Translate.vc / español → turco / Bóxer
Bóxer traducir turco
57 traducción paralela
Les seguían Bóxer, el más fuerte y grande de los caballos, y su fiel amigo Benjamín, el burro.
Onların arkasından... Atların en kuvvetlisi ve büyüğü Boksör... ve onun sadık arkadaşı eşek Benjamin geliyordu.
Tú, Bóxer, cuando hayas dado hasta la última gota de tu extraordinaria fuerza,
Sen Boksör, muhteşem gücünü yitireceğin zaman geldiğinde. Neler olacak?
No se habría conseguido nada sin la ayuda de Bóxer, cuya fuerza era mayor que la de todos los demás animales juntos.
Gücü bütün hayvanların güçlerinin toplamından... daha fazla olan Boksör olmasaydı hiçbir şey başarılamazdı.
La mayor aportación era la de Bóxer, quien junto con su amigo Benjamín, trabajaban día y noche sin descanso.
Ama en büyük ilham, gece gündüz demeden tüm vaktini çalışmaya harcayan Boksör'den ve Benjamin'den geliyordu.
Una noche, después de trabajar duro y hasta tarde, como siempre, Bóxer y Benjamín hicieron un curioso descubrimiento.
Bir akşam her zamanki gibi yorucu bir günün sonunda Boksör ve Benjamin ilginç bir şey gördüler.
Y llegó el momento del penoso trabajo de reconstrucción, y, como antes, Bóxer y Benjamín fueron los que trabajaron más.
Sıkıntılı onarım işleri başlamıştı. Ve yine eskisi gibi en çok çalışanlar Boksör ve Benjamin'di.
Bóxer y Benjamín trabajaban y trabajaban sin descanso, día y noche, año tras año.
Boksör ve Benjamin yıllar yılı tüm güçleriyle çalışmışlardı.
Pero el molino todavía no estaba terminado. Las patas heridas de Bóxer, empeoraban.
Ama yel değirmeni hala bitmemişti, ve Boksör'ün yaralı ayağı gün geçtikçe kötüleşiyordu.
Parecía que Bóxer estaba muerto, pero no era así... por el momento.
Boksör ölmüş gibi görünüyordu ama daha ölmemişti.
¡ Bóxer está malherido! No podrá volver a trabajar,
Boksör kafasını vurdu, bir daha çalışamaz.
Mientras Napoleón y Gruñón hacían planes para Bóxer,
Napolyon ve Squiler Boksör için planlar yaparken...
Al día siguiente, los trabajos del molino continuaron como de costumbre... pero ahora sin Bóxer.
Ertesi gün yel değirmen işi olağan devam etti ama Boksör katılmamıştı.
En cuanto al rumor de que Bóxer ha sido vendido a la fábrica de cola, nuestro amado Líder no haría tal cosa.
Ve Boksör'ün tutkal fabrikasına satıldığına dedikodusuna gelince sevgili liderimiz böyle bir şey yapmaz.
Y esa noche, los cerdos brindaron por la memoria de Bóxer con el whisky que les dieron a cambio de su vida.
O gece domuzlar Boksör'ün yaşamıyla satın aldıkları viskiyi, Boksör'ün anısına içtiler.
Dígale al jefe bóxer que quiero hacer un trato con él.
Boxerlar'ın şefine onunla iş yapmak istediğimi söyle.
Sir Arthur, ¿ si mato a un bóxer, crearía un incidente diplomático?
Eğer bir Boxerı öldürürsem bu diplomatik bir kaza mı sayılır?
Parece ser que Ud. posee información secreta sobre los líderes bóxer.
Binbaşı anlaşılan Boxer lideri hakkında gizli bilgi sahibisiniz.
Mientras tanto, me niego a dejarme intimidar por los bóxer.
Bu sürede Boxerların Prens Tuan'a karşı zafer kazanmasından endişelenmiyorum.
Quiero blancos lisos y bóxer.
Düz beyaz, uzun çamaşır istiyorum.
No, pero te vi jugando con los chicos, esta mañana y tienes puesto ese ridículo bóxer que te ha dado no lo sé, será por el hecho que eres mi esposo, cuidas de nosotros y toda la imagen completa.
Hayır, fakat seni bu sabah çocuklarla oynarken görmek... ve sana verdikleri bu aptal boxerı giymen.... Bilemiyorum, kocam olman ve bizimle ilgileniyor olman... Süpürmek yalnızca bu durumu en tepeye çıkardı.
Un hombre que está cansado, un hombre que esté probablemente herido va a tener un paso de 4 pies, y dos pulgadas y 3 / 4 usando sus calzoncillos bóxer.
Yorgun, bir ihtimal yaralı altındaki, boxer şortu ile en fazla 183 cm'lik adımlarla koşabilir.
Súbete tu bóxer.
Boxerını yukarı çek.
Está transpirando sobre tu bóxer.
Donunun üzerinden sarkıyor.
Luego, mientras Kabumpo sacudía su cabeza nuevamente "el bóxer grande comenzó".... " Ansioso....
" Korkarak...
Mató a 37 chinos con las manos en la rebelión Bóxer de 1900.
1900, Boxer Ayaklanmasında 37 Çinli'yi elleriyle öldürdü.
Estabas usando un bóxer azul, y una camiseta blanca.
Mavi bir boksör şortu ve beyaz bir tişört giyiyordunuz.
¿ Encontraste algo en los bóxer?
İç çamaşırında bir şey bulabildin mi?
Dios, espero no llevar el bóxer cuyo botón se cayó
Ah, tanrım. Umarım düğmesi eksik şort donlardan birini giymiyorumdur.
O mejor, un interés especial en lo que hay debajo... de los bóxer de Anton.
Yoksa Anton'un kaliteli bokserının altındakileri mi merak ediyorsun?
No. El tío Davey está a un par de bóxer slip de salir por la puerta.
Davey Amca kapıdan havluyla çıkıyor.
V12, V10, V8... Seis en línea, bóxer de seis cilindros...
V1 2, V1 0, V8, straight-six, flat-six...
Comenzando con el 6 cilindros bóxer del Porsche 911 GT3 RS
Düz 6 silindirli Porsche 9 1 1 GT3 RS ile başlayarak.
6 cilindros bóxer de 4 litros de aspiración natural, 493 caballos de fuerza
493 beygir güç üreten 4 litre motor. Dogal havalandırmalı düz 6 silindir.
Sí, y el auto con el mejor sonido para un bueno... Por el sonido honesto y mecánico de su seis cilindros bóxer, afinado década tras década, es... El Porsche GT3 RS
Evet.En güzel sesli en iyi iyi adam arabası ise, onun yıllardır dinledigimiz mekanik tıngırtısı yüzünden flat 6 silindirli Porsche GT3 RS.
Pero, mientras el Porsche tiene un seis cilindros bóxer de 3,4 litros...
Fakat Porsche nin 3.4 litre 6 silindir ( flat ) motoru var,
Quítate el bóxer.
Donunu da çıkar.
Claramente, ¡ es un hombre de bóxer!
Besbelli, boxerdı.
Tu playera para dormir y tus bóxer. - Mamá.
-... tişört ve iç çamaşırı.
Lo llamo "el tanga bóxer" : negocios en el frente...
Adını "şort tanga" koydum.
El asunto es, no es un coche muy bonito y es un poco caro, pero, también tiene un motor bóxer.
Bu araç hakkında düşündüğüm şey, çok iyi görünümlü bir araba değil ve biraz pahalı ancak bir Boxer motoru taşıyor. - Evet, iki litre.
¿ Nos podrías explicar, Jeremy, por qué un motor con configuración bóxer es bueno?
Açıklamak ister misin, Jeremy niçin Boxer düzenindeki bir motora sahip olmak iyi bir şeydir?
Un motor bóxer es como ir al restaurante de Jamie Oliver para comer.
Boxer motorlar, öğle yemeğine Jemie Oliver'ın restoranına gitmek gibidir.
Ahora se usa algo llamado bóxer, que es lo que yo uso.
Şimdi boxer külot dedikleri bir şey var ki ben de onu giyiyorum.
Seguro fuiste el tipo que sólo llevaba bóxer bajo la túnica.
Sen muhtemelen mezuniyet elbisesinin altında sadece bokserla gezen tiplerdensin.
Yo seré un bóxer y tú serás una shiba-inu.
Ben baksır olayım sen de shiba-inu ol.
Como un bóxer.
Bir boxer köpeği gibi.
No es un bóxer, es un pit bull.
Bu boxer değil, bir pitbull.
Bóxer era admirado por todos.
Herkes Boksör'e hayrandı.
Le compro el bóxer.
Ölü Boxerı satın alacağım.
- ¿ El bóxer?
- Boxer mı?
Es un bóxer.
Bir boxer.