Translate.vc / español → turco / Beach
Beach traducir turco
2,460 traducción paralela
Ve a Beach Club y evita que Laurie tenga relaciones por venganza.
Plaj kulübüne gidip, Laurie'nin intikam seksi yapmasını engelle.
¡ Estas en la playa naranja 3!
Orange Beach 3'tesin!
Lo rastreé hasta South Beach en donde había acordado vender los planos al Servicio Cubano de Inteligencia Naval.
Güney Sahilleri'ne kadar izini sürdüm. Orada planları Küba Deniz Harp İstihbarat Birimi'ne satmayı planlıyor.
¡ ¿ Tienes un condominio en South Beach? !
Güney Sahili'nde dairen mi var senin?
Alquila un bungalow en Redondo Beach.
- Redondo sahilinde bir evi var.
Carter, ¿ desde cuándo sabes que mi padre está en Palm Beach?
Carter, babamın Palm Beach'te olduğunu ne kadardır biliyordun?
Hola Palm Beach.
Merhaba, Palm Beach.
¿ Has estado alguna vez en Vero Beach?
Vero plajına hiç gittin mi?
¡ Oh, Dios mío! ¿ Vero Beach?
Aman Tanrım, Vero Plajı.
Apenas si fui al sur de Redondo Beach.
Redondo Sahili'ne bile gidemiyorum.
¿ Puedes ir a desenterrar almejas a Playa Edgewater Beach con marea alta?
Hey, Edgewater sahilinde deniz kabarıktır diyebilir misin?
South Beach, ¡ déjame oírte!
South Beach, sesinizi duyalım!
Recuerdo unas vacaciones primaverales... Daytona Beach.
Daytona Beach'teki bahar tatilini hatırlıyorum.
Autopista Ocean Beach.
- Ocean Beach çevre yolu.
Alquiló el Beach Club.
Sahildeki klubü kiralamış.
Ni siquiera sé a quién llevar a la fiesta del sábado en el Beach Club.
Yani ben cumartesi günkü Sahil Klubü Partisine, Kimi götüreceğime bile karar veremiyorum.
No te vi en el Beach Club.
Seni Sahil Klubü Partisinde görmedim.
Y ahora, aqui tienes las llaves y las escrituras de mi apartamento... de South Beach.
Bunlar da Güney Sahilleri'ndeki dairemin tapusu ve anahtarları.
Iría mientras a dedo a Miami Beach.
Ben hep "Hadi, Miami Kumsalı'na otostop çekelim." derim.
Temo que los terrorista consigan una bomba nuclear en el puerto de Long Beach.
Ben teroristler Long Beach Limani'ndan nukleer bomba temin edebilirler mi diye korkuyorum.
Quiero decir, después de Palm Beach, dejó de escapar y de guardar secretos.
Yani, Palm Beach'te olanlardan sonra kaçmayı ve sır saklamayı bıraktı.
El va a volver a Palm Beahc.
Palm Beach'e geri dönmek zorunda.
Estamos haciendo las maletas para Palm Beach.
Palm Beach'e gitmek için hazırlanıyoruz.
Luego la mandamos a Long Beach y a un barco al Pacífico.
Sonra levhalaştırıp Long Beach'ten Pasifik ötesine yollayacağız.
¿ Jones Beach?
Jones sahilinde mi?
¿ Cómo estuvo Palm Beach?
Palm Beach nasıl? Harika.
Sylmar está abarrotado ¿ Qué tal Silver Brand Beach?
Sylmar'ı çok kullandık. Silver Strand Sahiline ne dersiniz?
Oye si cambias de opinión estaremos en la playa Georgica!
Fikrini değiştirirsen, Georgica Beach'te olacağız.
Condujo su casa rodante desde Cocoa Beach.
Cocoa Beach'ten ta buraya karavanıyla gelmiş.
Oh, el Beach Club.
Deniz Kulübü.
Ha comprado el Beach Club.
Beach Kulübünü satın almış.
Me esta quitando el Beach Club.
Benim Beach Kulübümü benden aldı.
Ya sabes, compramos el Beach Club.
Bildiğin gibi, Beach Kulübü bizim.
Vale, nos vemos en el Beach Club.
Tamam, Beach Külup'te buluşalım.
Que sucede si Olivier está tan enojado con ella que la encierra y tiene que estar en una cabaña en el Beach Club o algo?
Ya Olivier ona çok kızdıysa, onu dışarı atmışsa ve o Beach Külübü ya da başka bir yerin plajında kalmak zorundaysa?
Vas a convertirte en profesional, o vas a acabar dando clases en el Beach Club.
Profesyonel lige gidebilirsin, Ya da Beach Kulüp'te ders verebilirsin.
No, estoy en South Beach, poniéndome moreno.
Hayır, Güney Sahillerinde bronzlaşmaya çalışıyorum.
¿ La electrocución del que cambiaba lámparas en Brighton Beach?
Brighton Beach istasyonunda bir ampül değiştirme görevlisini elektrik çarpmıştı.
En The Beach...
"The Beach", eh işte.
Es un mapa turístico de Long Beach.
Long Beach'in turistik haritası.
Vale, asumamos que su objetivo está en Long Beach.
Hedeflerinin Long Beach olduğunu farzedelim.
Tenían un mapa de Long Beach en el piso franco.
Güvenli evde Long Beach'in haritası vardı.
Tenemos una exposición de coches en el Centro de Congresos de Long Beach cerca del aeropuerto, un tributo a Bob Fosse en el Centro de Arte, y una feria gastronómica y de vino en el Hotel Grand Belmont.
Hava alanı yakınındaki Long Beach etkinlik merkezinde araba şovu Sahne Sanatları merkezinde Bob Fosse'ı anma gösterisi Grant Belmont Otelde de yemek ve şarap festivali.
Sexo en la Playa. Lo dudo.
"Sex on the Beach." Düşünemiyorum bile.
Ves, nos encontramos en un sitio llamado Rockaway Beach Inn.
Biz The Rockaway Beach Inn'de tanıştık.
Dijo que no tiene servicio de celular porque está en escala en Daytona Beach.
Dedi ki Daytona sahilinde beklemede olduğu için telefonu çekmiyormuş.
Adios, Beach Club
Hoşçakal, Plaj kulübü.
Cada madre en Beverly Hills con una tarjeta negra va a estar en el Beach Club para el espectáculo.
Beverly hills'li her anne siyah bir kart ile, şov için plaj kulübüne gelecek.
Ahora, ¿ por qué no te vas a disfrutar de tus coches y del Beach Club?
Şimdi, neden güzel bir araba ve plaj kulübü üyeliğin var anladın mı? !
¡ No le dije que viniera desnuda al Beach Club!
Ona sahil klubüne çıplak gelmesini söylemedim.
- Claro. - Estoy en la fiesta en el Beach Club.
Tabii ki.