué? No son... audis, como es evidente que es éste de aquí...
BMW'lere ne dersen de bir Audi değiller, ki bu öyle.
Menos mal que esquivamos ese Audi en Marsella, ahora sólo debemos encontrar el dispositivo de rastreo.
Audi'yi Marsilya'da bırakmamız iyi olmuş. Şimdi o takip cihazını bulmalıyız.
Un Audi A6.
Audi A-6.
Déjame adivinar, otro Audi, o un Volvo familiar.
Tahmin edeyim. Yine bir Audi. Ya da steyşın Volvo.
Y cuando gane los millones me iré de aquí en mi Audi, ¿ sí?
Beş bilyonu kazanınca, Audi'mi ezecekler.
- El tipo del Audi te dio 10.
- Şu Audi'si olan adamın verdiği 10'luğu.
Pero quítale la camisa, el bigote, la gorra, el Ferrari, el Audi la cava, la propiedad de Robin Masters, Rick, TC y el helicóptero.
Ama gömleği, bıyığı, Detroit Tigers şapkasını, Ferrari'sini, Audi'sini, şarap mahzenini, malikaneyi, Rick'i, TC'yi ve helikopteri elinden aldın mı bir şey benzemez.
Tengo una mujer al otro lado de la calle que afirma que vio un Audi último modelo dejando la escena y dirigiéndose al sur por la calle Brigg.
Sokağın karşısındaki bir kadın eski model bir Audi'nin olay yerinden ayrılıp güneye gittiğini görmüş.
Max se entera de que había un Audi en la escena del crimen, y recuerda que su novia tenía el mismo coche.
Max, olay yerinde bir Audi olduğunu duydu ve kız arkadaşının da aynı arabaya sahip olduğunu hatırladı.
¿ Y qué hay del Audi?
Ya Audi?
Un Audi negro.
Siyah bir Audi.
Me fui como Audi 5000.
Ben de Audi 5000.
El Audi, ¿ me dice cuánto es?
Audi, kaç paradır?
- ¿ Se refiere al Audi granate ése?
- Hangi Audi? Kestane rengi olan mı?
Pero prefiero ser infeliz en mi Audi... que sentada en un asiento de autobús.
Ama otobüsün arka koltuğu yerine... Audim'de üzgün oturmayı tercih ederim
Es un Audi.
Arabam Audi.
¿ Te arreglas bien con la casa, el Audi y la TV de pantalla plana?
Ve milyon dolarlık evle, Audi'yle ve düz ekran televizyonla rahatsın.
La Policía obtuvo el dato de que un Audi azul estuvo estacionado en la cañada la noche que Chandling desapareció.
Polis bugün bir ipucuna ulaştı, Jordan. Chandling'in kaybolduğu gece mavi bir Audi dere kenarında birkaç saat park halindeymiş.
Y tu A4 no estaba en la cañada la otra noche.
Ve senin Audi A4'ün de o gece dere kenarında değildi.
- Un Audi 80.
- Audi-80.
Audi-cinando.
.. gaipten gelen bir ses.
- Un Audi nuevo.
- Yeni bir Audi.
Un loco que conducía un Audi a velocidades imposibles.
Manyağın teki bir Audi ile son sürat etrafta dolaşıyormuş.
Robaron un Audi RS4 Blanco.
Beyaz Audi RS4 station vagon. Çalıntı raporu verilmiş.
¡ Un Audi!
Audi!
- ¡ Me darán un Audi!
- Ne güzel!
Comprar un Audi, pasar junto a Rory, y gritar "Perdedor" por la ventanilla.
Audi alıp, Rory'nin yanından geçerek "Zavallı" diye bağıracağım.
Al diablo.
Via, concursus, tempus, spatium, audi me ut imperio.
- Un Audi TT.
- Audi TT.
Un Audi, ¿ eh?
Audi, öyle mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]