English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Bagels

Bagels traducir turco

220 traducción paralela
Y ahí está un amante de los bagels.
Bir de çapkınımızın çörekleri var.
De hecho, traje sus bagels, pero...
Aslında çöreklerini getirmiştim ama...
Bagels rellenos.
Kahrolası çörekler.
¿ No vas a subirles sus bagels?
Çöreklerini yukarı çıkarmayacak mısın?
Siempre quiso tener un negocio de bagels.
Hep kendi simitçi dükkânını olsun isterdi.
No sabía que los bagels fueran italianos.
- İtalya'da simitçi olduğunu bilmezdim.
Suelta algún dinero de los bagels.
Dükkân parandan biraz sökül bakalım.
- Diez mil comprarán muchos bagels.
- 10.000 dolarla epey simit alırsın.
Traeré bagels.
"Küçük Tatlı ekmekler" den getireceğim.
- No sólo eso, sino bagels de Nueva York.
- Hayır, alelade bir çörek değil, NY çöreği bunlar.
¿ Me has mandado a un viaje de dos horas a Anchorage para recoger bagels?
2 saat içinde Anchorage'a gidip dönmemin nedeni çörekler miydi yani?
Hoy servimos bagels.
Bugün menümüzde çörekler var.
Pararían en una cafetería para tomar un espresso, comprarían la edición dominical del New York Times y unos bagels recién hechos para el desayuno de mañana.
Belki bir fincan espresso için bir kafeye uğrardınız, New York Times'ın pazar baskısını ve, kahvaltı için taze ve sıcak bagel alırdınız.
Bueno, quiero darle las gracias para los bagels y café.
Şey, simitler ve kahve için teşekkür etmek istiyorum.
Panecillos, "bagels".
Evet, evet, evet. Bilirsin, biraz börek, çörek...
Panecillos, "bagels".
Biraz börek, çörek. - Evet. Şampanya.
Uh, lox, bagels con crema de queso.
Tamamdır. Füme balık, sandviç, krem peynir.
Bagels, semillas de amapola, centeno, sésamo, cebolla, ajo.
Neyse. Bagel, haşhaş tohumu, çavdar ekmeği, susam, soğan ve sarımsak getirdim.
- La de HH Bagels.
- H H Bagels'da olan.
- ¿ Haciendo bagels?
- Bagels mı? - Evet, bak.
Hagamos bagels.
Haydi pişirelim.
- Les traje bagels gratis.
- Bageller evde. - Selam.
No compre bagels, no compre bagels.
Bagel yok. Bagel yok. Bagel yok.
No compre bagels.
Hey, Bagel yok. Bagel yok. Bagel yok.
Saboteé la máquina de bagels.
Dün gece bagel makinesine sabotaj yaptım.
- ¿ Podremos hacer bagels?
- Yine de bagel yapabilir miyiz?
¿ Qué te parecen tus bagels?
Nasıl bagelleri beğendin mi şimdi?
No compre bagels, no compre bagels.
Bagel yok, bagel yok, bagel yok, Bagel yok, bagel yok.
Charlie y yo la llamamos y resultó ser una tienda de bagels.
Bilmem. Ben ve Charlie bir yere davet edecektik. Ve bagel dükkânına girdik..
¡ Los bagels!
Kurabiyeler nerede?
Él me hizo invertir en una tienda de bagels en Savannah porque decía que no había buenos bagels ahí.
Savannah'da bir çörek dükkanına yatırım yapmaya ikna etti beni. Çünkü orada iyi çörek yapılmadığına inanıyordu.
Sí, escuche. Voy en camino para vender la tienda de bagels.
Çörek dükkanını satmaya geliyorum.
Imagina si puedes, botones de bagels.
Küçük bagellar düşün.
Como hoyos de donas, pero de bagels.
Tamam mı? Donat'ın içindeki delik gibi ama bagel.
Están gritando por más bagels en la sala de conferencia les digo que ahora les llevas más café o...
Toplantı odasından simit diye bağırıyorlar. Kahve içtiğini mi söyleyeyim yoksa...
¿ Te dije con quién me encontré comprando "bagels"?
Sana yemekte kiminle karşılaştığımı söyledim mi?
"Bagels" con "Iox".
Somon balığı ve ekmek.
¿ Quién come lox y bagels?
Kim somon balığı ve ekmek yer ki?
- Cuando me enviaste a traer bagels.
- Geçen hafta beni kurabiye almaya yolladığında.
- Son bagels con crema de queso.
Bagel ve krem peynirden söz ediyoruz.
¿ Tú comiste bagels?
O bagel'lardan mı yedin?
Tirad esos dónuts o bagels o lo que sean.
- Şu döküntüleri kaldırın. Şu çörekleri, simitleri, her neyse, atın gitsin.
Aquí estoy, traje bagels.
- Ben geldim. Çörek getirdim. - Tobin!
- No como bagels. El bagels son como cola en el intestino.
Çörekler bağırsaklara tutkal gibi yapışır.
- Sí? Se suponía que era de bagels.
- Bir kutu açma olacaktı.
Dame los bagels, dame los bagels!
Bana açmaları getir. Açmaları getir.
- No apunta los pedidos, no te trae tu pedido, no distingue los bagels de los donuts da servilletas del culo, no se ha cambiado nunca de Camiseta
Siparişleri yazmıyor, getirdiği yemek sıcak olmuyor, senin olmuyor. Çöreklerle açmaları ayırt edemiyor. Popo peçeteleri veriyor ve burada çalışmaya başladığından beri o Foreigner tişörtünü giyiyor.
El Sr. Levin, el de los "bagels".
- Bagel'de oturuyor.
- ¿ Bagels?
- Çörek?
Oigan chicas, ¿ dónde están los bagels?
Hey çocuklar, poğaçalar nerede?
- No quiero bagels.
- Çörek istemiyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]