Translate.vc / español → turco / Bones
Bones traducir turco
2,458 traducción paralela
Lamerlos contaminaría la superficie ósea.
Yalamak kemiksel yüzeye mikrop bulaştırır. Şakaydı, Bones.
- Entendido, Huesos.
Peki. Anladım, Bones.
Vale, Bones, haz tu magia.
Tamam, Bones. İyi olduğun şeyi yap.
Así que básicamente la misma altura y peso que tú, ¿ eh, Bones?
Yani genellersek, seninle aynı boyda ve seninle aynı kilosu var, değil mi, Bones?
¿ Como tú y tus squinterns, eh Bones? NT : internos rotatorios.
Aynı senin inek stajyerlerin gibi, değil mi Bones?
Tienes mucha prisa, Bones.
Acele ediyorsun, Bones.
Vámonos, Bones, venga.
Hadi, Bones, gidelim.
Bones, ¿ qué estás haciendo?
Bones, ne yapıyorsun?
Cuéntaselas a Bones.
Bones'a anlat.
Bones, ¿ por qué estás tomándote esto de forma tan personal?
Bones, neden bu davayı bu kadar kişiselleştirdin?
Bones, ¿ qué estás haciendo aquí? - ¿ Qué estás haciendo aquí?
Bones, burada ne işin var?
Bones.
Bones.
Bones, ha sido una broma.
Bones, adam şaka yaptı.
Mira esto, Bones.
Şuna bak Bones.
No puedes hacer eso, Bones.
Bunu yapamazsın, Bones.
Lo siento Bones, pero eres todo lo que tengo ¿ vale?
Üzgünüm, Bones, ama bunu yapman gerekiyor, tamam mı?
No es tan simple, Bones.
O kadar da basit değil, Bones.
- Gracias, Bones.
- Sağol, Bones.
De acuerdo, Bones, llamemos a la abogada de menores.
Tamamdır, Bones, gel çocuk avukatını çağıralım.
¿ Pastelería Magnolia? Oh, lo siento caderas.
Hayatta kalabilme ihtimalime karşı Bones dizisini kaydetmeni istiyorum.
- Además necesito que me grabes Bones, en caso de que sobreviva.
Hayatta kalabilme ihtimalime karşı Bones dizisini kaydetmeni istiyorum.
Y Bones.
Bir de Bones dizisini.
Tráeme a alguien. Consigue a Joe Bones.
- Joe Bones gelsin.
¿ De acuerdo, Bones?
Tamam mı, Bones?
Porque, Bones, sólo sé Sweets.
Öyle işte, Bones, Sweets ol işte.
Hace algún tiempo, Bones... Ya sabes, me dijo que sigue sintiendo algo por- -
Yakın bir zamanda Bones, nasıl desem kendince yöntemlerle bana karşı hislerinin olduğunu söyledi, bilirsin -
Bones y Hannah son amigas ahora.
Bones ve Hannah şu anda arkadaşlar.
No vuelvas a hablar de mí y de Bones.
Ben ve Bones olayını ortaya çıkarıp durma, tamam mı?
Voy a almorzar con ella mañana. Si lo mencionas, sé delicada con Bones.
Eğer söylersen Bones konusunda dikkatli davran, diğer herkes gibi değildir o.
Parecen muy obedientes en esa foto.
Bones... Bu fotoğrafta çok uslu görünüyorlar.
- Huesos, vámonos.
Bones, gitmeliyiz.
Huesos.
Onlar... Bones.
Sweets, no te pregunté a ti.
Sana sormadım. Bones, devam et, nasıl?
Lo siento.
Üzgünüm. - Bones.
- ¿ Verdad? Sesos de hueso.
Evet, Bones?
- Significa que puedes amar a muchas personas en este mundo pero sólo hay una persona a la que amas más.
Bu şu demek Bones, bilirsin, dünyada bir çok insanı seversin ama en çok sevdiğin sadece bir kişi vardır.
¿ Bones, qué estás haciendo?
Bones, ne yapıyorsun sen?
¿ Bones?
Bones?
Quiero decir, a ti te gustan las pruebas, ¿ no Bones?
Sen kanıtları seversin, değil mi, Bones?
¿ Señora?
Bones S06 E14 The Bikini In The Soup Senyora?
Eh, Bones, ¿ estas cosas no tienen temporizadores en alguna parte?
Bones, bu şeylerin sayaçları falan yok mu?
Sí, por supuesto.
Evet, tabii ki. Sevgililer günün kutlu olsun, Bones.
- Bones, lo pillo.
- Anladım, Bones.
Bones, es una buena noticia porque eso significa que el ADN de su hijo está archivado en el CODIS.
Bones, bu iyi haber çünkü bu, oğlunun DNA'sı CODIS'te dosyalanmış demek oluyor.
Bones
Selam, Bones.
Bones, ¿ por casualidad tus dotes de actriz han mejorado en el último par de años?
Bones, son bir kaç yılda oyunculuk yeteneğin gelişmiş olabilir mi?
Gracias, Bones.
Teşekkürler, Bones.
¿ Necesitas preguntarlo? Te quiero.
Sormana gerek var mıydı? Seni seviyorum. Bones, orada ne yapıyorsun?
¡ Bones!
Bones!
Vamos, Bones.
Hadi ama, Bones.
Bones 6x14 The Bikini in the Soup gente! ¿ Puedo tener su atención, por favor?
Arkadaşlar!