Translate.vc / español → turco / Bajó
Bajó traducir turco
2,157 traducción paralela
Creo que es el que bajó solo cerca de medianoche.
Bence o, gece yarısına doğru tek başına inen kişi.
Nunca bajó la velocidad.
Hiç yavaşlamadı bile.
Así que su padre subió a despertarla, y encontró a su hija colgando del techo, la bajó cortando la tela con una tijera.
Bu yüzden babası uyandırmak için odasına gittiğinde kızının cansız bedenini tavana asılı halde bulmuş.
Lo que se les ocurre es que cuando ella se bajó de la silla entró en pánico, y la pateó. Cambio de parecer de último minuto.
En akla yatkın ihtimal şu kız ayağının altındaki sandalyeyi itince panik yapıp her şeyi alaşağı etti.
¿ Se lo bajó todo?
Her şeyi mi indirmiş?
- ¿ Si quería algo de aire por qué no bajó el vidrio de su ventanilla?
Hava almak istediyse... neden kendi camını açmamış ki?
Ella quería adelgazar para su luna de miel, y bajó cinco kilos.
Balayı için kilo vermek istiyordu ve nitekim 6 kg kadar verdi.
Supongo que la chica lo oyó, bajó para echar un vistazo,
Sanırım kız da bunu duyup kontrol etmek için aşağıya inmiş.
- Esto bajó el camino lejos encima de mi cabeza. ¿ verdad?
Boyumun çok üstünden geldi, tamam mı?
¿ Entonces alguien le quitó la mochila y se bajó antes del ataque?
Yani biri çantayı ondan aldı mı? Saldırı gerçekleşmeden otobüsten mi indi yani?
Se bajó debido a falta de pruebas, ¿ verdad?
Kanıt yetersizliğinden ucuz kurtulmuştu, değil mi?
Nos informaron de alguien que bajó 20 trampas para langostas, pero...
Birisinin 20 tane ıstakoz tuzağını alçalttığını ihbar ettik fakat...
Armstrong y Aldrin bajaron a la Luna, pusieron sus pies en ella y fuero heroes, y Michael Collins se quedó orbitando alrededor de la Luna y nunca bajó.
Armstrong ve Aldrin, aya ayak bastıklarında kahraman oldular. Ama Michael Collins yörüngede kaldı ve aya asla inemedi.
Recortó su escopeta y bajó el riesgo atacando de noche y cambiando de vehículos.
Tüfeğin ucunu kesti ve değişik araçlar kullanmaya başladı.
Lo apagué en cuanto el sol bajó.
Güneş battığı zaman kapattım.
- Te bajó la azúcar.
Kan şekeri düşüklüğü yapıyor. Evet. evet.
Un día después de eso bajó las escaleras para buscar el correo.
O günden sonraki gün, mektupları almak için merdivenlerden indi.
- El hámster se bajó de la rueda.
Bu hamster değirmenden indi. Bunu duyduğuma sevindim.
Y se movió hasta los arbustos, se bajó los pantalones y se puso en cuclillas, con los esquíes en los pies.
Kayak takımları hala ayağındayken işemek için çömelmiş.
Perdió el equilibrio. Los esquíes comenzaron a deslizarla por la pendiente resbaladiza, y Stomna bajó volando por el camino con sus pantalones bajados.
Dengesini kaybetmiş ve kayak takımları aşağıya doğru kaymaya başlamış.
Se bajó.
- Bıraktı.
Darwin bajó al hombre de su pedestal, y lo convirtió en un animal más, que evolucionó en la despiadada competencia de la Naturaleza.
Darwin insanı kaidesinden aldı ve onu diğerleri gibi bir hayvan yaptı. Doğanın merhametsiz rekabeti içinde evrildik.
Me bajó... me dio unas palmaditas en la cabeza y me envió a casa.
Beni aşağıya indirdi ve kafamı okşayıp, eve gönderdi.
Creo a su hija sobre que no era un hombre, sino un espíritu maligno que bajó y se aprovecho de su bondad y pureza.
İnanıyorum senin kızın... Bir adam değil, ama kötü bir ruh indi... ve onun iyiliğinden faydalandı... ve de iffetinden...
Vino cuando se bajó del bus sobre las tres.
Saat üç gibi otobüsten indi.
Estás hablando con el tipo que se bajó y se volvió a subir en analgesicos de prescripción cuatro veces.
Konuştuğun adam reçeteli ağrı kesicileri dört kere bırakabilmiş biri.
La deuda pública se incrementó de 240 millones a 16 mil millones, mientras que la porción de recursos destinados a los pobres bajó del 20 % al 6 %.
240 milyon dolar olan ulusal borç 16 "milyar" doları bulmuş, kaynaklardan fakirlere ayrılan oran % 20'den % 6'ya düşmüştür.
Porque bajó por la cuerda...
Çünkü o çatıdan iple indi.
El ladrón bajó desde el techo...
Hırsız çatıdan inmiş.
Ese alemán bajó y lo ametralló.
Almanlar onu orada otururken vurdu.
Steph bajó del auto.
Steph arabadan çıktı!
Y no va a creer quién se bajó.
İçinden kimin çıktığına inanmayacaksın.
- Su promedio bajó a 15 puntos, el mes pasado.
- Geçen ay 15 puan kaybettin.
Se bajó del auto.
- Ne? - Arabasından indi.
El NASDAQ bajó 87 puntos al abrir y empeoramos :
NASDAQ'ta 87 puan düştük.
Quizá el NASDAQ subió quizá el NASDAQ bajó pero si logramos llegar desde aquí hasta allí si podemos atravesar este lockup, las próximas semanas hay una montaña de dinero, que nos está esperando.
NASDAQ düşer, kalkar. Ama şu blokajı bir aşabilirsek, birkaç hafta sonra hayvan gibi para gelecek!
Bajó el crimen, hubo más arrestos, eso querías.
İşini görüver, gerisini boşver. İstediğin şey buydu.
Bajó del barco holandés en Martinica y murió poco después de consunción.
Martinique'te Hollanda gemisinden indirilmiş ve bir hafta sonra tükenerek ölmüş.
- Se bajó del tren y...
Bütün mesele de bu. - Trenden Irkutsk'ta indi.
Se bajó en la ciudad, yo volví al hotel y no volví a verlo.
O kasabada indi. Ben otele geri döndüm. Onu bir daha görmedim.
Una vez bajó las escaleras de la panadería.
Bir keresinde aşağıya fırına indi.
Lo vi cuando bajó del auto.
Ben ben onu gördüm. Bir arabadan çıkıyordu.
Una chica infectada por un virus letal se bajó del tren en esta estación.
İnfekte olmuş kız, trenden bu istasyonda indi.
De noche, se bajó del camastro y se colgó... ¿ Y no oyó nada?
Gecenin bir yarısı, kendini ranzasına asıyor ve sen hiçbir şey duymuyorsun?
Hay que reconocer que le bajó a la "taradez"
Kabul etmek gerekir ki geri zekalı rolünü biraz yumuşatmış.
Tomó el cochecito y bajó a este río.
Bebek arabasını aldın ve nehre doğru ittin.
- En total, la carga bajó 12 puntos pero la carga por medio de rodados subió 6,4 % el año pasado.
- Kargoda % 12 düşüş var fakat Ro-Ro geçen yıla göre % 6,4 artmış.
Bien, bajó 12, rodados subió 6,4. Gracias, lo tengo.
Tamam. 12 düşüş Ro-Ro 6.4 artış Sağol.
La carga bajó el 12 %, rodados subió el 6,4 %.
Kargo % 12 aşağı. Ro-Ro 6,4 yukarı.
Se te bajó el cierre.
Anlayan yok mu? Yakalandın.
Bajó el telón.
Son.