Translate.vc / español → turco / Baton
Baton traducir turco
276 traducción paralela
El otro día la tenía acorralada en Baton Rouge, o eso creía yo.
Baton Rouge'da onu kapana kıstırmıştım, ya da ben öyle sanmıştım.
¿ Qué cosa, los bastones?
Ne, baton çevirmek mi?
Hace tiempo que soy fanático del baile con bastones.
Çok eskiden beri baton çevirmenin hayranıyım.
Damas y caballeros les presento a la esposa del Solitario Rhodes haciendo su increíble baile de bastón doble con la Séptima Sinfonía de Ludwig van Beethoven.
Bayanlar ve baylar, size inanılmaz, yanan ikili baton çevirme dansını Ludwig van Beethoven'in yedinci senfonisi eşliğinde yapacak olan Bayan'Yalnız'Rhodes'u takdim ediyorum.
Ed Sullivan quiere que haga mi baile de los bastones el domingo.
Ayrıca, Ed Sullivan, pazar gecesi yanan ikili baton dansımı yapmamı istiyor.
Puedes hacer tu baile de los bastones en el baño de damas de la estación.
Yanan ikili baton çevirme dansını Little Rock garının bayanlar tuvaletinde yapabilirsin.
Iremos hacia el sur a Baton Rouge para unirnos a las tropas de la Unión.
Güneye doğru ilerleyip Baton Rouge'a ilerleyeceğiz. Oradaki Kuzey birliklerine katılacağız.
John, hay 500 km de Newton Station a Baton Rouge.
John, Newton İstasyonu'ndan Baton Rouge'a kadar 300 mil var.
Borraremos Newton Station del mapa y luego iremos a Baton Rouge.
Newton İstasyonu'nu havaya uçurunca, Baton Rouge'a doğru ilerleyeceğiz.
Directamente hacia Baton Rouge.
Doğruca Baton Rouge'a ilerlenilecek.
Pregúnteles las posibilidades que tiene de volar Newton Station y de llegar a Baton Rouge.
Belki de Newton İstasyonu.'nu havaya uçurup Baton Rouge'a gitme konusundaki şansımızı onlara sormak isteyebilirsiniz.
Se dirigen hacia el sudoeste a Baton Rouge.
Bunlar güneybatıya Baton Rouge'a gidiyor.
Baton Rouge.
Baton Rouge.
Se dirigen a Baton Rouge, comandante.
Baton Rouge'a gidiyorlar, Binbaşı.
John, ¿ Cuánto faltará para Baton Rouge?
John, Baton Rouge ne kadar uzakta dersin?
Nosotros continuamos hacia Baton Rouge.
Biz Baton Rouge'a gidiyoruz.
Tenía un cuarto alquilado en Baton Rouge. Íbamos a quedarnos allá.
Baton Rouge'da bir oda tutmuştum, orada kalacaktık.
Que un tonto en Baton Rouge firmara un papelito eso no cambia nada.
Baton Rouge'da yaşlı bir budala bir kâğıt parçası imzaladı diye bu böyle olacak değil.
A Baton Rouge a poner al comisionado del condado en su lugar.
- Baton Rouge'a o kahrolası Bölge Amirine haddini bildirmeye!
Tal y como recuerdo, el fiscal intentó presentar cargos... pero el caso entero fue transferido a Baton Rouge.
Bölgesel savcı suçlamasını sağlam esaslara dayandırmak için çok uğraştı ama dava dosyasını olduğu gibi Baton Rouge'a devrettiler.
Y nuestro afortunado amigo de Baton Rouge recibe una gran reina con su par de seis.
Baton Rouge'lu şanslı dostumuz iki altının yanına tombul bir kız aldı.
Está en un sanatorio cerca de Baton Rouge.
Baton Rouge yakınında bir bakım evinde.
Prefiero ir a Baton Rouge. Está más abajo.
- Ben Baton Rouge'u tercih ediyorum.
Un poco al sur de Baton Rouge.
- Orası güneyde kalır.
Cuando decimos "arriba", es porque vivimos en el norte de la ciudad.
Baton Rouge daha güneydedir. Ama biz güney demeyiz.
Tú, ¿ no has estado antes en Button Rouge?
Hiç Baton Rouge'da bulundun mu?
Están gritando en Baton Rouge.
Baton Rouge'da bağıranlar var.
El pan baguette.
Bir baton ekmek.
Le disparé al coyote de Baton Rouge.
Sağol. Baton Rouge'daki çakalı vurmuştum.
Gonzales, Baton Rouge y Timberlane, Mississippi.
Gonzales, Baton Rouge ve Timberlane yolcularını alıyoruz.
Podría ponerme betún de zapatos como hice en Baton Rouge.
Baton Rouge'da yaptığım gibi yüzüme ayakkabı cilası sürebilirim.
- Atención, a las 7 de la mañana este barco y el Baton... -... se retirarán a mar abierto.
Dikkat, sabah saat yedide BURTON ve bu gemi geçici olarak... denize açılacak.
En otras noticias, en Baton Rouge... las últimas medidas legislativas de Huey Long, 37 de ellas... sufrieron un revés el martes pasado, mientras su administración... seguía investigando el asesinato de Long cometido hace 10 días... por el doctor Carl A. Weiss, hijo.
Bu arada Baton Rouge'da Huey Long'un son 37 yasama önlemi geçtiğimiz Salı düştü çünkü ardında bıraktığı yönetim, 10 gün önce Dr. Carl A. Weiss, Jr. tarafından öldürüldüğü suikastin tahkikatını öne aldı.
A la única conclusión que llegaron nuestros técnicos... es que el anillo de retención no había sido asegurado correctamente.
Sanırım bizim Baton Rouge'deki çocukların bazıları sıkılması... Gereken cıvataları tam ayarlayamamışlardır.
Voy a dar una charla en Baton Rouge y decidí ver qué tal va la investigación.
Baton Rouge'da konuşmam var, ilerlemeler nasıI, sorayım dedim.
Y me fui a Baton Rouge a vivir con mi mamá.
Annemle Baton Rouge'da yaşamaya başladım.
¿ A Baton Rouge?
Baton Rouge'a mı?
- En Baton Rouge, con su mamá.
- Baton Rouge'da. Annesine söylüyor.
- Estoy en Baton Rouge. ¿ Y Walter?
- Hala Baton Rouge'da. Walter nasıl?
Dallas, Baton Rouge, Las Vegas...
Dallas, Baton Rouge, Vegas...
- Baton Rouge. haciendo un trabajo.
- Baton Rouge'de. Ödemeli bir işti.
- Gracias. - Servimos juntos en el Baton Rouge. - Dos veces.
- Baton Rouge'de görev aldık.
El 15 de junio el sargento de reclutamiento la recogeria en Slidell y la llevaria al entrenamiento en Baton Rouge.
15 Haziran'da, bir çavuş Slidell'de Hope ile buluşacaktı. Ve askere almak için onu Baton Rouge'a götürecekti.
Trabajaba en el almacén de licor de mi padre en Baton Rouge.
Babamın Baton Rouge'daki likör ambarında çalışırdı.
- En Baton Rouge.
- Baton Rouge'da.
Dice que tiene que quedarse en Baton Rouge.
Baton Rouge'da kalması gerekiyormuş.
Al mismo tiempo, aparece a 1.600 km al norte, en Baton Rouge, Luisiana.
Aynı anda, binlerce kilometre kuzeyde,... Baton Rouge, Louisiana'da, "o" ortaya çıkmış.
El viernes que viene, 29 de agosto, en el centro de exposiciones de Baton Rouge, le daré una paliza a Herculon.
Tek bildiğim şu Jimmy. Önümüzdeki cuma, 29 Ağustos'ta... Herkülon'un osuruklu kıçını tekmeleyeceğim.
¡ Mi trasero se marcha a Baton Rouge!
Buzz, arka tarafım Baton Rouge'a gidiyor!
Y ves que con esta chica se nos oiría hasta en Baton Rouge.
Bu hatunla, Baton Rouge'a kadar iletişim sağlayabiliriz.
Lo compraron en una tienda de animales.
Baton Rouge'da bir hayvan mağazasından alınmış olmalı.