English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Bat

Bat traducir turco

29,338 traducción paralela
Niños de Ma'an, que son nuestros niños, que viven al otro lado de una frontera sin sentido impuesta por Occidente.
Ma'an'ın çocukları, bizim çocuklarımız. Batı'nın çizdiği anlamsız bir sınırın ötesinde yaşıyorlar.
Para alguna gente, siempre seré El Americano, el infiel occidental.
Bazıları için daima "Amerikalı" olarak kalacağım. Batılı hain.
Tu padre ya es visto como un occidental.
Baban zaten Batılı olarak görülüyor.
Enjuagar y repetir como se necesite.
Tekrar ve tekrar batırmak.
Yo la cago, tú llevas la capa.
Ben batıranım sen ise kahraman.
Así que realmente los vamos a conseguir una foto de una pared de lata sumergiéndola en esta materia?
Yani gerçekten bu teneke duvarı bu şeyin içine batırarak fotoğraf mı elde edeceğiz?
Grandes camiones no están golpeando 70. Vamos a ponerse'em torno al 58 West.
Büyük kamyonlar 70'ten hızlı gitmez. 58 Batı'da yakalarız onu.
Si hay muchos pedidos, tendremos platos esperando en el despacho sin calor.
Eğer işleri batırırsak, tabaklarımız yolda ısı olmadan ölecek.
Por el Oeste hacia la ciudad.
Batıdan kasabaya geliyormuş.
¿ Quieres que le ruegue a papi que venga a salvar a su hijito mete-patas?
İşleri en çok batıran oğlu için babamı mı çağıracağım?
Nuestra primera parada es en nuestro pueblo del Lejano Oeste, donde disfrutarán del famoso espectáculo de pistolas de los Estudios Brickton.
İlk durağımız, "Klasik Eski Batı" kasabası. Dünyaca ünlü "Brickton Stüdyoları" nda silah gösterisinin keyfine varacaksınız.
Miren, lamento romper sus ilusiones, pero el estudio está en la quiebra.
Bakın çocuklar hevesinizi kırdığım için üzgünüm ama "Brickton Stüdyoları" batıyor.
Llegamos al arroyo oeste.
Batıdaki dereye ulaştık.
Los dos, todo el día, ¿ llegaron al arroyo oeste?
İkiniz... bütün gün çalışıp batıdaki dereye mi ulaştınız?
La voy a embarrar.
Batırdım.
¿ Al final te liaste con el poli?
Sonunda şu polisle olan ilişkini batırdın mı?
La cagué y me odio por ello. Deberías.
Her şeyi batırdım ve bu yüzden kendimden nefret ediyorum.
Yo no quiero arruinar esto.
Bu işi batırmak istemiyorum.
No, me imagino que no querrías.
Batırmayacağına eminim.
Nos gusta pensar en el Bronx como el Lejano Oeste, y nosotros somos los 49ers.
Biz Bronx'u Vahşi Batı gibi düşünmeyi seviyoruz, biz 49'lularız.
La comida china, por ejemplo... grasienta, grasosa, frita, sumergida en salsas empalagosas, tratando de ocultar el hecho de que es solo comida para perros.
Çin yemeği mesela. Kaygan, yağlı, kızarmış soya sosuna batırılarak köpek eti olduğu saklanmaya çalışılıyor.
Algunos han llamado al Bronx el Salvaje Oeste.
Bazıları Bronx'a Vahşi Batı diyor.
Pero si esto nos perjudica, es nuestro problema.
Senle beni boka batırıyorsa da bizi ilgilendirir.
Y hará un trabajo increíble hasta que se aburra y se autosabotee.
Sıkılana ve olayı batırana kadar, tabi ki iyi iş çıkaracaktır.
No habría tenido que hacerlo si tú no la hubieras cagado de entrada.
En başında senin işi batıracağını bilmiyordu ama.
Del oeste, Voy a ser condenado,
Batıdan geliyor. - Vay anasına.
Los misiles no se dispararán porque podemos hacerlo manualmente desenganche nuestro reactor, haciendo que el sub se hunda,
Füzeler fırlatılamayacak çünkü üretecimizi ele ayırabilir ve denizaltıyı batırabiliriz.
Sí, y tú la has cagado con lo del nombre.
Evet. Sen de isim olayını açınca ortalığı iyice batırdın.
Algunos dirían que mi gente era supersticiosa, pero la verdad es que estábamos protegidos.
Bazılarına göre batıl inançlıydık ama aslında korunuyorduk.
Definitivamente mi favorita, además del Viejo Oeste.
Vahşi Batı'dan sonraki favorim.
Puse a mis mejores hombres en la colina que hay al oeste.
En iyi adamlarım batıdaki sırtta.
Coloquen la batería del cañón en la colina al oeste.
Toplarımızı batı sırtına kurun.
Liberty, Colorado, 1874. De vuelta al Salvaje Oeste.
- Vahşi Batı'ya dönüyoruz.
¿ Habéis estado en el viejo oeste?
- Vahşi Batı'ya mı gitmiştiniz?
Recuerdo mi primera vez en el Salvaje Oeste.
Vahşi Batı'ya ilk gidişimi hatırlıyorum.
Oh, sé unas pocas cosas sobre el viejo oeste.
- Vahşi Batı'yla ilgili benim de bildiğim birkaç şey var.
Que controla todas las tierras al oeste de las Montañas Rocosas. Parece que hemos encontrado nuestra aberración.
Rocky Dağları'nın batısında kalan bölgenin tamamı onun kontrolünde.
Significa que debemos evitar que Turnbull se adueñe del oeste. Parece que has conseguido una banda, compañero.
Turnbull'un Batı'yı ele geçirmesine engel olmamız gerektiğini anlamalısın.
¿ La gente no se lava en el Salvaje Oeste?
Vahşi Batı'da çamaşır yıkamıyorlar mı?
¿ Cómo ayuda esto a Turnbull a adueñarse del oeste?
Bu, Turnbull'un Batı'yı ele geçirmesini nasıl sağlıyor?
Aquí hay suficiente energía para alimentar a todo el Salvaje Oeste.
Burada tüm Vahşi Batı'ya güç vermeye yetecek kadar potansiyel enerji var. - Ya da havaya uçurmaya yetecek kadar.
Es sobre mantener al Salvaje Oeste salvaje.
- Vahşi Batı'nın vahşi kalmasını sağlamak.
El paso de Summit conecta el este con el oeste por ferrocarril.
Summit Geçidi demiryolu vasıtasıyla doğu ve batıyı birbirine bağlıyor.
UU. quedará aislado del oeste.
ABD ordusu Batı'ya giriş yapamaz.
El arma que conquistó el oeste.
"Batı'yı fetheden silah."
Ganar el oeste para aquellos a quienes pertenece.
Batı'yı asıl sahiplerine geri verecek.
¿ Cómo evitamos meter la pata cuando todo lo que queremos es ayudar?
Nasıl tek yapmak istediğimiz yardım etmekken her şeyi batırıp duruyoruz?
¿ Cómo evitamos seguir empeorando las cosas cuando todo lo que queremos hacer es ayudar?
Nasıl tek yapmak istediğimiz yardım etmekken her şeyi batırıp duruyoruz?
Estrella enana del viejo oeste más el replicador
Vahşi Batı Cüce Yıldızı artı çoğaltıcı, eşittir yeni kıyafet.
Si metes la pata, podrías morir.
Batırırsan, ölebilirsin.
Metí la pata, Ollie, hasta el fondo.
Ollie, ben çok kötü şekilde batırdım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]