English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Balancé

Balancé traducir turco

1,027 traducción paralela
Entonces la fábrica deberá pagar el balance por adelantado.
Bu durumda, fabrikanın biriken maaşları ödemesi lazım.
Pero el pago del balance ha sido cancelado.
Ancak biriken maaş ödemeleri iptal edildi.
Estoy seguro de que podremos vender nuestra tierra a valores más altos para compensar... el balance cancelado.
Eminim ki, maaş ödemelerinin iptalini telafi etmek için topraklarımızı yüksek bir fiyata satabiliriz.
Y ni siquiera obtenemos el resto del balance.
Kalan maaşlarımızı alamadık bile.
Anteriormente el Ministro del... Tesoro había afirmado que el balance de las importaciones no... había cambiado significativamente en el mismo período.
Bu durum, Hazine'nin ithalat-ihracat dengesinin aynı dönemde değişmediği açıklamasının ardından geldi.
Al igual que esta muñeca, puedes encontrar tu balance y caer con seguridad en el suelo.
Bu oyuncak gibi yıkılmazsın!
En este sentido, el balance fue mucho peor para nosotros.
O tarihlerde dengeler bizim aleyhimizeydi.
CERRADO POR BALANCE
KAPALI Sayım Yapılıyor
¿ El servo de balance otra vez?
Yine mi denge mekanizması?
Entonces cómo sobre cuando nosotros fuimos pescando you no estaban cogiendo cualquiera, para que usted era el balance - el ing su vara y encorvado la nariz de ese tipo... l odian hablador el anma.
O zaman balığa gittiğimizi hiçbir şey yakalayamıyordun, o yüzden çubuğunu ve kancanı sallıyordun... Geveze masörlerden nefret ederim.
Hago balance del año que no acabaré, mi cuadragésimo quinto año.
" Sonunu göremeyeceğim ve benim 45'inci yaşım olacak
Buen balance.
İyi ürün.
Es una serie dramática, estás sacado de balance al programa.
Dramatik serilerde, gösterinin albenisini düşürüyorsun.
El balance del año pasado mostró 27 millones de beneficios.
Geçen seneki bilanço, 27 milyon dolar kâr elde ettiğimizi gösteriyordu.
El balance fiscal ha doblado su déficit. Y frente a todo esto sólo se ha salvado el egoísmo de los obreros.
Bütçe açığı ikiye üçe katlandı,... sabit kalan tek şey işçilerin bencilliği.
Es verdad, el Sr. Murphy presenta retos de balance de electrolitos, mantenimiento de temperatura, posibles pseudomonas infecciosos.
Bu doğru, Bay Murphy elektrolit denge IV'i ısı onarımda olası tekil enfeksiyonları sunmaya çalışıyor.
La telemetría graba el peso, balance de fluidos presión sanguínea, gases de la sangre, temperatura, balance metabólico.
Yerleştirilmiş uzaktan ölçüm cihazları, ağırlık, sıvı dengesi kan basıncı, kan gazı, sıcaklık ve metabolik dengeyi kaydediyor.
Se mantiene un balance continuo en la selva.
Sürdürülmesi gereken devamlı bir denge vardır ormanda.
Primero, así se conserva un balance natural entre las focas.
İlk olarak, görevlerini yaparken, fokların doğal popülasyonunu dengede tutarlar.
En considerar detenidamente su respuesta, entendí como él mantiene su balance sicológico.
Bu adamın cevabından sonra düşününce kendi ruhsal dengesini nasıl devam ettirebildiğini anladım.
Fuerza, balance, velocidad
Güç, denge, hız.
Fuerza, balance, velocidad.
Güç, denge, hız.
El balance de fuerzas quedaría en manos del Señor Toranaga.
Güç dengesi, Efendi Toranaga'nın elinde.
Ese balance lleva miles de millones de años, brindando la estabilidad que hizo posible la evolución de la vida en la Tierra.
Yeryüzündeki yaşamın evrimini mümkün kılan kararlılığı sağlayan denge binlerce yıl sürer.
El estado actual del Sol es el balance de estas 2 fuerzas un equilibrio entre gravedad y fuego nuclear.
Güneşin bu dengesi, iki kuvvetin yani,. ... çekim kuvveti ve nükleer ateş arasındaki dengenin sağlanmasıyla oluşur.
El balance cuando parta el barco.
Geri kalanını... gemi yola çıktığında.
El vendrá y romperá el balance aquí y luego estaremos todos en esto.
Önce herif onu dışarıya attı, sonra bize de geldi.
El estado actual del Sol es el balance de estas 2 fuerzas un equilibrio entre gravedad y fuego nuclear.
Ama dinozorlar hâlâ gezegenin hakimiydiler.
¿ Podrán ahora calmarse y hacer un balance?
Şimdi rahatlayıp, kendilerine gelebilirler mi?
Ellos deciden calmarse y hacer un balance.
Bir süreliğine rahatlayıp, kendilerine gelmek istediler.
Ya saben, el tipo de allá arriba haga el balance entre el bien y el mal.
Biliyorsunuz orada. İyi ve kötü muhasebesi yaparken.
Que el balance de Sukarno en la cuerda floja entre el P.K.I. Comunista... y el ala derecha de los militares... se ve más incierto a medida que pasan las horas.
Sukarno'nun Komünist P.K.I... ile sağcı ordu arasındaki konumu... her saat giderek daha belirsiz hale geliyor.
Bueno... no es sólo un juego de balance, sino de engaño también.
Bu, hımm... sadece denge oyunu değil, hile de var içinde.
Garabatea y haz balance
" Hemen yazın da denkleştirin defterleri
Garabatea, pero haz balance
" Hemen yazın, ama denkleştirin defterleri
OK, hora de hacer balance aquí.
Pekâlâ, duruma bir bakalım.
Tú me sacas de balance.
Dengemi bozuyorsun.
Si sacan a su oponente de balance, usen su energía para derrotarlo.
Eğer rakibin dengesini bozmak istiyorsanız, onu yenmek için kendi enerjisini kullanın.
estoy planeando algo equivocado, estoy fuera de balance.
Yanlış yerleştirdim.Dengemi kaybettim.
Bien, buen agarre, bien, buen balance y tan solo golpea la pelota hasta la mitad de la Interestatal 95 para mí, ¿ OK?
Güzel, sıkı tut, nazikçe basitçe sallan ve eyaletler arası 95 numaralı otoyolun tam ortasına benim için topu gönder, tamam mı?
Debemos mantener el balance!
Dengede durmalıyız!
Los rayos están quebrando mi sentido de balance No puedo mantenerme parado
Işık dengemi bozuyor. Ayakta duramıyorum.
Mis rayos destructores de balance lo han vencido
Denge bozucum onun icabına bakacak.
Mira el balance de resultados.
Bilançoya bak.
Teníamos que ajustar el balance.
İkimiz vardık. Harikaydı.
Un balance general fuerte.
Güçlü bilanço.
Bien, pero, Alice-san... debes tener balance.
İyi ama, Alice... dengene dikkat etmelisin.
¡ Encuentra tu balance, Rick!
Dengeni kur, Rick!
Balance de la esencia el fuego produce nieve.
Özün dengesi Ateş kara dönsün
Relación de la mezcla de materia-antimateria en balance óptimo.
Madde-karşı madde karışım oranları... ideal dengede.
¡ No tengo ningún balance!
Dengemi sağlayamıyorum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]