English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Bolá

Bolá traducir turco

7,379 traducción paralela
Parece que la golpearon con una porra de metal extensible... esas cosas para autodefensa con una bola en el extremo.
Şu esnek metal çubuklarla dövülmüş gibi duruyor. Şu ucunda bilye olan savunma şeylerinden hani.
Eh, me preguntaba si tenías una bola extra de 5 kilos.
- Şey, acaba sizde fazladan 5,5 kiloluk top var mı.
- Mi problema, soldadito, es que nos acabas de ensartar una enorme y caliente bola de mierda.
- Derdim şu asker oğlan başımıza büyük bir bela aldın. - Öyle mi?
Ahora, puedes patearlo o... pegarle pequeños espejos y convertirlo en un bola de disco.
Buna vurabilirsin ya da üstüne küçük aynalar yapıştırıp sonra da disko topuna çevirebilirsin.
Esa es... Una bola firmada por Mickey Mantle.
O Mickey Mantle tarafından imzalanmış bir top.
Yovani, por favor regresa la bola.
Yovani, lütfen topu yerine koy.
Buenas noches, sé que hoy hace calor y que quieren que comience el juego así que, en cuanto lance esta bola, beban un trago, disfruten del juego y buena suerte a ambos equipos.
İyi akşamlar. Sıcak bir akşam ve tek istediğinizin beysbol olduğunu biliyorum. Bu mereti atar atmaz, kendinize bir içki kapın ve maçın keyfini çıkarın iki takıma da başarılar.
La bola está en tu lado de la cancha, como dicen por ahí.
Dedikleri gibi, top senin sahanda.
Los miembros de la familia se acicalan y duermen acurrucados en una bola.
Birbirlerini kontrol edip, sarılarak ; büyük bir "lemur topu" halinde uyuyorlar
Bola roja suave.
Kırmızı top.
¿ Habría valido la pena? Haber salido del problema... con una sonrisa, haber puesto el Universo en una bola, para rodarla a un accidente inmenso, y decir :
Kestirip atmak meseleyi bir tebessümle sıkılmış bir topa döndürüp avucunda kâinatı yuvarlamak içinden çıkılmaz bir soruya doğru?
Crearía una bola de fuego enorme.
Oldukça etkili bir ateş topu.
La explosión y la bola de fuego mataría - a todo el mundo. - Está bien.
Patlama ve ateş, kalabalığı ve mürettebatı ortadan kaldıracak.
Has reventado la bola, tío.
Topu ne dövdün öyle ya dostum.
Es una bola de energía.
- Bu sadece bir enerji topu.
- Es una bola de energía.
- Enerji topu.
Como si yo fuera una bola de masa.
Sanki bir toprak hamurmuşum gibi.
Tu aliento huele como una bola de sudor.
Nefesiniz taşak gibi kokuyor.
El presidente va a su bola.
Başkan, serseri mayına döndü.
Pero lo compensaba enseñándome cómo afeitarme, a conducir, a golpear una bola con efecto...
Şu üç soruma cevap verin. Pekala çocuklar anlaşılan bir büyücümüz var. Hayır, hayır.
Introducimos la bola del balón de baloncesto, la BBB, a través de la vagina, hasta llegar al útero, y dejamos que el conducto del aire permanezca fuera.
Basket topu kese mermisini yerleştireceğiz. BKM, üste doğru vajinaya, üste doğru rahme. Sonrasında hava tüpünü arkasında dışarıda kalacak şekilde bırakıyoruz.
Eres como una bola de fuego andante.
Etrafta yangın tehlikesi gibi dolaşıyorsun.
Haul que, bola, nunca lo llaman.
Çekin, itin, geri çekilmeyin.
Ha habido reportes de un altercado entre dos hombres justo antes de que la bola de fuego consumiera la estación de gasolina.
Benzin istasyonu alev topuna dönmeden önce iki adamın kavga ettiği rapor edilmiş.
Ahora mismo, el gusano es como un gatito jugando con una bola de lana.
Böcek şu anda, fareyle oynayan bir kedi gibi.
Sí, esto es un contratiempo, pero solo tenemos que cambiar la conversación, volver a meter la bola en nuestra pista, y apuntalar nuestro apoyo con la base.
Evet, bu bir aksilik, ama bizim kolayca gündemi değiştirmemiz, oyuna yeniden dahil olmalıyız, ve desteğimizi dayanağımızla birlikte açıklamamız gerek.
Damas, mis disculpas por esa bola de odio.
Hanımlar, bu nefret dolu kıl yumağı için özür dilerim.
No tiras la bola donde está el receptor, sino donde estará.
Topu alıcının olduğu yere değil, olacağı yere atacaksın.
Bola ocho, hoyo de la esquina.
Sekiz top, köşe kısmı.
- Mi bola.
- Benim.
Tenía una bola de cristal, ¿ y Bobby jugando a los bolos con ella?
Kristal küre almıştım ve Bobby onunla bovlinge gitmişti ya?
Bola de Nieve y yo estamos haciendo un vídeo de gatos.
Kartopuyla kedi videosu yapıyoruz.
Bola de Nieve puede ponerse un poco irritable si le baja el azúcar.
Kartopunun kan şekeri düşerse yaramaz olur biraz.
Grayson, mira estas prótesis de patas para gatos así Bola de Nieve puede mezclar las bebidas.
Grayson, şu protez kedi patilerine baksana. Kartopu bunlarla içki yapabilir.
Grayson, el bigote que has hecho no se pegará a los bigotes de Bola de Nieve.
Grayson, yaptığın bıyık Kartopu'nun bıyıklarına yapışmıyor.
Imagino que debería quedarme aquí, no amada, bajo una ardiente bola de negatividad.
Sanırım burada oturup senin negatifliğini üzerinden almam gerekiyor sevilmemiş.
Bola de Nieve es un gato de cine negro, sirviendo martinis a tipos duros como Humphrey Bogart.
Kartopu düzenbaz Humphrey Bogart tiplerine Martini servis eden bir kara film kedisi.
Estoy jugando detrás de la barra con Bola de Nieve.
Kartopu'nun bar filminde oynuyorum.
Bola de nieve nunca me lo perdonará.
Kartopu bunun için asla affetmeyecek beni.
Eres una maldita bola de demolición.
Gülle gibisin resmen.
Ten cuidado con eso, no es una bola de nieve.
Dikkatli ol, o elindeki kar küresi değil.
¿ Nuestros nombres están escritos en una bola blanca girando en una caja?
Bir küre içerisinde adlarımızın yazılı olduğu beyaz toplar falan mı var?
Bloquea la bola, Vlad, ¡ vamos!
Topu durdurma Vlad! Hadi!
Ella fue la que tiró la bola a mi cara.
Topu yüzüme atan oydu.
¡ Tírense en bola!
Hava atışı!
Perdona, he perdido una bola bajo tu mesa. ¿ Puedes cogérmela?
Topum masanızın altına kaçtı. Onu benim için alabilir misiniz?
Bola de bolos y bola de bolos.
Bowling topu ve bowling topu.
Tenía una bola rápida muy buena, ¿ eh?
- Şahaneydi, değil mi?
Los Knicks tien el control de la bola.
The Knick'ler periyota topu kontrol ederek başladılar.
¿ Cómo va el proyecto "bola de lotería que rebota"?
Senin şu Sayısal Loto Projen nasıl gidiyor?
¡ Saca una bola!
Çek şu topu!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]