English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Brenda

Brenda traducir turco

2,497 traducción paralela
¡ Brenda!
- Brenda.
Brenda, alístate para irnos.
- Brenda, hazırlan.
¿ Brenda?
Brenda?
Hola, Brenda.
- Hey. Brenda.
¡ Oye, eso nos lo regaló la tía Brenda?
Onu bize Brenda hala verdi!
- Es lo mejor para Brenda.
- Brenda için en iyisi bu.
¡ Brenda!
Brenda!
Brenda, nuevo peinado.
Brenda, saçını yaptırmışsın.
¿ Se lo has comentado a Brenda?
Bunu Brenda'yla konuştun mu?
iNo le llegan y consigue su tercer ensayo!
- Önü açık. Üçüncü golü için gidecek. - Brenda.
Allá conocí a mi esposa, Brenda.
Orada eşim Brenda ile tanıştım.
El padre de Brenda dice que tú la empujaste.
Breanda'nın babası onu ittiğini söylüyor.
Una niña llamada Brenda, en la escuela.
Okuldan Brenda adında bir kız.
Empujó a Brenda en el parque.
Oyun bahçesinde Brenda'yı itti.
Trabaja con Brenda y conmigo.
- Brenda ve benim için çalışıyordu.
Brenda, no tienes que estar aquí si no quieres.
Brenda, istemiyorsan, burada olmak zorunda değilsin.
¿ Dejar de hacer qué, Brenda?
Neyi, Brenda?
- ¿ Sabías de esto, Brenda?
- Brenda, bundan haberin var mıydı?
Brenda VU ( view )
Brendan Vu.
Brenda.
Brenda.
- Brenda.
- Brenda.
- ¿ Algo, Brenda?
- var mı birşey Brenda?
- Sígueme, Brenda.
- İzle beni Brenda.
Brenda, vamos.
Brenda, hadi.
- Brenda, ven aquí.
Brenda, buraya gel.
- No hagas eso, Brenda.
- Bunu yapma, Brenda.
Brenda, mírame.
Brenda, bana bak.
No le mires, Brenda.
Bunun için bana bakma, Brenda.
- ¿ Dónde Brenda?
- Brenda nerde?
¡ Brenda, corre!
Brenda, koş!
Vamos, Brenda.
Brenda, gel.
¿ Alguien ha visto a Brenda?
Brenda'yı gören var mı?
Quiero buscar a Brenda.
Brenda'yı bulmak istiyorum.
Lleva la marcadora de Brenda.
Brenda'nın işaretleyicisini al.
¿ Qué ha pasado con Brenda?
Brenda, ne oldu?
No lo puedo evitar, Brenda Leigh.
- Oh, Anne, lütfen ağlama. - Elimde değil, Brenda Leigh.
Lamento que debas esperar un mes... para ver a Brenda en ese bello vestido.
Brenda'yı o güzel elbise içinde görmek için bir ay bekleyeceğin için üzgünüm.
Imagínate a ti mismo dentro de 50 años, cuando tú y Brenda podrían estar haciendo lo que... Willie Ray y yo hacemos ahora, preparándonos para celebrar nuestro aniversario 50... en un crucero en las islas hawaianas.
Bir düşün bundan yarım yüzyıl sonra Sen ve Brenda Willie Ray ile benim şu an yaptığımızı, yapıyor olabilirsiniz Hawaii Adaları'na düzenlenen bir gezide 50.ci yılınızı kutlamaya hazırlanmak.
- Brenda Leigh, el blanco es color de la alegría y nuevos comienzos.
- Brenda Leigh, Beyaz neşenin ve yeni başlangıçların rengidir.
Brenda Leigh siempre deja las cosas para última hora.
Brenda Leigh her zaman işleri son dakikaya bırakır.
Brenda, ¿ creerías que bautizan en un jacuzzi?
Aynı İsa gibi. Brenda vaftizleri küvette yaptıklarına inanabiliyor musun?
Brenda, yo... no quiero parecer anticuado, pero este lugar- - No. Lo sé, papi.
Brenda, Ben eski kafalı biri gibi davranmak istemem ama burası...
Brenda Leigh, sé que mi tiempo no vale nada, pero tu madre merece algo mejor.
Brenda Leigh, biliyorum benim zamanımın bir değeri yok, Ama annen bunu hak etmiyor. Oh, Clay, lütfen.
Brenda Leigh... no quiero oírte decir que lo sientes una vez más.
Ben sadece... Brenda Leigh bir kez daha "Üzgünüm" dediğini duymak istemiyorum.
Brenda, ahora que hemos acomodado a tu papá, ¿ te gustaría casarte en el balcón de la habitación de un agradable... hotel mirando al océano con nada más tu padre y yo, y la hermana de Fritz como testigos?
... şimdi, babanı yerleştirdiğimize göre okyanusa bakan güzel bir otel odasının balkonunda evlenmeye ne dersin?
¡ Brenda Leigh! ¡ Tu televisión no funciona! No logro encenderla.
Brenda Leigh televizyonun çalışmıyor!
- Buenos dias.
- Brenda.
He estado estudiando.
Brenda biraz çalışma yaptım.
Está hablando de Brenda.
Brenda hakkında konuşuyor.
Iremos a dar una vuelta mientras habla con Brenda.
Siz Brenda ile konuşurken biz de etrafa bakacağız.
Brenda, no te vayas a molestar con nosotros.
Şimdi bize bunun için kızma.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]