Translate.vc / español → turco / Busca
Busca traducir turco
18,919 traducción paralela
Algunos de nosotros no podemos salir al mundo en busca de compañía, así que no pararé de coleccionar almas - hasta que encuentre a mi alma gemela.
Bazılarımız dış dünyaya açılıp kendilerine arkadaş bulamıyorlar bu yüzden ruh eşimi bulana kadar ruh biriktirmeyi bırakmayacağım.
Busca el modo de acercarte.
İçine girmenin başka yolunu bulmalısın.
Mi equipo de improvisación busca una segunda persona.
Doğaçlama ekibim için ikinci bir kişi arıyorum.
Cariño, si un hombre quiere tomárselo con calma, se está recuperando de una infección o busca amor.
Hayatım, bir adam bir şeyleri yavaşlatmak istiyorsa ya enfeksiyon atlatıyordur ya da aşkı arıyordur.
Espera, y busca mi abrigo.
Ceketimi al.
Busca desconocidos por 10 años.
10 yaşında tanınmamış bir yüz görene kadar bakmaya devam et.
Busca tu desayuno allí.
Kahvaltını şuradan alıyorsun.
Busca allá!
Oraya bak.
Encuentra su camión y busca ayuda. Bien?
Onların kamyonlarını bul ve yardım getir, tamam mı?
Siempre busca dinero.
Hep para ister zaten.
La deja y cuando regresa a su casa busca Lucas 14 : 10 en su biblia.
Kızı bıraktıktan sonra evine gitmiş ve eve varır varmaz Luka İncili'ni alıp 14 : 10'u açmış.
Si busca una frase, pierde el tiempo.
Demeç istiyorsan vaktini boşa harcıyorsun.
No busca asesor financiero.
Mali danışman aramıyorsun herhalde.
Así que estamos en busca de un lagarto cornudo, de tamaño humano con dientes humanos.
Demek adam boyunda insan dişli bir boynuzlu kertenkele arıyoruz.
Sólo estoy en busca de algún tipo de lógica interna.
İçsel bir mantık bulmaya çalışıyorum.
"Mi cielo busca tu tierra."
Gökyüzüm senin zeminini arıyor
¿ Por qué usted busca de Layla?
Layla'yı niye arıyorsunuz?
Sin embargo, hay una gran cantidad de agencias por ahí que están en busca de los perfiladores de estos días, la Sra Wish.
Ama bugünlerde profil uzmanı arayan birçok kuruluş var Bayan Wish.
Las circunstancias lo exigen con Nash en busca y captura.
Nash kaçak olduğundan zorlayıcı şartlar mevcut.
- En busca de la onda grande de Dave.
-'Dev Dalga'Dave'i arıyorum.
Busca a los otros conspiradores y tráelos ante mí.
İşbirlikçilerini bul ve bana getir.
Aparte de Lowry, a los del tablero que aún respiran, los busca un asesino a sueldo.
Lowry'nin haricinde, bu işin içindeki herkes onları öldürmek istiyor.
Busca las malditas bombas.
- Al şu lanet bombaları tamam mı?
También fue anfitrión de varias temporadas de En busca de.
Ayrıca In Search Of'un birçok sezonunu sunmuştu.
Solía ver En busca de, y lo recuerdo en La invasión, de Kaufman y en Misión : Imposible.
In Search Of'u izlerdim, onu Kaufman'ın Ceset Yiyiciler'inden ve Görevimiz Tehlike'den hatırlıyorum.
Estamos en busca de una familia que ha perdido la mayor parte.
En çok kaybı veren aileye bakmalıyız.
Busca en ese libro.
O kitaba bak.
... sube y busca en los cuartos.
... yukarıya yatak odasına bakın.
Busca en el cuarto de la niña. No me importa. ¿ Sí?
Çocuk odasına da bak, her yeri arayın işte tamam mı?
Busca lo de todo el año.
Tüm yıl için alın.
Busca otro sitio donde meter la nariz.
Git o burnunu başka yere sok.
Si sus requerimientos están en orden, ¿ le importaría decirme qué busca?
Soruşturmanızı etkilemeyecekse ne aradığınız söyler misiniz acaba?
Busca otro trabajo y deja de culparme.
Gidip başka bir iş bul ve beni suçlamayı kes.
Mylene busca a un hombre.
Mylene bir erkek arıyor.
BUSCA A AQUELLOS QUE AVIVEN TU LLAMA
ATEŞİNİ KÖRÜKLEYENLERİN PEŞİNDEN GİT
Busca a alguien que vuelva a trabajar contigo y, luego, hablaremos.
Git bir daha seninle çalışacak başkasını bul piyasada. O zaman gelip benimle konuş.
Mi gente lo busca.
Orada adamlarım var.
Cientos en busca de la clarividente.
Yüzlercesi kahini arıyor "
El vivero de la ciudad busca dos pacientes más para trabajar media jornada.
Bakımevi yarı zamanlı çalışacak iki kişi daha arıyor.
Busca en la zona.
Etrafı arayın.
Cualquier tipo de aquí en un traje caro está en busca de "un buen partido".
Buradaki her erkek eğlenceye hazır.
Oye, el jefe te busca.
Patron seni görmek istiyor.
¿ Hunter me busca?
Hunter beni mi görmek istiyor?
Si viniste en busca de clientes, como verás no hay ninguno vivo.
Ambulansları kovalamak için burdaysanız burada hiç olamdığını fark etmişsinizdir.
Mataste a mi esposa y podaste severamente mi árbol familiar todo en busca de un maldito laberinto.
Yalnızca sikik bir labirentin peşine düşüp karımı öldürdün, soy ağacımı ciddi şekilde budayıp attın.
Muestra los datos conocidos comparados con los datos del sistema antiguo y busca anomalías. Comienza en esta zona.
Eski veriye karşı bilinen veriyi kurup anomalileri bul.
Todo el que viene aquí busca emoción o conflicto y tú simplemente... sueñas lo contrario.
Buraya gelen herkes heyecan ve çatışma ister. Ancak sen tam tersini hayal ediyorsun.
Ve a casa y busca el dinero, regresa y compra el café.
Evine git, paranı al sonra da gelip kahveni al.
Es solo un pirado que busca dinero.
Paragöz kaçığın teki.
# Estaremos en busca de la luz solar o los faros #
- Roman Holiday
Busca un espejo y termina de maquillarte.
Git bir ayna bul da makyajını tamamla.