Translate.vc / español → turco / Barley
Barley traducir turco
113 traducción paralela
- El Sr. y la Sra. Barley.
- Bay ve Bayan Barley.
¡ Barley!
Barley!
Agnes Fitzgerand a Barley :
Agnes Fitzgerand'tan Barley'e :
Barley hizo un gran pedido de 1.500... fanegas.
Geçen hafta çok yulaf satıldı. 1.500... ölçek.
- Piense, Barley.
- İyi düşün, Barley.
Váyase a la mierda, Barley.
Haydi, Barley.
¿ A Barley?
Barley mi?
Sí, claro que lo conozco.
Evet Barley'i tanırım.
No lo hago por el Sr. Blair, y eso que lo aprecio mucho.
Senin kadar istesem de Bay Barley Scott Blair'in burada olmasını sağlayamam.
Nos gustaría saber por qué una mujer que no conoce le envía una carta que empieza : "Querido Barley", y firma : "De K., que te quiere".
Hiç tanımadığını söylediğin bir kadının,... neden sana "Sevgili Barley" diye başlayıp, "Sevgilin K." diye biten,... bir mektup gönderdiğini bilmek istiyoruz, aslında.
Está a buen recaudo, Barley.
O güvenli ellerde, Barley.
Y dirigida al borracho de Barley Blair.
Ve "Ayyaş" Barley Blair'e gönderilmiş.
- ¿ Por qué huyó?
Neden kaçtın, Barley?
¿ Qué hace en Lisboa, Barley?
Lizbon'da ne yapıyordun, Barley?
Os presento a Barley. - Hola, Barley.
Barley ile tanışın, beyler.
- Encantado de conocerle, Barley.
- Merhaba, Barley. Tanışmaktan onur duydum.
Tómese todo el tiempo que quiera, Barley.
Dünya kadar zamanın var.
Barley, habéis ganado. Paz nuclear durante 40 años.
Kumarınızı kazandınız, 40 yıllık nükleer barış boyunca.
Muy heroico, Barley.
Kahramanca düşünce.
Barley está por encima de eso.
Barley paraya önem vermez.
Nos llenará de orgullo, Barley.
Seninle gurur duyduk, Barley.
Buen viaje, Barley.
Bon voyage, Barley.
Barley Scott Blair.
Barley Scott Blair.
Sí, y usted debe de ser el Sr. Barley.
Evet. Sen de Bay Barley olmalısın.
¿ Cómo me ha reconocido, Sr. Barley?
Bani nasıl tanıdınız, Bay Barley?
¿ Cuánto tiempo va a quedarse en Moscú, Sr. Barley?
Moskova'da ne kadar kalacaksınız, Bay Barley?
- ¿ Barley le paga bien, Sr. Wicklow?
- Barley iyi para ödüyor mu, Bay Wicklow?
- Caray, Barley.
Tanrım, Barley!
Tiene que decírselo a Katya. Se acabó tanto hacerse la Greta Garbo.
Barley artık Katya'ya, "Lanet Greta Garbo" olmadığını söylemek zorunda.
Que hable con Barley.
Barley ile konuşmasını istiyorum.
Vamos, soy yo, Barley Blair.
Hadi, benim, Barley Blair.
Quiero un compañero americano para Barley en Leningrado el viernes.
Barley için bir Amerikalı ortak istiyorum. Cuma günü Leningrad'da olması gerekiyor.
- Que tengas un buen viaje, Barley.
İyi yolculuklar, Barley.
08 : 00. Barley y Wicklow están en Leningrado. Se alojan en el hotel Pribaltiyskaya.
Barley ve Wicklow saat 8'de Leningrad'a varıp Pribaltiyskaya oteline yerleşmişler.
Tiene tres oportunidades de establecer contacto.
Barley'nin temas için üç şansı var.
Barley ha establecido contacto.
Barley temas kurdu.
¿ Te gustan los cementerios, Barley?
Mezarlıkları sever misin, Barney?
Hoy vas de gris, Barley.
Bugün gri giyinmişsin, Barney.
Barley. Bienvenido.
Hoş geldin.
Queremos conocer al Sr. Barley. En el cuarto de atrás, con la lámpara en la cara.
Bay Barley ile arka odada konuşmak istiyoruz sorgu lambası yüzünü aydınlatırken.
Se lo diré a Barley.
Barley ile konuşurum.
Sr. Brady, Barley.
- Bay Brady.
Ha hecho un gran trabajo, Barley.
- Barley. - Gerçekten iyi iş çıkardın, Barley.
Nos haremos cargo del reasentamiento y la pensión de Barley, Ned.
Barley'nin yeni bir ülkeye yerleşme ve emekli maaşı işine el koyuyoruz.
Me alegro mucho, Barley. De verdad, me alegro muchísimo de verte.
Seni tekrar görmek çok güzel, Barley.
No puedes ir al hospital, Barley.
Hastaneye gelemezsin, Barley.
Barley, creo que es evidente hasta para un erizo que estás siendo infantil.
Çocukluk ettiğini söylersem, haksızlık etmemiş olurum değil mi?
- Barley, por favor.
- Barley, lütfen.
¿ Por qué Lisboa, Barley?
Neden Lizbon, Barley?
Piense, Barley.
- İyi düşün
Barley, tengo algo para ti.
Tam sana göre bir şey var.