English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / español → turco / Buffet

Buffet traducir turco

684 traducción paralela
¿ La Srta. Irene querrá que sirva los canapés aquí o preparo una especie de buffet?
Sizce Bayan Irene sandviçlerin burada servis edilmesini mi arzu eder... yoksa açık bir büfe mi kurayım?
En el peor de los casos, puedes servir un buffet.
En kötüsü büfeden ikram yaparsın.
Debe de pensar que es un buffet libre.
Bedava yemek büfesi sanmış olmalı.
- Te apuesto a que tienen un buffet.
- Eminim büfeleri bile vardır.
Es un buffet.
Sorun olmaz, nasıl olsa parti var.
Esto es un buffet. Ya sabe, una barra de comidas.
Açık büfe, bilirsin yemek tezgahı.
¡ Hey, es Buffet!
Hey, bu Buffet!
El Buffet Exchange.
Buffet Exchange'de.
La idea de cenar seriamente en el buffet de una recepción...
Yine de diplomatik bir resepsiyonda gerçek bir akşam yemeği yeme ihtimali...
¿ Por qué no nos vamos al otro buffet?
- Burası çok kalabalık.
¡ El buffet después!
Büfe sonra!
Es nuestro propio "buffet".
Burası kendi büfemiz.
Tu ya controlas el buffet.
Zaten büfeler senin kontrolünde.
Tienen un buffet excelente.
İyi bir büfe hazırlamışlar.
He organizado, para el intervalo, un buffet para sustentar a los artistas y, espero, para su placer también.
bütün sanatçılarımız için ve tabii ki sizin için de.
Se lo agradecería, Sr. Le dejaríamos un buffet frío y ensalada.
Minnettar olurum, efendim. Size soğuk büfe ve salata hazırlarız.
Será un buffet, y tendremos un camarero, así que...
Açık büfe olacak ve bir de barmen gelecek, yani...
Buffet está a la izquierda.
Kampateşi Büfesi solda.
A modo de buffet, Sirvanse Uds..
Hazmı kolay, ekmek arası olacak.
Bueno, un dromedario tiene una joroba y el camello... tiene un vagón restaurante, buffet y revisor.
Onların tek hörgücü olur, devede ise yemek vagonu, büfe ve biletçi olur.
El pastel tendrá que servírselo del buffet.
Yaş pastalar tezgâhta.
Donald y Donna Dasher vienen a unirsenos para un pequeño e informal buffet.
Donald ve Donna Dasher hafif bir şekilde hazırlayacağım... akşam yemeğinde bize katılacaklar.
No tenemos buffet para esta noche.
Bu gece marina için hazır büfemiz yok.
BUFFET Y ORGÍA ANUAL DEL TEMPLO DE EROS
EROS'UN TAPINAĞI SENELİK ALEM VE AÇIK BÜFE
Jimmy Buffet.
Jimmy Buffet.
Las mujeres y los niños están cocinado un buffet de bambú.
Kadınlar ve çocuklar bir bambu büfesi yapıyorlar.
Señores, es la hora del buffet.
Beyler, büfe için tam zamanında geldiniz.
Como en un buffet.
Aynı senin salata barın gibi.
¿ Sabía que tenemos un buffet para comer gratis "todo lo que Ud. pueda"?
Bir açık büfemiz olduğunu biliyor muydun?
¿ Roxie, llevas al Sr. Mármol a la mesa buffet?
Taşıl, Bay Moloztaş'ı büfeye götürür müsün?
Se fué a la mesa buffet con una bailarina.
Bir dansçı kızla birlikte büfeye gitti.
El la mandó a que me llevara a la mesa buffet para que no pudiera detener a Pedro.
Fred'in kumar oynamasına engel olmayayım diye beni açık büfeye götürdü.
Solía trabajar en un buffet.
Eskiden bir büfede çalışıyordum.
¡ Esto no es un buffet, chica!
Bu açık büfe değil.
En el Buffet de Ted puede comer todo lo que ve, y más.
Ted'in Açık Büfesi'nde gördüğünüz her şeyi ve fazlasını yiyebilirsiniz.
Esta es nuestra contribución al buffet de la Señorita Twin Peaks.
Bu da bizim Bayan İkiz Tepeler gala gecesine bir katkımız.
El artista que aprecio mucho es Bernard Buffet.
Bernard Buffet gerçekten takdir ettiğim bir sanatçı.
¡ Rémy! Hablando de buffets.
Buffet ( büfe )'den bahsetmişken işte geliyor.
Hay un buffet por allá.
Biraz açım sanki.
Nadie... No me importa si eres Jimmy Buffet. Nadie sabe si las acciones van a subir, bajar, ponerse de lado en jodidos círculos.
Hiç kimse tabii Warren Buffet ya da Jimmy Buffet degilsen bir hissenin artmasi, düsmesi, durmasi ya da döngü içine girmesini kestiremez.
¿ Un buffet?
Büfe den mi?
Como iba diciendo, yo no voy a tomar cualquier cosa A diferencia tuya en un buffet.
Dediğim gibi, ben bir şey almayacağım. Bir büfede size benzemeyen bir şey dışında.
Por usted, reduciria mi tarifa del buffet.
Senin için servis ücretinde indirim yapacağım.
Es buffet.
Bu açık büfe.
Los putos capos se creen que esto es un puto buffet libre.
Kahrolası patronlar burada paranın kolay kazanıldığını sanıyorlardı.
Me prepara un buffet completo todas las mañanas.
Bana her sabah komple bir kahvaltı hazırlar.
- Te apuesto a que tienen un buffet. - Sí. Siempre te dije que eras un gran escritor.
Şık kıyafetiyle, yüksek topuklarla kaldırımda yalpalıyordu.
Hoy vi un lugar que decía "buffet".
Mesela buraya gelirken bir büfenin önünden geçtim.
¿ Seguro que no quiere salvar algo de su dinero, para ir al buffet?
Büfe için biraz para ayırmayacağına emin misin?
El buffet tiene su ritmo, así que encuentra el tuyo.
Açık büfede çok çeşit var. Kendini dizginlemelisin.
Hay un tour por las clases, 15 minutos para lavarse y arreglarse de 18 : 45 a 19 : 45, copas y buffét frío en la cámara de oficiales.
... eğitim derslerinin bir turu var, temizlenip giyinmek için 15 dakika, sonra 18 : 45-19 : 45 - subay salonunda içki ve soğuk mezeler.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]