English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Augustine

Augustine traducir turco

378 traducción paralela
Augustine Charlet, viuda del conserje envenenado por los Vampiros
Augustine Charlet ; Vampirlerin zehirleyip öldürdüğü hizmetçinin karısı.
Augustine le preguntó a las cartas sobre pistas que condujeran a los asesinos de su marido
Augustine kocasının katillerini bulmak için iskambil falı açar.
Sin saberlo Augustine, tenía un celoso admirador
Augustine farkında olmadan kıskanç bir hayran kazanmıştır.
Mme. d'Alba había hipnotizado a Augustine y le había ordenado : "A las 2 de la mañana, abrirá la puerta del departamento de su amo."
Bayan d'Alba Augustine'i hipnotize edip bugün saat 2'de kaldığı evin kapısını açmasını emreder.
Augustine les abrió la puerta!
"Onlara kapıyı Augustine açtı!"
Como Guerande, Mazamette y Augustine van a la policía...
Guérande, Mazamette ve Augustine polise giderken...
Tengo el honor de pedir la mano en matrimonio de la viuda Augustine Charlet
"Huzurunuzda Bayan Augustine Charlet'e evlenme teklifi etme gururunu yaşıyorum."
"El funeral de la Srta. Augustine Sifert gerente de la Compañía Empacadora de Carnes por 23 años y de William Bechtel, guardia del lugar, asesinados cuando unos bandidos robaron los sueldos".
" Armour Et Paket Şirketi'nde 23 yıllık büro müdürü olan Bayan Augustine Sifert ve geçen cuma, maaşları çalıp kaçanlarca öldürülen şirket koruması William Bechtel'in cenazesi.
Mamá, Agustine quiere besar a los chicos.
Anne, Augustine erkekleri öpmek istiyor.
¡ Querida Augustine!
Sevgili Augustine'im!
- Mama Augustine.
- Augustine Ana.
- Bienvenida a casa, Mama Augustine.
- Evine hoşgeldin Augustine Ana.
Hna. Augustine.
Rahibe Augustine.
Los tambores cuentan su llegada, Mama Augustine.
Davullar gelişinizi haber veriyor Augustine Ana.
Mama Augustine, ella puede leer tambores.
Augustine Ana, davulları anlayabiliyor.
¿ Por qué siempre él me llama "Augustine"?
Neden bana hep Augustine diyor ki?
El veneno del teatro se dispersa a traves del cuerpo social, lo descompone, como dijo San Agustín.
Tiyatronun zehri, toplumun vücuduna yayıldı, Aziz Augustine söylediği gibi, onları çürüttü.
Soy el cuñado de la Sra. Viellat.
Ben Augustine Viellat'ın kayınbiraderiyim.
Fue San Agustín el primero en demostrar dicha condición. Pero también, consecuentemente, demostró lo absurdo de la posibilidad de una guerra justa.
Bu madde Aziz Augustine'in kendisi tarafından dile getirilmiş ve Aziz Augustine'in herhangi bi savaşı adil kabul etmenin gülünçlüğüyle ilgili dördüncü bir maddesi var :
Debo admitir que ningun Evangelio, Ni siquiera San Agustín Utiliza este termino.
Söylemek zorundayım ki, ne İncil Ne de Aziz Augustine, bu terimi kulanmadı.
Es un término y concepto de San Agustín... que se ha sostenido durante varios siglos, en toda Ia filosofía medieval.
Saint Augustine'e göre "Aydınlanma" bakış açısı ve miattır. Bakış açısı ve miat uzun zaman boyunca geçerliliğini korudu tüm orta çağ psikolojisince.
Es un jugador, un matón, uña y carne con Marty Augustine.
O bir kumarbaz, bir haytadır. Marty Augustine'le aralarından su sızmaz.
- ¿ Quién es el jefe?
- Bay Marty Augustine.
- Tiene buen aspecto.
Dün akşam Augustine denen adamla eğlenceli bir karşılaşmam oldu. - İyi görünüyorsun. Çok iyiyim.
¿ Y tiene un pequeño problema con Marty Augustine?
- Ve Marty Augustine'le başın biraz dertte, değil mi? - Evet. - Ona ne kadar borçlusun?
Eileen, ¿ qué hacía aquí Marty Augustine la otra noche?
Peki, Eileen, geçen akşam Augustine Marty burada ne yapıyordu? - Burada olduğunu nasıl öğrendin?
He oído a muchos decir que Terry Lennox trabajaba para Marty Augustine.
Birçok kişinin de böyle söylediğini duydum. Terry Lennox... -...
¿ Te parece gracioso robarle 355.000 dólares a Marty Augustine?
- Hayır, adamım, hayır. - Eğlenceli mi? Marty Augustine'den elli beş bin dolar çalmak mı?
Iba a contárselo a la policía.
Augustine için para taşıyacağımı öğrenmişti.
Sabía que llevaba un dinero de Augustine.
Beni teslim edecekti. Ona vurdum.
Sencillísimo.
Polislere göre kanunen ölüyüm, Augustine parasını aldı.
La poli me da por muerto, Augustine tiene la pasta, ya no me busca.
Artık beni aramıyor. Beni seven bir kız var. O, Sylvia ve Augustine'in toplam parasından daha fazlasına sahip.
Tengo una chica que me quiere, con más dinero que Sylvia y Augustine.
- Hiç kimse aldırış etmiyor.
Estuve leyendo a San Agustín, el cual encontré absurdo.
Aziz Augustine okuyordum. Oldukça tuhaf buldum.
San Agustín sostiene que Maria concibió a Jesús a través de sus orejas...
Aziz Augustine, Meryem Ana'nın İsa'yı kulaklarından yarattığını savunuyor.
Mi Tía Augustine que tenía una diabetes declarada le sacaron uno de sus ojos y se murió.
Halam Augustine'nin evinin her yeri şeker doluydu, sonra böyle gözü pörtledi, ve öldü.
Switek, Zito, Hoban, Dibble, Gorman y Augustine.
Switek, Zito, Hoban, Dibble, Gorman ve Augustine.
Switek, Zito y Augustine en la Cobra frente a Cayo Biscayne.
Switek, Zito ve Augustine Key Biscane'den Cobra ile geliyorlar.
Respetuosamente tuyo, Augustine Bagatelli ". ¿ Quién es?
"Saygılarımla, Augustine Bagatelli." Augustine Bagatelli kim?
Augustine se fue al frente y no volvi a saber nada de él hasta hoy.
Augustine savaşa gitti. Ve bugüne kadar bir daha ondan hiç haber almadım.
¿ Augustine?
- Augustine?
Augustine Bagatelli.
Augustine Bagatelli.
Dorothy quiere separarme de Augustine.
Dorothy beni Augustine'den ayırmaya çalışıyor.
Creo que ése San Agustín es increíble.
Ben St Augustine'in inanılmaz olduğunu düşünüyorum.
- Un domingo conoció a una costurera que se llamaba Augustine.
Bir Pazar günü, Augustine adında bir terzi kadınla tanıştı.
La edad de Augustine era la mía, porque mi madre era yo, y yo creía, cuando era niño, que habíamos nacido el mismo día.
Augustine benimle aynı yaştaydı çünkü annem ben demekti, tüm çocukluğum boyunca onunla aynı gün doğduğumuza inandım.
- Marty Augustine.
- Üzgünüm, kabadayılarla sadece...
- ¿ Vince?
- Hayır, Bay Augustine.
- No, Sr. Augustine. - A nadie le ha parecido gracioso.
Kimse onun akıllı olduğunu düşünmüyor.
Me he encontrado con un tipo raro llamado Augustine. ¿ Lo conoce?
- Hiç onun adını duydun mu? - Evet, evet.
Ya recuerdas a Philip Marlowe.
Tamam, Augustine, meseleyi anladım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]