Translate.vc / español → turco / Bellows
Bellows traducir turco
124 traducción paralela
Me complace presentarles al Sr. Willacomb Bellows, inventor de la alimentadora, que sirve la comida a los obreros mientras trabajan.
Size Bay Willacomb Bellows'u tanıştırmaktan zevk alırım. Bellows besleme makinesini icat etti. İşçileri çalışırlarken, otomatik olarak doyuracak pratik bir aygıt.
Esta alimentadora evita las pausas, incrementa la producción y reduce los gastos.
Bellows besleme makinesi yemek molasını kaldıracak. Üretimi arttıracak ve masrafları düşürecek.
Unas de las muchas ventajas de la alimentadora Bellows.
Bunlar, Bellows Besleme makinasının haz verici özelliklerinden bazıları.
Para superar la competencia, no ignoren la importancia de la alimentadora Bellows.
Unutmayın, rakip firmalardan üstün olmak için, Bellows Besleme Aygıtını kullanmanız şarttır.
Sr. Bellows, ¿ ha sabido algo de...?
Bay Bellows, bir haber var mı...?
¿ Qué opinas ahora, Sr. Humilde Bellows?
Şimdi ne diyorsun, Bay Humble Bellows?
- ¡ Sr. Bellows, listo para zarpar! - ¡ Sí, señor!
- Bay Bellows, yelken açın.
Sr. Bellows, que el resto de estos idiotas se queden debajo de la cubierta.
Bay Bellows, Şu yarım akıllı maymunların kalanını güvertenin altında tutun.
La artillería de la costa está pidiendo una andanada, Sr. Bellows.
Kıyı bataryası onlara karşı alabanda istiyor, Bay Bellows.
Nada de eso, Humilde Bellows.
Hayır, hiç de değil, Humble Bellows, hiç de değil.
Sr. Bellows, lleva a los tres abajo y tráeme las llaves del camarote.
Bay Bellows, şu üçünü aşağıya götür ve kabin anahtarlarını bana getir.
Sr. Bellows...
Bay Bellows...
Me has vendido, Humilde Bellows, y a un sirviente del Rey.
Beni sattın, Humble Bellows, hem de Kralın dalkavuğuna.
- Bien dicho, Sr. Bellows.
- Güzel konuşma, Bay Bellows.
Es una decisión espléndida, Sr. Bellows.
Harika bir karar, Bay Bellows.
Esto merece un festejo, ¿ verdad, Sr. Bellows?
Bu bir kutlamayı gerektiriyor, eh, Bay Bellows?
El sirviente del rey puso en ridículo a Humilde Bellows.
Kralın dalkavuğu Humble Bellows'dan bir maymun yarattı.
¿ Vienes, Sr. Bellows?
Geliyor musun, Bay Bellows?
- Sra. Bellows, pase.
- Bayan Bellows, içeri gelin.
¡ Ian Bellows!
Ian Bellows!
He visto algo y, por lo más sagrado, no puedo asegurarlo pero creo que es Ian Bellows.
Bir şey gördüm ve Tanrı adıyla emin olamasam da sanırım Ian Bellows'du.
¿ Cómo se lo diré a la Sra. Bellows?
Bayan Bellows'a ne söyleyeceğim?
- Hola. ¿ Cómo está la Sra. Bellows?
- Selam John. Bayan Bellows nasıl?
¿ Apreció señales de violencia cuando encontró a Bellows?
Bellows'u bulduğunuz yerde mücadele izleri var mıydı?
Harris encontró el cuerpo cerca de aquí.
Bellows'un cesedi pek de uzakta bulunmadı.
- Sí, y Ian Bellows.
- Evet ve Ian Bellows da.
- ¿ Trabajaré con Bellamy o Bellows? - Bellows ya no trabaja aquí.
Peki Bellamy için mi, yoksa Bellows için mi çalışacağım?
Lo hace su sobrino, Lyon Burke.
Bay Bellows artık burada çalışmıyor. Yeğeni Lyon Burke burada.
Si no, a Bellows o a Wheeler.
Lf, Hickam'a yetişemezsin, Bellows veya Wheeler'ı deneyin.
Entonces dice que Harris le dijo que Mark Bellows será el próximo jefe de cirujanos.
Sonrada, Harris'in dediğine göre sonraki baş asistanın Mark Bellows olacağını, söyledi.
- Sr. Schwartz, Soy el Dr. Bellows.
- Bay Schwartz, ben Dr. Bellows.
Si, es el Dr. Bellows.
Evet, ben Dr. Bellows.
Si, Dr. Bellows.
Evet, Dr. Bellows.
Dr. Bellows?
Dr. Bellows?
Bellows?
Bellows?
Estamos a punto de llegar al tee así que llama al hospital y mueve mi cita con la Srta. Bellows para 30 minutos después.
Oyuna başlamak üzereyiz. Hastaneyi ara ve... Bayan Bellows'la olan randevumu yarım saat ileri al.
Bellows, habla Sheppard.
Bellows, ben Sheppard.
Habla Bellows.
Ben Bellows.
La rosa más hermosa a menudo... es arrancada demasiado pronto.
En güzel gül, çoğunlukla... - "Peder Bellows" -... en erken koparılandır.
¡ Fraile Bellows!
Peder Bellows!
Bellows quiere filmar pero Hughie no.
Bellows filme çekmek istiyor, Hughie izin vermiyor.
CRUCERO GRATIS ISLA MAR DEL SUR Russell Bellows
GÜNEY DENİZİNE BEDAVA SEYAHAT Russell Bellows'u arayın
Russell Bellows, grande y valiente fotógrafo de guerra.
Russell Bellows, büyük, cesur savaş fotoğrafçısı.
Gracias, Bellows.
Sağolun çocuklar.
- Oye, Bellows.
- Hey, Bellows.
Seguro, Bellows.
Gördüğüne eminim, Bellows.
- Bien. ¿ Qué traes ahí, Bellows?
- İyi. Oradaki nedir Bellows?
Tal vez quiera jugar al billar con un superhéroe, ¿ no, Bellows?
Büyük olasılıkla hızlı bir üç top müsabakası yapmak istiyordur. Öyle değil mi Bellows?
Bellows, ten cuidado, amigo.
Bellows, dikkatli ol, adamım.
¡ Bellows!
Bellows!
Alcalde Bellows, hola.
Başkan Bellows, merhaba.