English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / British

British traducir turco

284 traducción paralela
Profesor de Astronomía, miembro de honor de la Sociedad para la Investigación Espacial, de la Sociedad para la Investigación Astrofísica de la Societé de France y del British Astronomical, Londres ; colabora en los Anuarios astronómicos, en Memories of the Royal Astronomical Society y en Nordisk Astronomik Tidskrift P.P.
Dr. Georg Manfeldt bir Astronomi Profesörüdür.
Por la razón, señor de que el Sr. Crosbie tiene en el banco de la Cia. British Malaya en Singapur una cuenta de ahorros con la suma de 10452 dólares.
Nedeni şu ki, efendim Bay Crosbie'nin, Singapur'daki İngiliz Malaya Şirketi'nin bankasında 10.452 dolar tutarında bir tasarruf hesabı var.
Sólo hay uno igual en el Museo Británico.
Bunun bir tek benzeri British Museum'da bulunuyor.
¿ No sería conveniente mandar un cable a tu amigo de la British East?
Bu gecikmenin British East'teki arkadaşına telgrafla bildirilmesi gerekmez mi?
Van al África Oriental.
British East'e gidiyorlar.
y si estamos en África Oriental tanto tiempo, levantaremos sospechas.
O kadar zaman, British East'te vakit geçirirsek birileri kim olduğumuzu merak edip sorular sormaya başlayacaktır.
A usted, como viuda de Billy, le será fácil convencer a su amigo en África.
Billy'nin dul karısı olarak British East Şirketi'ndeki arkadaşını ikna etmek sizin için çok kolay olacaktır.
Queríamos que nos hablara del África Oriental.
British East'te iş imkanları konusunda tavsiyelerine başvurmuştuk.
Seré rey del uranio si sobrevivo.
GELDİĞİ YER BRITISH EAST AFRİKA
Entonces el Museo Británico no tenía la única copia.
O halde tek kopya British Museum'de değil.
Las brigadas internacionales : los batallones Thaelman, André Marty, Abraham Lincoln, Garibaldi, Dimitrov y el batallón británico pasan a la contraofensiva.
Uluslararası tugaylar Thaelman taburu, Andre Marty Abraham Lincoln, Garibaldi Dimitrov ve British taburu, karşı saldırı başlattı.
British United Air Ferries anuncia su última llamada para la salida de su vuelo VF400 con destino a Ginebra.
British United Hava Yolları ile Cenevre'ye gidecek olan VF400 uçağı için son çağrı.
British United Air Ferries anuncia la salida de su vuelo VF400 a Ginebra.
British United Hava Yollarının Cenevre'ye giden VF400 uçağı kalktı.
Pasajeros del vuelo 684 de British European Airways con destino a Berlín pueden embarcar por la puerta 6.
BritisH European Airways 684 nolu Berlin uçuşu yolcuları 6. kapıdan otobüse binebilirler.
British Petroleum nos prestó al capitán Douglas.
Yüzbaşı Douglas'ı British Petrol'den ödünç aldık.
Señor, le recuerdo... que el acuerdo con British Petroleum... era que yo permaneciera en áreas portuarias.
Efendim, müsaadenizle belirteyim ki British Petrol'le anlaşma benim liman bölgesinde kalmamdı.
¿ El uniforme de British Petroleum?
British Petrol üniforması mı?
Saltando de árbol en árbol mientras flotan en los grandes ríos de British Columbia...
Ağaçtan ağaca zıplayan British Columbia'nın muazzam nehirlerinde yüzerlerken.
La policía está centrando sus investigaciones en British Broadcasting...
Polisler soruşturmayı Britanya Radyo Televizyon Kurumu...
Había una en British Museum, pero fue clausurada... cuando London Transport absorbió a las otras compañías.
İngiliz Müzesi tarafında vardı bir tane ama o da Londra Nakliyesi küçük şirketleri satın alınca kapatılmıştı.
¿ Holborn y British Museum?
Holborn ve İngiliz Müzesi?
El vuelo 568 de British Airways con destino a Zurich... embarcará por la puerta 10.
İngiliz Havayolları'nın 568 numaralı Zürih uçağı 10 numaralı kapıdan yolcularını almaktadır.
Sé que parte del dinero me va a llegar al British Bank of North America, pero necesito la totalidad de mi pensión.
Kuzey Amerika British Bank yoluyla bana bu paranın bir kısmının gönderildiğini biliyorum ama bütün paraya ihtiyacım olacak.
- British Broadcasting Company. - Oh, inglesa.
- İngiliz Yayın Kanalı.
-.. y todo lo de British Rail. -!
- ve... tüm ingiliz demiryolunu.
La Muestra Wells de Londres, del Museo Británico.
Wells sergisi British Museum'dan getirildi.
La British Leyland mide su éxito según la magnitud de los beneficios o, para ser mas precisos, mide sus fracasos según la magnitud de las pérdidas.
İngiliz Leyland'ı başarısını faydaya göre ölçer, daha doğrusu zararına bakarak başarısızlığını ölçer diyelim.
Y esperando cuatro días en la pista de despegue del Aeropuerto de Luton en un paquete de cinco días sin nada de comer salvo sandwiches húmedos.
Ve beş günlük paket turda Luton Havaalanı'nda geçirilen dört gün. British Airways tipi kuru sandviçlerden başka yiyecek bir şey yoktur. Watley's Red Barrel bile bulamazsın.
La British East India Company hizo muchos negocios aquí.
İngiliz Doğu Hindistan Şirketi burada çok iş yaptı.
Unos días más y el Museo Británico se los habría quedado.
tam zamanında, bir kaç gün içinde british müzesi alacaktı. yoksa onlar alacaktı.
El interés del Museo Británico era tan sólo una mentira, para que valieran el doble.
British Muzesi ile rekabet yapacakmış, yalan.
En el Museo Británico esperaba hallar alguna pista.
British Museum'da bir ipucu bulurum diye ümit ettim, durdum.
No... no soy un hombre rico, como puede ver, señor, pero tengo una vida humilde, y respetable, si puedo decirlo, en el Museo Británico.
Ben - ben sizin de gördüğünüz gibi zengin bir adam değilim bayım, fakat alçakgönüllü ve saygın bir hayat yaşıyorum, söylemem gerekirse British Müzesi'nde.
Ya sabes lo que quiero.
POP, BAK DİNLE ( British TV - 1965 )
El gobierno tomó el control de British Airways y de todos los navíos del Canal.
Hükümet, İngiliz Havayolları ile Avrupa'ya yapılan feribot seferlerini kontrolüne aldı.
Y si British Telecom piensa que usted es bastante divertido, ellos le conectarán con nuestra centralita aquí.
Eğer bulduğunuz numara İngiliz Telekom tarafından beğenilirse yayına alınacaksınız.
última llamada para los pasajeros del vuelo British Airways...
İngiliz Havayolları yolcuları için son çağrı lütfen - -
British Airways a Río.
British Airways Rio'ya.
British Airways y TWA están totalmente vendidas hasta la semana próxima.
Hem British Airways hem de Trans World Airways gelecek haftaya kadar tamamen dolu.
Estuvo en la feria de audio del Consejo Británico en Moscú hace una semana.
Geçen hafta, British Council'in Moskova'daki sesli ürünler....... fuarını ziyaret etmiş.
Están en el Museo Británico, o en el Louvre.
British Museum ya da Louvre'dan bile
Oigan esto : he estado viajando por todo el país por British Air.
Hadi buyurun bakalım : Tüm ülkeyi İngiliz havayollarıyla geziyorum.
No se puede fumar en British Air.
İngiliz havayollarında sigara yasak.
Estamos trabajando en un estudio sobre el Fauvismo para el Museo Británico de Arte Moderno.
British Museum'un modern sanat bölümü adına Fovizm akımı üzerinde çalışıyoruz.
No hay duda de que surgirán rivalidades entre el Dr. Fosswell del Museo Británico y el Dr. Schneider, del Museo Metropolitano de Nueva York ;
British Museum'dan gelen Dr. Fosswell ile New York Metropolitan Müzesi'nden gelen Schneider arasında rekabet yaratacağı kesin.
Bueno, claro, el Museo Británico debe presentar a su candidato. ¿ Y el Metropolitan qué?
British Museum'un da işin içinde olması gerek tabi.
El Museo Británico acepta que yo sustituya a mi padre en la excavación.
Ben ilgileniyorum. British Museum, keşfin başına benim geçmemi istiyor.
Es el guardián de las antigüedades del Museo Británico, n'est-ce pas?
British Museum'un antika bölümünün başındaki kişi, değil mi?
El Museo Británico sólo mandaría a su arqueólogo más veterano.
British Museum, en kıdemli arkeologlarından başkasını asla göndermez.
Yo soy Leonard Fosswell, del Museo Británico.
Ben British Museum'dan Leonardo Fosswell.
lo discimula muy bien hace años, Tony trabajo... con la inteligencia britanica estaba en la inteligencia americana estacionada en el reino unido pero todo termino mal para el cuando un sospechoso de terrorismo murió durante un interrogatorio
Hiç belli etmiyor. Yıllar önce, Tony kısa süreliğine British Intelligence ile çalıştı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]