Barnett traducir turco

Busqué un poco y encontré Jorge Barnett, el administrador.

Hostes Barnet benim suç ortağımdı ona ihtiyacım varken.

Por supuesto, él es el presidente de Barnett Enterprises.

Kendisi Barnett Enterprises'in başkanıdır.

¿ Unas palabras, Barnett?

Biraz konuşabilir miyiz Barnett?

Barnett, ¿ quién es toda esa gente de ahí dentro?

Barnett, içerideki bu insanlar kim?

Barnett, lo siento, querida.

- Barnett... - Üzgünün hayatım...

- Ha bajado con Barnett. - Cuidado con el agua.

- Platformdan Barnett ile beraber aşağıya indi.

Barnett, hay alguien que quiero presentarte.

Barnett, tanışmanı istediğim biri var.

Barnett me cuenta que llora por no poder estar aquí esta noche con Uds.

Barnett bana burada sizlerle olamadığı için gerçekten ağladığını söyledi.

Una sonrisita para Barnett.

Barnett'e bir gülümse.

¿ A dónde va a ir Barnett?

Şimdi, Barnett nereye gidiyor?

- Hola, Barnett.

- Selam Barnett.

- No tenías que haberlo hecho.

- Barnett... -... almana hiç gerek yoktu.

- Tranquilo, disfruta del espectáculo. - Barnett está enfadado.

- Barnette kızdı.

¡ Barnett! Te llaman al teléfono.

- Barnett, telefon sana.

John Triplette. - ¿ Quién?

- Merhaba Barnett, ben John Triplette.

Vamos a buscar a Barnett, espero que no esté de mal humor.

- Hadi Barnett'i bulalım. Umarım keyfi yerindedir.

- ¡ Eh, Barnett!

- Hey, Barnett!

- Eh, Barnett.

- Hey Barnett.

No queremos que haga ninguna declaración política.

Dinle Barnett, onu herhangi bir politik görüş ifade etmesini istemiyoruz.

- ¿ No es eso una declaración política?

- Politik görüş anlamına gelmeyecek mi? - İnsanlar onu göremedi Barnett.

Estaba atrapado ahí fuera, y Uds. lo saben.

Orada tuzağa düşürdüler beni, biz de gördünüz. Farkındayım Barnett.

- ¿ Barnett?

- Barnett?

Yo he acatado todas las reglas que pusiste, Barnett.

Koyduğun bütün kurallara uyduk Barnett.

Barnett.

Barnett.

- Hiciste una apuesta con Barnett?

- Barnett'le iddaya girdin mi?

Atentos al campeón Australiano Ron Barnett en segunda línea.

İkinci kulvarda zorlu Avustralyalı şampiyon Ron Barnett'e dikkat edin.

Um, Greg Barnett también llamó.

Greg Barnett da aradı.

¡ Stevie Boyer le dio un anillo a Mary Barnett!

Stevie Boyer, Mary Barnett'e yüzük verdi.

hace como una hora. El atracador, identificado como Barnett Jerkins, de 20 años de edad, hirió a dos oficiales antes de que lo mataran.

Soyguncunun 20 yaşındaki Barnett Jerkins olduğu tespit edildi vurulmadan önce kendini durdurmaya çalışan iki polis memurunu da yaraladı.

- ¿ Qué le está haciendo a Barnett?

- Barnett'e ne yapıyorsun?

- John Barnett está muerto.

- John Barnett öldü.

Dije que John Barnett está muerto.

John Barnett öldü dedim.

Es Barnett.

Bu, Barnett.

¿ Quién es Barnett?

Barnett de kim?

Barnett realizaba asaltos por toda la capital y siempre escapaba.

Barnett, Washington civarında silahlı soygunlarda bulunup kaçıyordu.

- Que Barnett tenía un contacto dentro.

- Barnett'in içeriden biriyle, bir bağlantısı olduğu.

Pero Barnett siempre se adelantaba.

Ama Barnett bir adım önümüzdeydi.

¿ Y qué ocurrió con Barnett?

Ya Barnett'e ne oldu?

Sí. ¿ Coincide con la de Barnett?

Pekala. Barnett'inkiyle uyuşuyor mu?

¿ Podría haberse trazado utilizando una nota anterior de Barnett?

Barnett'in eski bir notunun, üzerinden geçilmiş hali olabilir mi?

Ése es Barnett.

İşte Barnett.

Teníamos vigilado un almacén del aeropuerto, pero todo acabó mal cuando Barnett tomó como rehén al conductor del furgón blindado.

Onu bir havaalanı deposunda kıstırmıştık ama Barnett zırhlı aracın sürücüsünü rehin alınca, her şey altüst oldu.

Barnett no lo ve.

Barnett onu görmüyor.

El canalla de Barnett comenzó a disparar.

Kaçık Barnett etrafa ateş etmeye başladı.

Entonces, Mulder le disparó a Barnett.

Mulder da Barnett'i vurmuş.

Pero antes Barnett mató al conductor y al agente Steve Wallenberg.

Ama Barnett'in sürücü ve Ajan Steve Wallenberg'i öldürmesini engelleyemedi.

Deberías haber oído su declaración en el juicio de Barnett.

Barnett'in duruşmasındaki ifadesini duymalıydın.

Seguro que tuvo mucho que ver con la pena que le cayó a Barnett.

Barnett'in bu derecede fazla ceza almasında çok etkili olmuştur.

- Perdone, Barnett...

- Pardon Barnett...

¿ Barnett?

Barnett?

- Hola, Barnett.

- Alo?